Piyasalarda geçen hafta

Avrupa Birliği (AB) zirvesinde İngiltere ve Çek Cumhuriyeti dışındaki 25 üye, bütçe disiplinini güçlendirecek yeni hükümetlerarası anlaşmayı imzalamayı kabul etti.
İsveç Başbakanı Fredrik Reinfeldt, Çek Cumhuriyeti’nin karmaşık parlamento onay süreci nedeniyle imza atamayacağını söyledi. Böylece 25 AB üyesinin taraf olacağı yeni anlaşmanın 1 Mart’ta imzalanması ve gelecek yıl yürürlüğe girmesi hedefleniyor.
Bütçe disiplininden taviz veren ülkelerin yarı otomatik yaptırımlarla karşı karşıya kalacağı anlaşmayla, bütçe açıklarının hedeflerin üzerinde kalması halinde ”düzeltme mekanizmasının otomatik olarak devreye gireceği” kaydediliyor. AB’ye mali kuralı getirecek anlaşmayla üye ülkelerin yapısal bütçe açıklarının gayri safi yurtiçi hasılalarının yüzde 0,5’ini aşamayacağı kayda geçiriliyor.
Anlaşma taslağında ayrıca, zordaki ülkeleri kurtarmak için oluşturulan Avrupa İstikrar Mekanizması (ESM) fonundan faydalanabilmek için anlaşmaya taraf olma şartı aranacak.
Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Mario Draghi, bütçe disiplinini güçlendirecek yeni hükümetlerarası anlaşmanın Avro Bölgesi’ne güveni pekiştireceğini bildirdi. Draghi, bütçe disiplinini güçlendirecek yeni hükümetlerarası anlaşmayı memnuniyetle karşıladığını, anlaşmanın bölgeye güveni güçlendireceğini vurguladı.
Yeni anlaşmanın bütçe birliğine doğru ilk adım olduğuna işaret eden Draghi, Avro Bölgesi’nin daimi kurtarma fonu ESM’nin Temmuz ayında yürürlüğe girecek olmasından memnuniyet duyduğunu dile getirdi.
Almanya Başbakanı Angela Merkel ”Avrupa’daki borç krizinin çözümünde G-20 üyesi ülkeler ve özellikle Çin’e büyük iş düşüyor” dedi.
Merkel, Çin’in başkenti Pekin’deki Çin Sosyal Bilimler Enstitüsünde, ”Avrupa’da bir avro krizi değil borçlanma krizi var. Her AB üyesi ülkenin bu krizden dersler çıkarması gerekiyor. Üye ülkelerin kendi aralarındaki işbirliğine özel önem vermesi ve işsizlik sorununun ciddiyetle ele alınması gerekiyor” diye konuştu.
Aşırı borçlanmanın Avrupa’dan başka birçok ülkenin de yaşadığı bir problem olduğunu ifade eden Merkel, Avrupa’nın bu krizden güçlenerek çıkacağına inandığını, birkaç sene içerisinde bu krizi de atlatacağını ifade etti.
Avro Bölgesi kurtarma fonu
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) Avro Bölgesi kurtarma fonunun büyüklüğünün ikiye katlanarak 1 trilyon avroya çıkarılması gerektiğini bildirdi.
OECD Genel Sekreteri Angel Gurria’nın özel danışmanı Adrian Blundell-Wignall hazırladığı raporda, Avro Bölgesi’nin borç krizinin yayılmasını önlemek ve bankacılık sistemini desteklemek amacıyla bölgenin kurtarma fonunun büyüklüğünün 1 trilyon avroya çıkarılması gerektiğine işaret edildi.
Avro Bölgesi’nin mevcut kurtarma fonu Avrupa Finansal İstikrar Fonu’nun büyüklüğü (EFSF) 440 milyar avro. Bu yıl sonunda EFSF’nin yerini alması beklenen Avrupa İstikrar Mekanizması’nın (ESM) büyüklüğü ise 500 milyar avroyu buluyor.
Avrupa’nın krizi kontrol altına almak için büyük ölçekli ”güvenlik duvarına” ihtiyacı bulunduğu, bu fonların eş zamanlı kullanılabileceği ifade edilen raporda, kurtarma fonunun işlevinin zor durumdaki hükümetlere kredi vermeyi, sıkıntılı dönemlerde bankalara fonların artırılmasına yardımcı olmayı ve muhtemelen Avrupa Merkez Bankasından (ECB) tahvil satın almayı kapsaması gerektiği belirtildi.
EFSF’ye bankacılık lisansı verilebileceği önerisinde bulunulan raporda, ECB’nin, Uluslararası Para Fonuna (IMF) kredi verebileceği tavsiye edildi.
