Avrupa’da Türksüz Türk köyleri!..

Belçika’da bulunan Faymonville köyü bildiğiniz bütün köyleri size unutturacak kadar ilginç bir özelliğe sahip. Çünkü bu köy hiçbir Türk’ün yaşamamasına rağmen ‘Türk Köyü’ olarak anılıyor.

Ayrıca Türk adını nereden aldığı hâlâ kesin olarak bilinmeyen bu köyde her yıl bir de karnaval düzenleniyor. Üstelik Faymonville gibi bir köy daha var: Moena.

İşte ilginç bilgileriyle Türksüz Türk köyleri Faymonville ve Moena hakkında bilgiler…

Belçika’nın Almanya sınırındaki Arden Dağları bölgesinde bulunan bu köyün ismi Faymonville. Köyün meydanında, Belçika ve Valonya otonom bölgesi bayraklarının yanında Türk bayrağı da dalgalanıyor. Köyün merkezinde bulunan ve şu an kütüphane olarak kullanılan binanın girişindeki mermerin üzerinde oyulmuş ay yıldız, binanın içindeyse camlara işlenmiş Türk bayrağı motifleri dikkati çekiyor.

Bu kadar Türklüğü simgeleyen objelerin ardından burada nasıl Türk olmaz diyebilirsiniz. O konu hakkındaki bilgiyse şöyle… Türklerin yaşamadığı Faymonville köyüne ‘Türk köyü’ denilmesiyle ilgili, 8’inci yüzyıla dayanan çeşitli rivayetler bulunuyor.

Öncelikle köyün bu günlere kadar gelmesinin nedeni köyün yaşlıları tarafından 2. Dünya Savaşı ile ilgili verdikleri çok ilginç bir anektod tarafından açıklanıyor. Yaşlıların dediklerine göre Alman orduları 2. Dünya Savaşı sırasında köyün girişindeki Türk bayrağından dolayı bu köye zarar vermezler çünkü Türkiye ile saldırmazlık anlaşması vardır. Gelelim Faymonville köyünün ‘Türk Köyü’ ismini nereden ve nasıl aldığına…

Köyün bu ismi alması hakkında birçok söylem bulunuyor. Bu söylemlerin içinde köylüler tarafından kabul edilenler ise şöyle… 16.yy’da Osmanlılarla savaşmak için yardım adında kilise tarafından para toplanırken, Feymonville köylüleri diğer Valon (Belçika’nın içinde otonom bir bölge) köylerinin aksine Lüksemburg Düşesliğine bağlı oldukları için ödeme yapmayı reddetmişler.

Bu sebeple ‘Hristiyanlık aleminin düşmanı ve Türklerin dostu’ ilan edilmişler. Diğer bir söyleme göreyse Faymonville köylüleri, zamanında Haçlı seferlerine katılmadı ve soyutlanarak onlara ‘Türk’ denildi. Faymonville köyüleri, eski dönemlerde Türklüğü o kadar benimsemiş ki, rivayete göre bir dönem kilise çanlarını susturup dua çağrısını ezan taklidi sesle yapmaya başlamışlar.

Köyde birçok Türklüğü simgeleyen şey var. Hatta Faymonville’deki tek otel ‘Eski Sultan’ (Le Vieux Sultan) adını taşıyor. Ayrıca köyün futbol takımı RFC Turkania (Genç Türkler Birliği) amatör liginde Türk bayraklı logosuyla mücadele ediyor.

Köyde Türk bayrağı bulunması hakkında da rivayetler bulunuyor. Faymonville’e ‘Türk Köyü’ denilmesi ve Türk bayrağının bu köyün sembolü olması, bu geleneğin 8’inci yüzyıldan kaldığını savunan köylülerce açıklanıyor.

Köyün tanınmasında etkili olan bir şey daha var ki oda Faymonville’de her yıl şubat ayında düzenlenen geleneksel karnaval… Her yıl coşkuyla kutlanan karnaval köyün tanınmasında önemli rol oynuyor.

Bu karnavalda Faymonville köylüleri, Türk bayraklı süvarilerin öncülüğünde, mehter marşı çalarken yürüyorlar. Her yıl farklı ülkeleri temsil eden komşu köylerse ilginç kıyafetleri ve danslarıyla karnavala katılıyorlar.

Bir başka Türk gibi yaşayan ilginç bir köy ise Moena… Türkçe bilmeden ve Türkleri görmeden 323 yıl boyunca Türkler gibi yaşamışlar. Peki ama neden?

