Anekder: Doğal Göllerimiz kurumasın!..

Türkiye’nin en büyük 12’nci tatlı su kaynağı olan Eber Gölü’nde son aylarda yağış olmaması ve su kaynaklarının yeterince besleyememesi nedeniyle su seviyesi düştü.

‘Anekder, Anadolu Ekoloji ve Kalkınma Derneği’ Basın ve Halkla İlişkiler sorumlusu Ayşe Pınar yaptığı açıklamada:

Anadolu Ekoloji ve Kalkınma Derneği Basın ve Halkla İlişkiler sorumlusu Ayşe Pınar

“150 kilometrekare alana sahip; sazan, aynalı sazan, turna ve kaya balıklarının yanı sıra binlerce göçmen kuşun da barınağı olan Eber Gölü’nün su seviyesinde son dönemde azalma gözlendi.

13 köy halkının sazlık ve kamış biçerek geçimini sağladığı, birçok turist ve ziyaretçinin de teknelerle gezdiği gölde, kayıkların giriş ve çıkışta kullandığı yolaklarda su seviyesi düştü.

Afyonkarahisar ‘ın Çay ve Bolvadin ilçe sınırları içerisinde bulunan, Eber Gölü kuruma tehlikesi altında.
Türkiye’de kuruyan ve tehlike altındaki göllerle ilgili yeni bir rapor hazırlandı.

Son 60 yılda, neredeyse üç Van Gölü büyüklüğünde 70’e yakın doğal gölün kuruduğu bu raporda belirlendi.

Türkiye Tabiatını Koruma Derneği bilim danışmanı Doç.Dr.Erol Kesici tarafından göllerin son durumuyla ilgili hazırlanan raporda:

Türkiye’de kuruyan ve kuruma sürecine giren göllerin büyük bölümünün, tatlı su özelliğindeki en büyük doğal tatlı su gölleri Akşehir, Beyşehir ve Eğirdir gölleri olduğuna dikkat çekilmesinin yanısıra;

* Ülkemizde son 60 yılda, Marmara Denizi’nin yüz ölçümünden daha büyük, neredeyse üç Van Gölü büyüklüğünde 70’e yakın doğal gölün kuruduğu,

* Göllerimizin son yıllarda giderek kurumasının ve kuruma sürecine girmesinin başlıca nedeni, göllerin yıllık su bütçelerinin korunarak kullanılmaması, pancar, kavak, mısır vb. çok su tüketen ürünlerin neredeyse her yerde vahşi sulamalarla üretimi olduğu,

* Yanlış su kullanım oranının neredeyse yüzde 80’i bulduğu,

Son 50 yıl içerisinde göllerin hidrolojik bakımdan adeta iflas ettiği vurgulandı.

Türkiye’de irili ufaklı 200’e yakın sulak alan bulunduğu, bunların neredeyse tamamının koruma altına alınması gerektiği,

Sadece Göller Yöresi’nde, Burdur sınırlarında 60 yıl önce 20’ye yakın doğal gölden bahsedilirken bugün bu sayının 5’e düştüğünü belirtildi.

Doç.Dr.Erol Kesici tarafından hazırlanan raporda, Türkiye’de son 60 yılda kuruyan, kuruma ve kirlilik tehdidi altındaki gölleri şöyle sıraladı:

Amik Gölü (Hatay): Zirai verimliliği çok yüksek kalın alüvyonal toprak tabakası elde edilmesi ve çiftçilere dağıtmak için 1974 yılında kurutuldu.

AKDENİZ VE ANTALYA

Avlan Gölü

Antalya yöresinde 15’e yakın doğal göl olmasına rağmen, zaman içerisinde neredeyse hepsi kaybedildi.

Karagöl ve Avlan Gölü, Girdev, Kurugöl, Keklicek, Manay, Tecer, Mamak ve Genceli gölleri tamamen kurudu.

