Sanatın devrimcisi, Paul Klee (1879-1940) | Münire Yurdayüksel

20. yüzyıl soyut resim sanatında önemli rol oynayan ve yaşadığı sanat dönemini büyük ölçüde etkilemiş olan İsviçreli / Alman ressam Paul Klee, hiç kuşkusuz sanat dünyasının çok yönlü yaratıcılarından biridir.
1879’da (İsviçre) Bern’de, müzisyen bir ailenin çocuğu olarak Alman baba ve İsviçreli anneden dünyaya gelen Klee, keman çalmaya ve resim yapmaya çok küçük yaşlarda başlar.Liseyi bitirdiği yıl, 1900’de Münih’e giderek akademiye kaydını yaptırır. Fakat buradaki geleneksel ve klasik eğitimden hoşnut kalmaz.1901 yılında okulu yarım bırakarak önce Bern’e ailesinin yanına geri döner, ardından da İtalya’ya geçer.Bir süre italya kentlerinde dolaşır, rönesans sanatını inceler.
1902-1906 yılları arasındaki dönemde Bern Akademisine devam eder.Bir yandan da sanatsal arayışlarını bağımsız olarak kendi başına sürdürme gayretindedir.
1906 yılında piyanist Lily Stumpf ile evlenir ve Münih’e yerleşir.
1920’de Weimar /Bauhaus’a profesör olarak atanır.1931 yılında Dusseldorf Akademisine geçer.İki yıl sonra da nazi iktidarının baskısıyla görevinden ayrılır. Doğduğu yere, Bern’e geri döner.
Yaşamı boyunca resim ve müziğin yanısıra felsefe ve edebiyatla da yakından ilgilenir.Modern sanat tarihi ve estetik üzerine yazmış olduğu yazıları ve günlükleri daha sonra kitap haline getirilerek yayınlanır.
İmgeleri farklı şekillerde yaratmanın, bire bir kopya etmekten çok daha gerçekçi olacağına inanan Klee, modern sanatın ortaya çıkmasında sanatçı ve sanat kuramcısı olarak önemli bir yere sahip büyük bir sanat devrimcisidir. O hayal gücünün zenginliği bakımından çağdaşları arasında en yaratıcı ve en üretken sanatçılardan biridir. Klee zihinsel ve şiirsel bir bakış acısıyla eserlerinde tamamen özgür bir dünya yaratırken, her zaman farklı ve çok çeşitli malzemelerle çalışarak denemeler yapmış, eserlerinde biçimi, doğayı ve müziği bir arada harmanlayarak kendine özgü üslupta eserler ortaya koymuştur.
Klee hayatı boyunca müzikle resim arasında somut ilişkiyi kurma çabasında olan bir sanatçıdır. Mısır, Tunus, İtalya gibi güneşin bol olduğu ülkelere yaptığı gezilerde doğanın değişik renkleri ve yoğun ışığının etkisinde kalarak buralardaki ışıktan ve renklerden fazlasıyla etkilenmiş, resmin özünün renk olduğunu düşünerek eserlerinde renge daima önem verdigi yapıtlarında kendine özgü bir gerçeklik yaratmayı başarmıştır. Eserlerindeki çizgiyi, tonaliteyi ve ışığı farklı malzemeler kullanarak farklı şekillerde göstermek için uzunca denemeler yapmıştır.
Günümüzde dokuz bine yakın eseri bulunan Paul Klee, dönemi içinde en çok üreten, en yaratıcı ressamlardan biridir.Sanat yaşamında bir tek akımla ilgilenmemiş, bazen Ekspresyonist, bazen Elementarist, bazen de Sürrealist tarzda çalıştığı eserlerin kimileri figüratif, kimileri ise soyut tarzdadır. Eselerinde daima farklı üslup arayışları göze çarpmaktadır. Renk teorileri hakkında oldukça tecrübelidir, bu konudaki tecrübelerini de yazmıştır.
Sanatsal akımları kendine göre yorumlayarak gösterdiği farlılığıyla, uslubu ve tarzıyla dönemine göre oldukça sıradışı ve yaratıcı bir ressamdır.
Klee, dünyayı kocaman, muazzam bir tiyatro sahnesi olarak görmüş ve çevresinde yaşadıklarını, gördüklerini, algıladıklarını alaycı bir biçimde eserlerine yansıtmıştır.
Resimleriyle müzigi bir arada çok iyi biçimde harmanlamış, eserlerinde izleyenlere daima farklı bir evren sunmuştur. Bu evrendeki müzik oldukça önemli bir rol üstlenmektedir. Müzik sadece esin kaynağı olmamış, aynı zamanda eşzamanlılık konumuyla da sanatçının yaratıcılığını oldukça derinden etkilemiştir. Eserlerinden bazıları notaları ve sözcükleri içinde barındırırken, bazıları da müziğe, şiire ve hayallere doğrudan göndermeler yapmaktadır.
Tiyatro, müzik ve yaşam arasında bağlantı kurmaya özen gösteren Klee’nin sanatının zenginliği; sınır tanımayan hayal gücü, dünya görüşü, yetenekleri, sanatsal metotları, tiyatro ve müziğe olan tutkusu, biçim ve konu bakımından daima çözülmesi gereken bir bulmacayı andıran çok yönlülüğü sanatsal kariyeri boyunca devam etmistir.
Yakalandığı skleroderma hastalığına yenik düşerek 1940 yılında İsviçre Muralto’da hayata veda eden Paul Klee, çok yönlü sanatıyla dönemine damgasını vurmuş büyük bir sanat devrimcisidir.
Münire Yurdayüksel – Brüksel 2012
www.munireyurdayuksel.com

Leave a Reply

Your email address will not be published.