Mustafa Balbay: Halk Erdoğan’dan 2 sıfır attı!

balbay mustafa meclis12 Eylül darbesinin başındaki kişi olarak Kenan Evren’in ölümünün ardından yaşanan tartışma yelpazesi oldukça geniş. Evren’in ölümüyle birlikte 35 yılın bir dökümünün de yapıldığı görülüyor; “önümüzdeki 3-5 gün daha bunun devam edeceği anlaşılıyor”.
Evren’in kudretli olduğu dönemlerde etrafını donatan kişilerin yıllar sonra söyledikleri…
12 Eylül hukukundan ve uygulamalarından yararlanarak kendilerine özel güçlenme sahası yaratanlar…
12 Eylül günlerini en acı şekilde yaşamış ve o günlerin silinmez izlerini taşımakta olanlar…
Yelpaze çok daha fazla genişletilebilir. Tartışmanın sadece Evren’in diktatörlüğü çerçevesinde kalmayıp 12 Eylül’ü yaratan koşullar ve 12 Eylül’ü kullananlar boyutuna da taşınmasını diliyoruz, istiyoruz.
***
12 Eylül nasıl bir darbeydi?
Pek çok kişi, bu da soru mu canım, işte her türlü yöntemin kullanıldığı acımasız bir askeri darbeydi, karşılığını verebilir. Ancak bu soruyu, sonuçları bugüne de uzanan bir derinlikte yanıtlamak gerekiyor.
12 Eylül, sosyalist sola sözcüğün tam anlamıyla siyanürlü bir darbeydi, yani bir daha hiçbir filiz vermemek üzere köklerini kazımak istediler.
Merkez sola acımasız bir darbeydi. Başında sol taşıyan bütün fikirlere “yasadışı” damgası vurdular.
Öyle ki uzun yıllar sol örgütlere operasyon yapıldığında hep şöyle başladılar:
“Yasadışı sol bir örgüt…” Yani solu yasadışı sözcüğüyle birleşik kullandılar.
12 Eylül sağın bütün renklerine de darbeydi. İdam edilen, yıllarca hapiste çürütülen ülkücüler oldu. Ancak 12 Eylül sağa şunu söyledi:
“Sizi bir süre kenara çekiyoruz, fakat fikirlerinizi iktidara taşıyoruz.”
12 Eylül ile bütünleşen “Türk – İslam sentezi” o dönemin yerleştirilmeye çalışılan toplum ve devlet ideolojisiydi. Ne var ki MHP’nin örselenmesi sentezin Türk kısmını erozyona uğrattı. Geriye İslam kaldı.
AKP iktidarı 12 Eylül darbesinin ürünüdür. Bu zihniyetin kökeni de başta Erbakan olmak üzere bir süre rafa konmuştur. Ancak vurguladığımız gibi o çizginin büyümesi için de her şey yapılmıştır. Bu konuda bugün dürüst davranan kişilerden biri Burhan Kuzu’dur.
12 Eylül, bugünkü iktidarın köşebaşlarını böylesine el üstünde tutmuştur ki Erdoğan’ın 1 günlük gözaltısı konuşulur olmuştur. Erdoğan
o günlerde 1 gün gözaltında kalmış, bir onbaşı ona çay vermiş. Yıllar sonra o onbaşıyı aradılar.
***
12 Eylül döneminde Atatürk fikrinin betonlaştırılması buna karşılık eğitimin halkın dini duygularına hitap etmekten öte bir ideoloji malzemesi olarak dinselleştirilmesi bugünkü AKP’nin devlet içindeki ve toplumdaki iktidar zeminini yaratmıştır. AKP bu iktidarı bugün diktatörlüğe taşıma ve değiştirilemez kılma hevesi içindedir. Her diktatörlük gibi Erdoğan’ın hevesi de önünde sonunda kursağında kalacaktır.
Erdoğan’a tuttuğu yolda en iyi dersi İzmirliler vermiştir. İzmir’de 1 milyon kişiyi topladığı günlerin hayalini kuran Erdoğan, ancak zoraki toplanan 10 bin kişiyle buluşabilmiştir. Demek ki halk 1 milyondan 10 bine indirerek Erdoğan’dan 2 sıfır atmıştır. Yakında 3 sıfır daha atacak geriye 10 kişilik aile çevresi kalacak. Bu bizim öngörümüz değil, diktatörlük heveslilerinin kaçınılmaz kaderidir.
Cumhuriyet

Leave a Reply

Your email address will not be published.