Çin Başbakanı Vın Ciabao, borç kriziyle mücadele eden Avro Bölgesi’ne destek olmak amacıyla Avrupa Finansal İstikrar Fonu (EFSF) ve yerini alması beklenen ESM’ye daha fazla katkı yapabileceklerini bildirdi.
Çin’i ziyaret eden Almanya Başbakanı Merkel ile ortak basın toplantısı düzenleyen Vın, Avro bölgesi’ndeki borç krizinin çözümünün aciliyetine ve önemine dikkati çekerek, Avrupa’nın borç krizinin üstesinden gelebilmesi için EFSF ve ESM aracılığıyla desteğini artırma yolları aradıklarını vurguladı.
Bu arada uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standard and Poor’s (S&P), Avro Bölgesi’nin bu yıl kademeli olarak ılımlı resesyondan çıkmasının beklendiğini bildirdi.
S&P’nin Avrupa Başekonomisti Jean-Michel Six, Avro Bölgesi’nin bu yılın ikinci yarısında ılımlı resesyondan kademeli olarak çıkmasının, gelecek yıl ise yüzde 1 büyümesinin beklendiğini, bölgenin büyük ülkelerinin hızla büyümeye geri dönmesinin öngörüldüğünü ifade etti.
Büyük ülkelerin büyümenin önünü açarken, bölgeye üye diğer ülkelerde farklı performanslar görülebileceğine dikkati çeken S&P, söz konusu senaryonun gerçekleşme olasılığının yüzde 60 olduğuna işaret ederek, çift dipli resesyon riskini yansıtan alternatif senaryonun gerçekleşme olasılığının ise yüzde 40 olduğunun altını çizdi.-Yunanistan ile Troyka görüşmeleri sonuçsuz-
Yunanistan Başbakan yardımcısı ve Maliye Bakanı Evangelos Venizelos, Avrupa Birliği (AB), Avrupa Merkez Bankası (ECB) ve Uluslararası Para Fonu (IMF) heyeti ile Atina yönetimi arasında yapılan görüşmelerde anlaşma sağlanamadığını açıkladı.
Venizelos, Troyka ve hükümet yetkilileri arasında dün başlayan ve 11 saat süren görüşmenin bugün sabaha karşı sona ermesinin ardından yaptığı açıklamada, ”Çok sayıda kritik konu kapanmıyor. Şimdi artık, siyasi partilerin ve liderlerinin gerçekle yüz yüze gelerek ülkenin kurtuluşu için karar verme saati” dedi.
Troyka ile olan dünkü görüşmede bazı kamu ve kuruluşların birleştirilmesi ya da iptal edilmesi ve aynı anda bu kuruluşlarda görevli memurların işten çıkarılmaları ve bankaların yeniden sermayelendirilmelerinde uygulanacak yöntem gibi konuların ele alındığını belirten Venizelos, kreditörlerin yeni yardım paketi karşılığında bu konularla ilgili öne sürdüğü koşulların zorluk yarattığını, bu çerçevede PSI (özel sektör katılımı) konusunun bunların içinde en kolay olanı olduğunu belirtti.
Avro Grubu Başkanı ve Lüksemburg Başbakanı Jean-Claude Juncker, Yunanistan’ın özel sektör kreditörleriyle sürdürdüğü müzakereler için ”zorun da ötesinde” değerlendirmesinde bulundu.
Juncker, 30 Ocak’ta Brüksel’de düzenlenen Avrupa Birliği (AB) liderlerinin gayri resmi toplantısında alınan kararların büyük ölçüde yetersiz olduğunu ve gerçek bir strateji ortaya koymadığını, ekonomi politikaları arasında daha iyi koordinasyon gerektiğinin altını çizdi.
Almanya Maliye Bakanı Wolfgang Schauble, Yunanistan’ı reformlarını hayata geçirmemesi halinde daha fazla para vermeyecekleri yönünde uyardı.
”Yunanistan karar vermeli” diyen Schauble, Avrupa’nın yeni yardım planıyla bu ülkeye destek olmaya hazır olduğunu ancak bunun Yunanistan’ın reformları açıklamakla yetinmeyip uygulamaya koymasına bağlı olduğunu vurguladı.
Schauble, ayrıca özel sektör kreditörlerinin Yunanistan tahvillerinin yüksek faiz oranlarından yeterince kazandığına, şimdi ise kaybı kabul etmek zorunda olduklarına dikkati çekerek, kamu kreditörlerinin de sürece daha fazla katkı sağlamasına gerek olmadığını vurguladı.

Leave a Reply

Your email address will not be published.