Kılıçdaroğlu ‘Adalet yürüyüşü’ yapacak…

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin milletvekili Enis Berberoğlu’nun tutuklanması üzerine, 1930’lu yıllarda Mahatma Gandi’nin Hindistan’da uyguladığı yöntemi uygulama kararı aldı.

2009 yılında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olduğunda da, hiç bozmadığı sakinliği nedeniyle kamuoyunda “Gandi Kemal” olarak anılan Kılıçdaroğlu, partisinin milletvekilinin tutuklanması üzerine de, Mahatma Gandi’nin Hindistan’da deneyip başarıya ulaştığı barışçıl eylemin bir benzerini hayata geçirme kararı aldı.

GANDİ “TUZ YÜRÜYÜŞÜ” YAPMIŞTI, KILIÇDAROĞLU “ADALET YÜRÜYÜŞÜ” YAPACAK
Gandi “Tuz yürüyüşünü”, 1930 yılında,Hindistan’ın İngiltere’den bağımsızlık kazanmasının ardından, İngilizlerden kalan ve Hintliler’e ayrımcılık yapan yasaları protesto etmek için başlatmıştı. Gandi ve 78 yoldaşı o dönemde İngiliz sömürge döneminden kalan ve Hintliler’e tuz üretimini yasaklayan yasayı protesto için yürüyüşe başlamışlardı.

Hindistan’ın Gujarat Eyaleti’nin başkenti Ahmedabad yakınlarındaki Sabarmati Aşram’dan başlayan yürüyüşe yolda binlerce kişi katıldı. Hint Okyanusu kıyısındaki Dandi köyüne kadar ki 388 kilometrelik mesafeyi çıplak ayakla 24 günde kat eden, o dönemde 61 yaşında olan Gandhi, 6 Nisan sabahı İngiliz polislerinin şaşkın bakışları arasında denize yürüdü ve çamura karışmış bir topak tuzu avuçlarına alarak tatlı suda yıkayarak ufaladı. Böylece bir Hindu’nun tuz çıkaramayacağına dair Tuz Yasası’nı ihlal etti. Ardından Gandhi’nin çağrısına uyan binlerce köylü deniz kıyılarına akın ederek tuz çıkarmaya başladılar. Gandhi ve 60 bin eylemci hapse atıldı ancak yasa da işlemez hale getirildi.

“SADECE ELİMDE BİR AFİŞLE…”
Kılıçdaroğlu da sadece elinde “adalet” yazılı bir afişle yarın Ankara Güven Park’tan yürüyüşe başlayacağını açıkladı. Ancak CHP genel Merkezi’nde yaptığı açıklamada, ne halkı kendisine katılmaya çağırdı, ne de bunu bir “CHP eylemi” olarak lanse etti. CHP Lideri sadece “yarın 11’de Güven Park’ta olacağım” dedi ve adalet sağlanana kadar yürüyeceğini ifade etti.

Kılıçdaroğlu açıklamasında 20 Temmuz tarihine atıf yaparak, Olağanüstü Hal’in ilanına vurgu yaptı. Açıkca ifade etmese de, yürüyüşün ve “adalet arayışının” amacını da OHAL’in ve onun getirdiği kısıtlama ve sonuçların kaldırılması olarak ima etti.

Yürüyüşün amacı, 1762 yılında Doğu Hindistan Kumpanyası’nın mirası olan ve yılda 25 milyon Pound’luk vergiye kaynaklık eden Tuz Yasası’nı (Britanya’nın tuz tekelini) ihlal etmek için denizden tuz çıkarmaktı. Gandhi, yürüyüşe başlamadan önce Britanya Genel Valisi Lord Irwin’e bir mektup yazmış ve yasanın kaldırılmasını, aksi takdirde şiddet içermeyen bir direniş yapacağını bildirmişti. Ardından da halka “kendinizi yeterince güçlü hissediyorsanız hükümetin işlerini terk edip, bu yürüyüşe katılın” çağrısını yapmıştı.

***

Şimdi CHP Milletvekili Enis Berberoğlu’nun tutuklanmasına ne diyor? Cumhuriyet Halk Partisi’nin 15 Temmuz Darbe Komisyonu’nun raporuna itirazları neler? CHP Lideri KHK’lar ve FETÖ operasyonları için hangi adımı atacak? Rabia işareti tartışması neden başladı? Katar krizi ve terörle mücadele için önerileri neler? CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu referandum sonrası gündemdeki başlıkları ayrıntılarıyla anlatıyor.