Türkiye’nin stratejik öneme sahip 2’nci büyük doğal tatlı su gölü olan Eğirdir ve Kovada gölleri de kuruma ve çok ciddi kirlilik sorunlarıyla karşı karşıya. Kestel Gölü tamamen kurudu.

Burdur, Çorak, Yazır, Karataş, Gölhisar gölleri ve Karamık Sazlığı kuruma tehdidi altında. Salda ve Gölcük gölleri su kayıpları ve çevre baskısı altında.

İÇ ANADOLU

Tektonik dönemlerde İç Anadolu Bölgesi suyla kaplı büyük bir göldü. Zamanla bölgede irili ufaklı 100’e yakın göl oluştu. Günümüzde bu göllerin yarıdan fazlası kurumanın yanı sıra, geri kalanları kuruma tehlikesiyle karşı karşıya. Tuz deposu olan Tuz Gölü havzası, kirlilik etkisi ve kuruma tehlikesi altında. Bölgede göçmen ve konaklayıcı kuşların sayısı da giderek azalıyor.

Tersakan, Bolluk, Musalar, Ilgın, Samsa, Yay, Seyfe ve Tuzla gölleri kurudu. Beyşehir Gölü’nde aşırı su kullanımı, kirlilik vb. nedenlerle ortalama su seviyesi 26 metreden 3-4 metreye kadar düştü. Sultan Sazlığı aşırı kirlilik ve kuruma tehlikesiyle mevcut alanının yüzde 60’ını kaybetti.

Mogan ve Eymir aşırı kirlilik ve yapılaşma baskısıyla tehdit altında.

MARMARA GÖLLERİ

İznik, Sapanca, Uluabat ve Kuş gölleri tarımsal su alımları ve tarım- sanayinin aşırı kirlilik etkisiyle doğal göl özelliklerini kaybetmekte.

Yay Gölü tamamen kurudu.

İstanbul Büyükçekmece Gölü, su kapasitesinin neredeyse yüzde 35’ini kaybetmekte. Küçükçekmece Gölü içme suyu özelliğini ve doğal biyolojik çeşitliliğini, endüstriyel, çok yoğun yapılaşma ve çevresel baskılar nedeniyle kaybetmiş durumda.

EGE BÖLGESİ

Acı Göl

Ege Bölgesi’nin en büyük doğal gölü olan Bafa ve Azap, aşırı su kayıpları ve çevresindeki tarım, endüstriyel baskılarının kirlilik etkisiyle kuruyor.

Acı Göl ve Işıklı Gölü’nün büyük bölümü, tarımsal sulama ve soda, parfüm sanayi kullanımı ve kirlilik nedeniyle tamamen kurudu. Gediz Deltası biyolojik kayıplarının yanı sıra, kuruma ve kirlilik baskısı altında.

DOĞU BÖLGESİ

Suların aşırı kullanımının neden olduğu meteorolojik, hidrolojik ve tarımsal kuraklık, kirlilik etkisi sonucu artan su ihtiyacı, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgesindeki göllerin de tamamen veya kısmen kurumasına neden oldu.

Büyük ve Küçük Göl, Azaplı Gölü tamamen kurudu. Seki, Kuyucak, Akdoğan, Aygır gölleri kurudu. Gölbaşı, Aktaş, Çıldır, Haçlı, Turna, Nazik ve Tortum gölleri de kurumak üzere.

Bu vahim tabloyu hazırladığı raporla gözler önüne seren Türkiye Tabiatını Koruma Derneği’ne ve bilim danışmanı Doç. Dr. Erol Kesici’ye ‘Anekder, Anadolu Ekoloji ve Kalkınma Derneği’ adına teşekkür ediyoruz.

Türkiye’deki göllerin son durumuyla ilgili başta yetkililerimiz olmak üzere, Sivil Toplum örgütlerimizi (STK) resmi, özel kurum ve kuruluşlarımızı, çevre gönüllülerimizi, duyarlı halkımızı ‘Göllerimize’ doğaya ve Ekolojik dengeye sahip çıkmaya davet ediyoruz” dedi…