Tezcan: AKP Genel Başkanı ‘Adalet Yürüyüşü’nden rahatsız

CHP Parti Sözcüsü Bülent Tezcan, partinin İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu’nun “casusluk” iddiasıyla tutuklanması sonrası başlatılan “adalet yürüyüşü” ile ilgili olarak “Gidin FETÖ, PKK, DHKP/C davalarının görüldüğü mahkemelere şehitlerin, gazilerin, milletin hakkını arayın. Gidin tabutlarına omuz verdiğiniz eli kanlı canilerin yetim ve öksüz bıraktığı çocuklarını anın. Buradan diyoruz ki, darbecileri bırakıp darbeye maruz kalanları suçlayanlara yazıklar olsun” diyen Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a tepki gösterdi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan ile CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Sakarya’da devam eden ‘Adalet Yürüyüşü’ sırasında açıklamada bulundu. Bülent Tezcan, “FETÖ’nün ayakçısı” sözlerinin kendilerine yapışmayacağını belirtti.

Tezcan, şunları söyledi: “Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı, Adalet Yürüyüşü’nden rahatsız olduğunu biliyoruz. Bugünkü konuşmasında da yürüyüşü germeye dönük adımlar atma niyetinde olduğunu anlıyoruz. Bu üslup siyasette bizim uygun bulmadığımız bir üsluptur. Bizi FETÖ’nün ayakçısı diye tarif etmiş. Biz FETÖ’ye çete derken, onlar övgüler düzüyorlardı. ‘Muhterem hoca efendi’ diyorlardı, biz ‘çete’ dediğimiz zaman. Devlette, siyasette, ticarette yükselmenin ruhsatını o çeteye emanet etmişlerdi. Bütün devlet imtiyazlarını kıyak olarak çeteye vermişlerdi. Bu millet kimin FETÖ’nün ayakçısı, kimin çetenin kıyakçısı olduğunu çok iyi biliyor. FETÖ’nün ayakçısı da, çetenin kıyakçısı da kendileriydi yıllarca. Bize yapışmaz o sözler ama onların da sırtından bu sözlerin inmesi ve düşmesi mümkün değil.”

“MHP GİBİ MUHALEFET İSTİYOR”
Bülent Tezcan, AKP ve MHP’yi eleştirerek, “Yine bir başka şey söylemiş. MHP gibi muhalefet istiyor anladığım kadarıyla Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı. Allah muhabbetinizi arttırsın diyorum. MHP gibi bir majestelerinin muhalefeti yaratma çabasını Ak Parti açısından anlarım ama MHP yönetimi açısından anlamak mümkün değil” dedi.

Milletin, iktidar olmaya kararlı bir muhalefet hareketi beklediğini, onu da bu Adalet Yürüyüşü’nde gördüğünü kaydeden Bülent Tezcan, “Günü geldiğinde bu millet o saadet günlerini yaşayan bu ittifakı sandıkta yerle bir etmesini de bilecek. Majestelerinin muhalefeti olmaya soyunmadık, biz iktidar olmaya talibiz. Onun için de mazlumların, mağdurların sesi olmaya devam edeceğiz. İstanbul’a kadar bu yürüyüş devam edecek. Ondan sonra da adalet söylemi ve özlemi mazlumların sesi olma davamızı başka şekillerde sürdürmeye devam edeceğiz” diye konuştu.

“DÜN FETÖ’YE YARGIYI TESLİM EDENLER…”
Bülent Tezcan kimlerin teröriste yardım ve yataklık yaptığını milletin iyi bildiğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Yine bir başka konu şehitlerle ilgili, bizim şehitlerin adını yürekten ağzımıza almadığımızı ifade etmiş. Şimdi Sayın Erdoğan’ın gönül gözünün kapalı olduğunu biliyoruz. Ama normal gözünün açık olması lazım ama normal gözü de açık değil demek ki. Çünkü şu yürüyüşü gerçekten ciddi takip etse şehit ailelerinin burada yürüdüğünü görür. Kumpas davası mağdurlarının burada yürüdüğünü görür. Onları gören birinin bütün bunlara rağmen şehitlerle ilgili bir samimiyetten bahsediyor olması sadece kendi samimiyetsizliğinin ifadesidir. Dün şehide kelle deyip, Habur’da teröriste çadır mahkemesi kuranların adaletle yolunun kesişmesi mümkün değildir. Dün FETÖ’ye, terör örgütüne yargıyı teslim edenlerin, ittifak kurarak 2010 anayasa referandumunda FETÖ’ye yargıyı teslim edenlerin adaletle yollarının kesişmesi mümkün değildir. Saadet günlerinde Kandil’e ve Pensilvanya’ya güzelleme düzüp, ‘Gül döktüm yollarına’ şarkısını söylüyorlardı şimdi ne oldu yollar mı bozuldu, güller mi soldu? Bunu birileri sorar. Kimlerin terör örgütlerine yardım ve yataklık ettiğini bu millet biliyor. Kimlerin terör örgütlerine hendek kazdırdığını bu millet biliyor. Kimlerin terör örgütlerine mahkeme kurdurduğunu bu millet biliyor.”