İtalya’da Manzori Dağları’nın eteğindeki ‘La Turchia’ adıyla da tanınan Moena Köyü’nün sakinleri, Türkçe bilmiyorlar ama kendilerini Türk olarak tanıtıyorlar. İtalya’nın Tarento Bölgesi’nde bulunan köyün ekonomisi büyük ölçüde turizme dayalı. 2600 kişinin yaşadığı küçük Türk köyü, Türklere olan aşırı hayranlıkları ve Türklerin yaşayış tarzını benimsemeleri yönünden oldukça dikkat çekici.

Yüzyıllar öncesinde 2. Viyana Kuşatması sırasında İtalya’daki bu köye sığınan bir Türk yeniçeri köye yerleşti. Bu yeniçeri bir de oranın kahramanı olarak adlandırılmaya başlayınca şu zamana dek gelen hayranlık başlamış oldu. Osmanlı askeri, İtalya’daki bu köye sığındığında yaralı ve ölmek üzereydi. Köyün sakinleri yeniçeriyi tedavi ettiler ve kurtardılar.

Daha sonra köyden bir kızla evlenen Osmanlı askeri o dönem kralın halktan istediği haksız vergilere karşı köylüyü destekledi. Köyün kahramanı olan bu asker ardında 323 yıllık bir eser bıraktı. Tüm bu olayların gelişmesini sağlayan yeniçerinin asıl adı Balaban Hasan. Ve köyün meydanında bir anıtı bulunuyor. Yaz aylarında 2 bin 600, kış aylarında ise 14 bine çıkan nüfusuyla kış turizmine oldukça el verişli bir bölge. Köyde her ağustosun 19 ve 21’i arasında yapılan bir Türkiye Festivali de var.

Türk kıyafetleri içerisinde ellerinde ay yıldızlı Türk bayrakları ile sokağa çıkıyorlar. Meydanda bulunan yeniçeri büstü hakkında, “O bizim atamız, biz Türk’üz, burası da bizim Türkiye’miz!” diyorlar. Sokaklarında İtalyan değil Türk bayraklarının dalgalandığı köyün sakinleri televizyonlardan gördükleri kadar Türkleri takip ediyor.

Ağustos aylarında yapılan Türk Festivali’nde her evin penceresine Türk bayrağı asılıyor. Festival boyunca Türk yemekleri yapılıyor ve erkekler takma bıyık takıyor. Çocuklara Türk bayrağından elbiseler dikiliyor. Gençler ise sokaklarda yeniçeri kıyafetleriyle dolaşıyor. Bölgede yaşayan halk Türkler tarafından daha sık ziyaret edilmek ve bağlarını güçlendirmek istiyor.

Moena Belediye Başkanı en son bu durumla alakalı verdiği bir röportajında “Bu festival bizim için çok önemlidir, Türkler gelip buradaki küçük Türkiye’yi görmeli. Kabul etmeliyiz ki aramızda çok güçlü bir bağ var. Bu festivalle bu bağı güçlendirmek istiyoruz. Böylece birbirimizi daha çok ziyaret edebiliriz, bu festival aramızda yeni bağlar kurabilir.

Bu tür birlikteliklerle kültürel etkileşime gidebilir, tecrübe değişimi yapabiliriz. Bu platform üzerinde adet ve örflerimizde senteze ulaşabiliriz.” diye ifade ediyor. Moena halkı Türk adet ve geleneklerini o kadar benimsemiş ki kız istemeye bile gidiyorlar. Üstüne üstlük başlık parası bile ödüyorlar. Bunun adına da Türk töresi diyorlar. Halkın en büyük isteklerinden biri de gerçek bir mehter takımı görmek ve onların çaldıklarına bire bir şahit olmak.

Moena Köyü’nün sokakları çok düzenli… Tarihi olarak ise Gotik mimari yapısıyla San Vigilio Kilisesi ve San Valfongo Kilisesi mutlaka görülecek yerlerin başında geliyor. 18. yüzyıldan kalan Valentino Rovisi’nin resimlerini de görebilirsiniz. Giovanni Guadagnini tarafından yapılmış barok tarzındaki iç kaplamaları da Moena’da görebilirsiniz. Yazın soğuk dereleri ve serin yüksekliklerde doğa gezisi yapabilirsiniz. Gezi için teleferiği de kullanabilirsiniz.

Moena köyünde konaklama için seçenekler oldukça fazla… Burası o kadar güzel korunmuş ki, doğa ile iç içe bir yerde konaklama yapabilirisiniz. Özellikle Casa Soppelsa, Attico Faloria, Rezidenza Margherita en iyi konaklama yerleri arasında gösteriliyor.

İtalya turlarıyla Moena’ya gidebilirsiniz. Ayrıca Venedik, Zürih ya da Münih’ten otoban kullanarak ulaşım imkanı da bulunuyor.