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun yaptığı açıklamaların satır başları;
“İnanmadım gerçek mi diye sordum. Kendisine “Moralini iyi tut, suçun yok” dedim. Sonuç şu aslında Berberoğlu, milletvekili olmayı bırakın haberi bir kişi. Bu kişiyi elde hiç bir kanıt olmadan gazeteciyle ne konuştun diye kaldı ki gazeteci. Hayatın doğal akışına aykırı değil.
Devleti devlet yapan adalettir. Endişemiz Berberoğlu’ndan kaynaklanmıyor. TC’nin geleceğinden kaynaklanıyor. Hukukun üstünlüğü yok, adaletsiz var. Bu hakim yarın torunlarına nasıl cevap verecek.

ERDOĞAN İNTİKAM DEMİŞTİ
Sayın Erdoğan açıklamıştı, intikamını alacağım demişti. Haberin intikamını almak istedi. Haberi yayınlamak suç değil. Suç eğer siz yasadışı bir örgüte kaçak silah gönderirseniz suç işlemiş olursunz. Suç işlemediyseniz neyden korkacaksınız.
Erdoğan, “Bayır – Bucak Türkmenleri”ne gittiğini söyledi. Başbakan Yardımcısı onlara gitmiyor dedi.
Amacınız birini acımasızca cezalandırmak. Neden benim pozisyonumu dünyaya açıkladınız.

YARGILANMAKTAN KORKUYOR
Neyden korkuyor? Uluslararası mahkemelerden yargılanmaktan korkuyor.
Er geç yargılanacak. Yaptığı uluslararası suçtur. Müslümanı müslümana kırdırıyor.
Komşuda yangın çıktı bunlar yangına bir kova benzinle gittiler. Ama şimdi masum insanları yargılıyorlar. İnsanı yardım malzemesi ise neyden korkuyorlar? İnsani yardım malzemesi devlet sırrı olmaz ki. Biz de Türkmenlere yardım gönderdik. Gizli kapaklı yapmadık.
Bunları götürenler yargılanacak dediniz

Bir bakan suç işlediği zaman yargılanmıyor mu? Devleti yönetenler suç işlerse yargılanmalı. Adil, dürüst, namuslu olacaklar. Her şeyi yaparım ama ben yargılanmam demek Türkiye’ye zarar verir. Amacımız herkes hukuk içine kalarak görevini yapması.
Her devletin gizli sırları vardır. Ama ortaya çıkarın gazeteciyi suçu ne? Savcılar ortaya çıkarmadı mı? Gidin onu yakalayın. Bunu haber yapanı gazeteciyi yargılayamazsınız.

HÜKÜMET Mİ VAR: DAYAK YER DIŞARI ATARLAR
Berberoğlu’nun tutuklanması hükümeti de zor durumda bırakacak…
Allah aşkına hükümet mi var? Kim başbakan. Kim dışişleri bakanı? Nerede hükümet? Bir kişi var. Niye birbirimizi kandırıyoruz! Hangi bakan, hangi yetkisini kullanabilir. Hangi bakan gidip de o bir kişiye su yanlış diyebilir. Dayak yer dışarı atarlar.
Derdimiz Türkiye’nin bekası. Devlet yok ortada. Hangi devletten söz ediyoruz. Adil bir devlet, adalet mi var karşımızda. Bir kişi emrediyor. Ona göre söylediği hukuktur. Gerçekçi olalım. Usulen bakan ve hükümet var ama fiilen yok.
Bu olay tuz biber ekti. Böyle bir yargı mı olur? Hakim göze girecek ya 25. yıl veriyor Adaletsizliğin boyutu Enis bey’le sınırlı değil. Düşünün üç günlük asker darbeden tutuklu.

YÜRÜYÜŞ KARARI: BIÇAK KEMİĞE DAYANDI
Sabredecek bir şey kalmadı, ülke elden gidiyor. Haklılığımızı bütün dünyaya duyurmak istiyoruz. Ben CHP teşkilatlarına sesleniyorum. Bu süreçte asla provokasyona gelmeyin. Ben yürüyeceğim. Elimde sadece tek afiş olacak. Üzerinde adalet yazacak. Bu ülkede adalet kalmadı, adaleti yok ettiler, kalmadı. Güçlü olanlar her türlü barajı aşıyor. Garibanların hakkını kim soracak? Ben yürüyeceğim. Ha arkamdan kim gelir bilmiyorum. Bu ülkede adalet sağlanmak zorunda. Bıçak kemiğe dayandı. Böyle adalet mi olur? Buna ilk tepki yargının vermesi lazım. Ama korku dağları aşmış. Adalet sağlanıncaya kadar ben yürüyeceğim.
Harekatımızın adı: Adalet. Kimse gelmese de ben tek başıma yürüyeceğim. Ben bu ülkeyi seven biri olarak, sadece bu ülkede adaleti getirmek için yürüyeceğim. Bizi daha ciddi sorunlar bekliyor. Benim görevim bu ülkede adaletsizliklere karşı durmaktır, haksızlıklara karşı durmaktır. Ben bunun mücadelesini vermek zorundayım.