“15 TEMMUZ DARBESİNE KARŞI DİRENİŞ BABANIZIN MALI DEĞİLDİR”
15 Temmuz darbesine hep beraber direnildiğini ifade eden Tezcan, “Yine 15 Temmuz’dan bahsetmiş. 15 Temmuz darbesine karşı direniş babanızın malı değildir. O darbeye hep beraber direndik. Parlamentonun çatısı altında tepemize bombalar düşerken biz oradaydık” dedi. Bülent Tezcan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bugün kendilerine yönelik sözlerine eleştirisini şöyle sürdürdü:

“Siz şimdi kalkacaksınız, kendiniz devletin üç tane uçağıyla bütün koruma ordusuyla kendinizi koruyacaksınız, sizin kendinizi korumanız hak ana muhalefet partisi liderinin koruma önlemi alması haram. Böyle bir anlayışı kabul etmek mümkün mü? Şunu sorarlar size, hangi tankın üzerine çıktınız, var mı bir tane tankın üzerinde fotoğrafınız çıkın gösterin bakalım. Ankara’ya niye 4 gün sonra geldiniz? 4 gün Ankara güvenli değil diye İstanbul’da nerelerde saklandınız? Benim genel başkanım ertesi gün Ankara’daydı. Yollar açılır açılmaz, gelme imkanı doğar doğmaz Meclis’te geldi konuşma yaptı, sen neredeydin Ak Parti Genel Başkanı. O yüzden Yenikapı’da doğru söyleyip, Ankara’da şaşarak bu iş olmaz. Yenikapı’da çıkıp teşekkür ediyordun ana muhalefet partisine diğer siyasi partilere. Ne oldu şimdi tehlike başladı 2019 göründü, mazlumların sesi sokaklara döküldü, adalet sözcüsü yola çıktı ve adaletin kılıcı Kılıçdaroğlu yola çıktı, arkasından da önce yüzler sonra binler şimdi on binler yarın milyonlar gelecek bunun telaşı içindeler.”

ÖZEL: BİZLERİ HEDEF GÖSTERMEK CUMHURBAŞKANINA FAYDA GETİRMEZ
Özgür Özel ise açıklamasında Adalet Yürüyüşü’nün her gün yeni katılımcılarla daha da güçlenerek devam ettiğini belirterek, şunları söyledi:
“Bugün en yoğun katılımın olduğu gün, dolayısıyla Sayın Erdoğan’ın moralinin en bozuk olduğu gün. Ama düzeltemediği, kendini frenleyemediği, bütün uyarılara rağmen kendini kontrol edemediği bir şey var. Referandumda bu milletin yarısına terörist dedi, karşılığında en sert cevabı aldı, millet verdi. Burada yaşlılar, gençler, çiftçiler, işçiler, köylüler, parlamento içinden dışından tüm siyasi partilerden onbinler yürüyor. Tüm saldırılara karşı barışçıl bir şekilde yürüyor. Alkışlıyoruz ve sadece adalet istiyoruz. Bu adalet arayışını krimalize etmek, bizleri şeytanlaştırmak, hedef göstermek asla ve asla bir partinin cumhurbaşkanına ve bir partinin gelen başkanına da fayda getirmez, ülkeye de getirmez. Ötekileştirerek, kutuplaştırarak yönetenlere karşı halk bir karşı tez buldu. Farklılıkları konuşarak değil, benzerlikleri konuşarak büyüyoruz. O farklılıkları konuşarak ayırıyor, biz ortak yanlarımızı ortak taleplerimizi görerek aynı yolda yürüyoruz. Birbirimizi çok seviyoruz, ülkemizi çok seviyoruz. Bugün burada 1111 metrelik Türk Bayrağı açıldı. ‘Rabia öyle olmaz böyle olur’ dediler. Milletin vatan sevgisine laf ediyor, onu tekeline almaya çalışıyor. Rabia ise dört tane bir yan yana sayın cumhurbaşkanım. 1111 metrelik Türk Bayrağı ile yürüyor bu insanlar 45 derecelik sıcaklığın altında. Bu diyor ki bizim Rabiamız var. O Rabia, İhvan’ın bütün dünyanın artık Müslüman ülkelerinin terör örgütü kabul ettiği İhvan’ın işaretidir. Oysa ki Türk Bayrağı 70 milyonun bayrağıdır, şehit kanıyla sulanmıştır. Hepimizin dedelerinin kanıdır. O bayrağın üzerindeki Çanakkale’den bugüne kadar tüm şehitlerin kanıdır. Kimseyi ötekileştirmesin, sana inat biz birleşe birleşe büyüyoruz. Sana inat ötekileşmeden, ayrışmadan, kutuplaşmadan kardeşçe yaşayacağız. Hepimiz adalet arıyoruz. Çatlasan da arıyoruz, patlasan da arıyoruz.”

Leave a Reply

Your email address will not be published.