OECD Fed’i uyardı

OECD-2014-1Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) bugün yaptığı açıklamada, ABD Merkez Bankası’nın parasal çıkışının gelişen ülkelere etkisini en düşük seviyeye düşürmek için niyetini açık bir şekilde ifade ederken aynı zamanda varlık alım miktarındaki indirimlerinde temkinli bir tutum takınması gerektiğini belirtti.

Kasım ayında yaptığı beklentileri güncelleyen Paris merkezli kurum gelecek yıllarda gelişmiş ekonomilerdeki büyümenin artacağını ancak bazı büyük gelişen ülkelerde yaşanan yavaşlama nedeniyle global ekonomik büyümenin muhtemelen ılımlı seyredeceğini kaydetti.

Kurum ABD’de büyümenin geçen yılın son üç ayında dip yaptığına inandıklarını ve bu yılki ilk üç aylık dönemde yaşanan büyümenin ise olağandışı seyreden kötü hava şartlarından etkilendiğini ve kısa vadeli olacağını belirtirken büyüme konusunda “zayıf geçici” güçlerin devrede olduğunu buna geçen yıllarda yapılan uzun vadeli faiz oranları artışlarının da dahil olduğunu kaydetti.

OECD, Fed’in tahvil alım miktarını azaltma gibi bir hakkı olsa da ABD iyileşmesinin gücü konusundaki belirsizlik ve parasal çıkışın gelişen ekonomiler üzerindeki etkisi nedeniyle bu indirimi gelecek iki yıl içerisinde aşamalı bir şekilde yapması gerektiğini de ifade etti.

OECD açıklamasında, “Beklentileri yumuşatacak dikkatli iletişim ile temkinli bir şekilde hareket etmek en iyisi olacaktır” dedi.

OECD açıklamasında ayrıca Fed ve diğer merkez bankalarının teşviklerini azaltması sonucu finansal piyasalarda yaşanan dalgalanmanın devam etme potansiyelinin ve gelişen ekonomilerden sermaye çıkışlarının global iyileşmeye yönelik en ciddi tehditlerden birisi olduğunu belirtti.

Kurum, “İleri ekonomilerdeki para politikalarda yapılan ayarlamalar döngüsünün devam etmesi bazı gelişen ekonomilerin istikrarına yönelik risk yaratıyor. [Bu ekonomilerdeki] krizler yayılabilir ve nihayetinde gelişmiş ekonomilerdeki büyümeyi aşağıya çekebilir.” dedi.

OECD açıklamasının devamında, Avrupa ve Japonya’da düşük enflasyon ve ekonomik iyileşmenin ABD’ninkinden kıyasla daha az oturmuş olması nedeniyle Avrupa ve Japonya Merkez Bankaları’nın para politikalarına devam edebileceğini hatta şu an sağladıkları teşvikleri artırabileceklerini de kaydetti.

Euro Bölgesi’nde yıllık enflasyon oranı Şubat ayında yüzde 0,8 seviyesinde idi. Bu seviye ECB’nin yüzde 2’lik hedefinin oldukça altında bulunuyor. OECD, enflasyonun “uzun bir süre daha” çok düşük seviyede kalmaya devam edeceğini ve bu deflasyonun –ya da tüketici fiyatlarında kendi kendini güçlendiren düşüşün— para bloğuna dahil bazı Güney Avrupa ülkelerine yönelik tehdit oluşturduğunu belirtti.

OECD’nin açıklamasında, “Enflasyon oranlarındaki farklılık, kısmen cari işlemler dengesindeki ayarlama nedeniyle beklenebilir. Ancak bu ayarlama Euro Bölgesi genelinde pozitif enflasyon ile yapılırsa daha az maliyetli olur.” denildi.

OECD ayrıca borç geri ödemeleri ile ilgili sorunlar yaşanması durumunda Çin ekonomisinin “sert yavaşlama” ile karşı karşıya kalabileceği uyarısında da bulundu.

“Kredi büyümesini dizginlemek için parasal ve makro-ihtiyati düzenlemeler gerekiyor. [Bu tarz adımlar] finansal sistemde artan kırılganlığı gidermeye yardımcı olacaktır” diyen OECD, başta hanehalkı mevduatlarında olmak üzere faiz oranlarda serbestleşme çağrısında bulundu.

OECD, ABD ekonomisinin bu yılın ilk çeyreğindeki büyümesi ile ilgili tahminini yüzde 3,0’dan yüzde 1,7’ye çekerken Euro Bölgesi ile ilgili büyüme tahminini yüzde 1,0’dan yüzde 1,9’a yükseltti. Kurum Japonya için büyüme beklentisini yüzde 3,1’den yüzde 4,8’e çıkarsa da bunun 1 Nisan’da yürürlüğe girecek tüketim vergisi artışı öncesinde tüketicilerin alış verişlerini artırmasından kaynaklanacağını bu nedenle ikinci çeyrekte büyümede muhtemelen daralma yaşanacağını ifade etti.

OECD, 2014 ve 2015 için yeni tahminlerini yayınlamadı ancak gelişmiş ekonomilerde bu yılın ilk yarısındaki büyümenin 2013’ün ikinci yarısına kıyasla daha yavaş olacağı tahmininde bulundu. Bunla birlikte kurum büyümenin gelecek yıllarda artmasını da bekliyor.

OECD açıklamasının devamında, “Özel faktörlerin yokluğunda büyüme profili bu yıl ve gelecek yıl beklediğimiz güçlenme ile daha fazla paralel olacaktır” dedi.

Leave a Reply

Your email address will not be published.