KAÇ GÜN SÜRER BİLMİYORUM AMA YÜRÜYECEĞİM
Kaç gün sürer bilmiyorum bu yürüyüş. İstanbul Maltepe Cezaevi’ne kadar yürüyeceğim. Ama orada bitmeyecek tabi. Bu ülkede adalet tescil edilinceye kadar sürecek. Bu herkese açık bir yürüyüş. Gelenler asla provokasyona teslim olmayacaklar. Adalet için yürüyeceğiz, sırtı kalınlar için yürümüyoruz. Onlar için engel yok. Biz garibanlar için yürüyoruz.
OHAL nedeniyle izin verilmezse…
Yürüyeceğiz. Hangi gerekçeyle izin vermeyecekler. Yasaklasınlar. Bütün dünya görür. Bir ülkenin ana muhalefet lideri yürürse bu bütün dünyada haberdir. Haklıysam önümde hiç bir engel yoktur.

TALİMATLA VERİLEN KARARDIR
Yargıda belli bir camiada vicdan yok. Bu olay talimatla verilen bir karardır.
Hukukun üstünlüğüne inanacaklar. Sorun yargılama sürecinde insanların mağdur edilmemesidir. Berberoğlu’nun kaçma şüphesi mi var? Kaçacak diye tutukluyorsunuz. Asıl olan tutuksuz yargılamadır. Şimdi siz savcının bile istemediği tutuklamayı veriyorsunuz. Ama Adil Öksüz’e damatlara tahliye verirsiniz. Sonra güvenin diyorlar. Bunlara yargının kölelerini denir.
Niyet intikam.
Ama kendi iradesini bir kişiye teslim etmemiş birine bu dosya giderse anında tahliye verir.

ORDU VE DEVLETİ ÇÖKERTTİLER
Devleti çürüttüler. Çöken devlet yapısı var. Devleti devlet yapan adalet ve ordu. İkisini de çökerttiler. Adalet ve Kalkınma Partisi’ne oy veren vatandaşlara sesleniyorum: Bu karar adil bir karar mıdır?
AÇLIK GREVİNDE OLAN SEMİH ÖZAKÇA VE NURİYE GÜLMEN’İN DURUMU
Bu yapılan sivil ölüme mahkum etmektir.
Sayın Başbakan’dan, Numan Kurtulmuş’tan rica ettim. Bu insanlar sadece ve sadece hak istiyorlar. “İşimi istiyorum” diyorlar.
Amirlerine sorun, sicillerine bakın. Biz polis devleti olduk.
Alıyorsunuz ölüme mahkum ediyorsunuz… Hangi vicdan… Hangi adalet…
Bu ülkede adalet tesis edilinceye kadar mücadele edeceğiz.

DOKUNULMAZLIKLARLA İLGİLİ VERİLEN KARAR
Biz zaten dokunulmazlıkların kaldırılmasını istiyoruz. Dokunulmazlıklar olmamalı, bugün de aynı şeyi söylüyorum. Milletvekilliğiniz bitince dokunulmazlığınız kalkar. Milletvekillerinin tutuklanması Anayasa’ya aykırıdır. Milletin verdiği temsil hakkını elden alıyorsunuz demektir. Saray’ın mahkemesine mahkeme denmez. Milletvekili dokunulmazlığının kürsü dokunulmazlığı ile sınırlı olması gerektiğini düşünüyoruz.
Düşüncelerim nedeniyle hapse girmemeliyim. Hukukun üstünlüğü kuralı uygulanması hiçbir milletvekilinin tutuklu olmaması gerekirdi. Özel bir destek arayışı içinde değiliz yürüyüşümüz için. Bunu parti aidiyetine bağlamak doğru değildir, memleket meselesidir. Bireysel bir olay değildir.
OHAL kararı çıktıktan sonra muhalefete baskı var. OHAL’den sonra hedef Türkiye. Dolayısıyla darbe sürecinin içindeyiz. Bu dönem o darbeleri aratır hale getirdi. Hiçbir suçu olmayan insanların yurt dışına çıkmayı yasaklıyorlar. Kolektif suç haline getirdiler. Biri suçluysa oturur yargılarsınız. İlk kez bu kadar gazeteciler hapiste. Meclis Başkanı’na da söyledim. Parlamento devre dışı.

