Beste Serim Erbak: Kanada – Montréal

Kanada
Montréal (2)
Sabah nefis bir kahvaltıdan sonra daha önce konuştuğumuz Türk arkadaş Can’ın organize ettiği tur otobüsünü bekledik. Şoför Pakistanlı. Zavallı o kadar sıcaktan sonra bu ülkede nasıl yaşıyor. Sordum “Zor”diyor. Sonuçta ekmek parası. Ben lobide akrabalarımı beklerken öğrencilerimle arkadaşım şehir turuna çıktı. Sonunda yıllar sonra karşılaştık. Akrabalarım beni alıp, evlerine götürdü. Montreal’in 20 km dışında oturuyorlar. Karşılaşma anı hem onlar hem de benim için çok değişik duygularla doluydu. Evleri Türkiye’den izler taşıyor. Artık buranın vatandaşı olmuşlar hatta şimdi emekliler. Tek oğulları var. Eski fotoğraflar, anılar. Zaman ne çabuk geçmiş.
Evin önü kar dolu. Hatta bu sene kar o kadar çok yağmış ki bir ev sahibi tünel kazarak evine girebilmiş. Önce birlikte yemeğe gittik. Burada herkesin gitmeye alıştığı restoranlar ayrı. Gittiğimiz restoran da yıllar önce buraya yerleşmiş bir Yunanlı aileye aitmiş. Yemekler pek leziz.”TerraMareRestaurant”.Özellikle et yemekleriyle ünlüymüş. Sohbet çok keyifli. “Dağ dağa kavuşmaz, insan insana kavuşur” sözü işte tam da bu ana uygun. Bunca uzaklığa rağmen…

Bana Montréal’i gezdirmek yaşamlarını tanıtmak için program yapmışlar.
Kar manzaraları. En güzeli de donmuş nehir. Yazın nehir kıyısında yer alan evler şimdi beyazın içine gömülmüşler. Kıyı ile nehir arasında sadece bir çizgi kalmış. Birçok yerde donmuş nehir üzerinde buz pateni yapıyorlarmış. Bazı yerlerde ise balık avlamaya çalışıyorlar.
Aslında soğuktan çok esen rüzgâr insanı üşütüyor. Bu arada güzel bir deniz feneri görüyoruz. Esen rüzgâr kar ve çöken akşam karanlığı görülesi tablolar sergiliyor.

Daha önce de söz ettiğim gibi evlerin mimarisi oldukça değişik.
Yazın buralarda güzel parklar varmış. Demir köprünün yakınından geçiyoruz.
Ve meşhur Olimpiyat Stadyumu.”Le stadeOlympique de Montréal” Ne zaman Montréal ile ilgili bir fotoğrafa baksanız önce onu görüyorsunuz. Kuzey Amerika’nın en değişik mimariye sahip stadyumu. Fransız Mimar RogerTaillibert tarafından yapılan stat 17 Temmuz 1976’da Dünya Olimpiyat Oyunlarına ev sahipliği yapmış. Hakikaten çok değişik bir yapı. Ayrıca çevresinde de birçok spor kompleksi bulunuyor.

McGill Üniversite Kampüsü.35 km’lik bir alana kurulmuş. Müzik bölümünün önünden(Pavillon de musiqueStrathconaUniversitéMcGill) geçiyoruz. Dünyanın tanınmış 25 üniversitesinden biri. 1821 yılında kurulmuş. Tarihe tanıklık eden yapı.
Böyle kültür yuvalarını görünce insanın yeniden üniversite okuma isteği canlanıyor. Bir zevk. Artık akşam oluyor ayrılma vakti. Bundan sonra geriye haberleşmek kalıyor.

Otele dönünce akşam yemeğini yemek için bir Meksika Restoranına gidiyoruz. Daha doğrusu bir gün önce pasta yediğimiz doğum günü kutlamasını burada da bir kez daha tekrarlayacağız.”3 AmigosResto-Bar” İçerisi Meksika’nın izlerini taşıyor. Yemekler tamamen yöresel. Bir gelenek olarak doğum günü sahibine Meksika şapkası giydirip şarkı söylüyorlar. Tabi biz de şapkayı taktık. Pek eğlenceli.

Ertesi gün Can Bey bizi Çin Mahallesine götürdü. Bir vitamin arıyorduk. Burada her türlü vitamin bulunuyormuş. Çinlilerin her yerde kendilerine ait bir yerleri mutlaka var.
Maalesef dükkân henüz açılmamış. Böyle olunca biz de ünlü Notre Dame Bazilikasını görmeye gittik. Neogotik mimarinin en güzel örneklerinden biri.1824 ve 1829 yılları arasında yapılmış. Bazilika birçok dini törenlere sahne olmuş. Kanada başbakanı Pierre-ElliotTrudeau’nun cenaze merasimi, ünlü şarkıcı CélineDion’un evlenme töreni burada yapılmış. Muazzam bir org kiliseyi daha da güzelleştirmiş. Ziyaret için ücret ödüyorsunuz. Devasa pencerelerdeki vitraylar inanılmaz güzel.
İçerideki Sacre-Coeur Şapeli 1978’deki yangında tamamen yıkılmış daha sonra yeniden yapılmış. Hakikaten çok mistik bir yer. Rehber eşliğinde gezebiliyorsunuz. Her noktayı tek tek anlatıyorlar.
Bazilikanın bulunduğu meydan “Placed’Armes”. Paul ChomedeyMaisonneuve ‘ün heykeli meydanı dolduruyor.(1642) Louis- PhilippeHébert tarafından yapılmış. Maisonneuve, Montréal’in kurucusu.
Dönüşte artık otelden ayrılacağımız için acele ediyoruz. Otobüse binip havaalanına gitmeden önce bir alışveriş merkezine gidiyoruz.
Oldukça iyi fiyatlara güzel eşyalar var. Artık havaalanı yolundayız. Montreal’in modern yüzü bize eşlik ediyor.
Çok güzel bir şehir. Daha da birçok gezilecek yeri olduğuna eminim. Artık dönüyoruz. Güzel anılarla.