Yusuf Cinal: Korkunun ecele faydası yok!

yusufcinalYAZARLAR-Sevgili okurlar,
Daha önceki yazılarımda sıkça üzerinde durduğum ‘ gündem’ konusunda yine bir iki kelime etmek istiyorum:
Evet, Türkiye’de gündeme damga vuran ‘gezi’ olaylarından sonra, ‘dershaneler krizi’ ve ardından seçim sathına girildiği şu günlerde patlak veren,’Cemaat-İktidar’ kavgasına, ‘ yolsuzluk operasyonunun da’ eklenmesi kafaları karıştırdı..
Vatandaşlar ister istemez, Türkiye’de nelerin olup bittiğine kafa yoruyor..
Ama üzülerek ifade edelim ki, vatandaşın gündemi çok farklı..
Bir yandan bastıran kış mevsimi, bir yandan geçim derdi, bir yandan işsizlik girdabında bocalayan gençler, ailelerin feryatlarına kulak kabartanlar yok!..
Herkesin derdi, herkesi ilgilendiriyor..
Türkiye’deki tüm bu olayların Avrupa Birliği(AB) başkentine yansımaları, Türkiye hakkında olumsuzluklar oluşturuyor..
Daha dün, ‘Vizesiz Avrupa’ için atılan imzalar unutuldu..Şimdi ajanslardan Brüksel’e düşen haber başlıklarında, ’yolsuzluk ‘ ve gerçekleştirilen operasyon baş haberleri oluşturuyor..
* * *
Sevgili okurlar,
Bir banka müdürünün evine taşıdığı ve operasyonla ele geçirilen 4,5 Milyon Doları, ne ile izah etmemiz mümkün?.
Böyle bir şey olur mu?
Olursa, Türkiye’de olur!
Rüşvet ve yolsuzluk operasyonunu gerçekleştirenler, apar-topar görevlerinden alındılar!
Gerekçe neydi acaba?
Bir üste, amire, ya da ilgili bakana haber vermemek?
Böyle bir şey olur mu?
Evet, olursa Türkiye’de olur!
Adli kolluk kuvvetleri, amirlerine, ilgili müdüre, bakana güvenmiyorsa, böyle durumlar olur!
Nerede olur?
Elbette Türkiye’de olur!
Sıkı durunuz, tam bu esnada hükümetin aklı başına geldi ve ilgili kanunda bir değişiklik yaparak, ’Kolluk kuvvetlerinin, adli konularda, amirlerini bilgilendirmeleri zorunlu’ kılındı!
Niye ki?
Amir, yolsuzlukların, ahlaksızlıkların, hovardalığın, israfın, hukuksuzluğun üzerini hemen şıppadak örtsün diye!
Böyle bir şey olur mu?
Olursa, Türkiye’de olur!
Maalesef durum kötü, vatandaşın anlamaya çalıştığı operasyonların özünde, ‘Canım, bal tutan parmağını yalıyor’ hafifliği yok!
Bu bağlamda; sırdaş, yandaş, paydaş birliktelik çatladı ve ak koyun sürüsünün neler yaptığı ortaya çıktı!..
Telaş ve koparılan fırtına bundandır..
yolsuzlukları ayakkabı kutuları da gizleyemedi
* * *
Sevgili okurlar,
Bu köşede fincancı katırlarını ürkütmeden, zülfi -yare dokunmadan, gazetemize bir helal gelmesinden korkarak, bir takım mesajları, olup biteni anlatmaya büyük özen gösterdik, göstermeye de devam ediyoruz..
Kısacası, perşembenin gelişine, çarşambadan işaret ettim..
Seçimden, sandıktan, adaydan, siyasetten, yöneticiden, amirden, bürokrattan, dağlardan, denizlerden, göllerden, ırmaklardan, sahillerden, dalgalı denizlerden, fabrikalardan, spordan, sporcudan bahsettim..
Öncelikle şeffaf yönetim dedim!..
Adil, eşit hizmet dedim!..
Kamu ihalelerinde herkese eşit fırsat dedim!..
Yandaşa, yalakaya, paydaşa, çalana, fırsat kollayana aman dikkat dedim!..
Gelinen bu noktada; bir bakanın oğlu yolsuzluk, rüşvet ve iltimastan içeri alınıyorsa, vay halimize!
İşte bu noktada, ilgili bakanların, adı geçenlerin derhal istifa etmesi beklenirdi..
Olmadı!?
Türkiye bunu başaramadı!
Oysa, daha dün belden aşağı vuranları, birilerini kasetlerle devirenleri, Türkiye’de bu iktidara zemin hazırlayanları unutmadık..
Dün öyleydi, bugün böyle!
Öyle mi?
Soruşturmalara müdahale edilmesi, görevden almalar, yer değiştirmeler, Türkiye’ye daha büyük onulmaz yaralar açar!..
İktidar cenahından yapılan açıklamaları ise, Brüksel’den üzülerek izliyorum;
Yine,’dış güçler, iç mihraklar, yandaşlar, çetelerden’ söz ediliyor..
İktidar, kara gözlükler arkasına sığınmış, savunmada!
Gerçekler ise bir başka!..
Gerçekleştirilen operasyonda ele geçirenlerin bir bölümü serbest kaldı, bir bölümü tutuklandı, bir bölümü ise yargıya havale edildi..
Az şey değil bu!
Herkesin, hepimizin bildiği, gördüğü, işaret ettiği, ama söylemeye cesaret edemediği bir durum gerçekleşti Türkiye’de..
Bunun ilk ateşi ‘gezi’ ile yakıldı..
Şimdi gelinen bu noktada, İktidar, milli gelirin yükseldiğini söyleyerek, kendini aklamağa, savunmağa ve muhalefete suçu yükleyerek, bahane arıyor, tekrar oy ve saltanat istiyor..
Ah be başbakan!
Ülkenin satılacak zenginliği kaldı mı ki!?
Bu olanları böyle geçiştirecek miyiz?
Evet, yemezler, yedirtmezler!
Geç onu artık!

* * *
Sevgili okurlar,
Yazacak, konuşacak, üzerine açacağımız konu çok..
Ama şu Akyazı’da torununu okuldan alıp, evine gitmekte olan dede ve torunun uğradığı kaza unutulacak gibi değil..
İşte Türkiye’nin içinde bulunduğu durumu, bu kaza çok iyi özetliyor..
Sevgili masum cennetlik Azra kazımızı kaybettik..Allah rahmet eylesin!
Dede yaralı..
Sevgili dostum, Salim Özyılmaz yazısında çok güzel işaret etmiş..
Suçluları bir, bir saymış..
Benim tekrar etmeme gerek yok..
Suçlu ve suçlular belli..
Bizden onlar, içimizdekiler..
Ama diller lal!
Herkes biliyor, görüyor, söylemeğe çekiniyor..
Korku nedendir ki?
Sevgili okurlar,
Korkunun ecele faydası yok!
Başınızı kaldırınız, gözünüzü açınız, neler olup bittiğini öncelikle anlayınız..
Yanlış yapanları, devlet malını talan edenleri, yetim hakkı yiyenleri, rüşvet ve iltimas denizinde sefa sürenleri, kendi adamlarını işe alanları, korku salanları, koltuğa yapışanları, yalana bel bağlayanları, rakamları abartanları iyi belleyiniz..
İyi belleyiniz ki, arkadan gelecekler, sizin gücünüzü iyi anlasınlar..
Saygılarımla..

Leave a Reply

Your email address will not be published.