OHAL’DEN SONRA HEDEF TÜRKİYE”
OHAL kararı çıktıktan sonra muhalefete baskı var. OHAL’den sonra hedef Türkiye. Dolayısıyla darbe sürecinin içindeyiz. Bu dönem o darbeleri aratır hale getirdi. Hiçbir suçu olmayan insanların yurt dışına çıkmayı yasaklıyorlar. Kolektif suç haline
getirdiler. Biri suçluysa oturur yargılarsınız. İlk kez bu kadar gazeteciler hapiste. Meclis Başkanı’na da söyledim. Parlamento devre dışı.
“BUGÜN YAŞADIĞIMIZ DÜZENİN DEĞİŞMESİ LAZIM”
Sert eleştiri, muhalefet gerekiyorsa bunu yaparız. Tek adam rejimi kul hakkı yemeyi özendirir, yargının gücü garibe geçer. Bu rejimin değişmesi lazım. Bugün yaşadığımız düzenin değişmesi lazım. Ben yürüyeceğim ama parlamento boş kalmayacak. Orayı terk etmeyeceğiz, her türlü muhalefeti yapacağız.

“2019 ADAYI” TARTIŞMASI
Hayır hayır onları unutun. Aday yok bunları unutun. Bİz bu ülkede demokrasiyi savunanlar hakkı adaleti savunanlar elbette 2019’da demokratik parlamenter sisteme geçiş için mücadele edeceğiz ve gereğini yapacağız.
DARBE KOMİSYONU RAPORU
Bu darbe öngörülen bir darbedir. Önlenemeyen darbeydi. Sonrasında sonuçlar kullanıldı. Halkın ve Saray’ın 15 Temmuz var.
Sokağın 15 Temmuz’u 243 şehit. Sokağın 15 Temmuz’una söyleyecek tek lafımız yok. Canlarıyla kanlarıyla darbeyi engellediler. TBMM bütün partilerin sabaha kadar bombaların altında darbeyi püskürttü. Buna da lafımız yok.
Ama Saray’ın 15 Temmuz’u… Darbe girişimi oldu. Yanlıştı. Karşı çıkmalıyız, demokrasiyi savunmalıyız. Sonrasında 4 parti darbenin tüm ayrıntılarını açığa çıkaralım dedik.Darbe Komisyonu neden darbenin üstünü kapatmak istiyor? Niçin? Onlar da karşı ben de. Herkes karşı. Darbenin ayrıntıları parlamento ortaya çıkarsın dedik.

Ne diyeceğim ben darbeye? Bana bir isim söyleyin? 249 şehidin kanı yerde kalacak mı? 3200 gazinin ahı yerde kalacak mı?
Eski Genelkurmay başkanı, MİT Müsteşarları komisyona geliyor. Sayın Genelkurmay başkanı ve MİT Müşteşarı darbe komisyona gelip bilgi vermiyorlar. Kim göndermiyor? Siyasi otorite git derse gidecektir. Açık verirsem ne olur, gitme diyor. Hükümet istemiyor. Darbenin açığı çıkmasını istemeyenler Kimler?
Öngörülen darbeydi. MİT raporu, Meclis’e gönderdiği rapor. 21. sayfa, darbe girişiminden söz ediyor. 22 Mayıs 2017. Sayın Erdoğan ayın 16’sında şu açıklamayı yapıyor. “Öğleden sonra silahlı kuvvetleri içinde hareketlilik” diyor. Öğleden sonra biliyordu yani. Öngörülen, önlenmeyen ve soruşturulmayan darbeye kontrollü darbe denir. Darbeden haberi olmayan biri üç ayrı yerde neden uçak tutsun?

SÖZCÜ’YE FETÖ’CÜ DİYORLAR: AKIL VAR MANTIK VAR
SÖZCÜ ve Cumuhriyet’e FETÖ’cü diyorlar. Akıl var mantık var. Bu insanları hayatı FETÖ ile mücadelEyle geçimş. Ahmet Şık kitabı çıkmadan hapse atıldı. Şimdi FETÖ’cü diye içeride.

Ben kontrollü darbe dedim biri çıksın kontrolsüz desin. TBMM’nin yetkileri elinden alınmış, yargının bağımsızlığı gitmiş. Böyle bir düzen olabilir mi? Anayasa diyoruz hangi yasalardan söz ediyoruz?

Leave a Reply

Your email address will not be published.