1900’lü yılların başında binlerce kadını böyle öldürdü..

1900’lü yılların başında ABD’de yüzlerce kadın onun yüzünden hayatını kaybetti. Sağ kalanlar ise ömrü boyunca çok ciddi hastalıklarla mücadele etti. Üstelik bunun sebebi, masum gibi görünen bir ölümcül maddenin hayatın her alanına girmesiydi.

‘Undark’ isimli bir firma, 1900’lü yılların başında askerlerin hayatını kolaylaştırmak üzere yeni bir iş kolu üretti. Firma yüzlerce ABD’li kadını işe alarak askerlerin kullandığı saatlerin içini karanlıkta görünecek şekilde boyamalarını istedi. Basit gibi görünen bu iş, pek çok kadının hayatını kaybetmesine sebep oldu. Üstelik bu ölümcül madde sadece saatlerde kullanılmakla da kalmadı.

HERKESİN GÖZÜ YAYDIĞI IŞILTIDAYDI

20’nci yüzyılın başlarında radyum maddesinin gücü keşfedildi. Bu maddenin ışıltı yaydığının tespit edilmesinden sonra birçok alanda gücüne başvuruldu. Kimse onun zararlarından bahsetmiyor, yalnızca yaydığı ışığa odaklanıyordu. Marie Curie tarafından bulunan madde, kısa bir süre içinde ABD’de de her alanda kullanılmaya başlandı. Özellikle harfleri renkli ve gece görünür olan kol saatleri satışları rekor kırdı. Durum böyle olunca radyum, uygulanabilirliği sorgulanmadan birçok alana hizmet verir hâle geldi.

Çikolatalar, oyuncaklar, içme suları, diş macunları, pudralar, kremler, kanser ve romatizma için kullanılan ilaçlar ve lambalarda, kısacası hayatın her alanında radyum kullanıldı.

Hatta radyum maddesiyle yapılan su damacanalarından su içenler, o yıllarda hastalıklarına çare bulacaklarını düşündüler. Radyumlu sulardan yapılan çikolatalar onlarca ülkeye satıldı. Karanlıkta parlayabilen çocuk oyuncakları ve gece lambaları binlerce ailenin evine girdi. Radyum maddesinin hiçbir enerjiye ihtiyacı olmadan parlayabilen bir özellikte olması herkesin hoşuna gitti.

RADYUM İLE GENÇLEŞME VAADİ

Radyumlu kozmetik ürünleri satın alan kadınlar bu ürünü kullandıktan sonra gençleşeceklerine, daha sağlıklı bir ciltleri olacaklarına inandı. Yine o yıllarda radyum ve toryum maddesinden yapılan diş macunu satışları da tavan yaptı.

‘RADYUM BENİM DEĞİL, TÜM İNSALIĞIN MADDESİ’

Sadece kozmetik alanında değil, tıpta da radyum maddesi ciddi düzeyde kullanıldı. Doktorların çoğu o dönemde hastalarına radyum içeren ilaçlar tavsiye etti. Radyumun her alana girmesi Marie Curie’den patent istemelerine sebep olunca Curie, “Radyum benim değil, tüm insanlığın maddesi” derken, aslında bu maddenin ne kadar yanlış ellerde olduğunu belki de fark edemedi.

RADYUM KIZLARI’NIN YOK OLUŞU

İşte ‘Radyum Kızları’nın ismen var oluşu da aslında yok oluşlarıyla başladı. O yıllarda radyum maddesinin her alanda faydalı olduğunu düşünenler ve birtakım fırsatçılar, yüksek kazanç sağlayabilmek için bu maddeyi her şeyin içine soktular.

ABD’nin Birinci Dünya Savaşı’na girdiği yıllarda ABD’de bir radyum firması kuruldu. Bu firmanın amacı, askerlerin savaşta gece saatin kaç olduğunu görebilmelerini sağlamaktı. Kol saatlerinin içindeki rakamların radyum maddesiyle boyanmasını isteyen işveren, yüzlerce ABD’li genç kızı işe aldı.

KANSERE YAKALANDILAR

Saatlerin içini boyamak için çalışan işçiler, kullandıkları fırçayı ağızlarıyla ıslatıp maddeye batırdıktan sonra saate sürdükleri için peş peşe hastalandılar. Saat boyarken radyum kullanan bu kızların çoğu kanser sonucu hayatını kaybetti, geri kalanlar kemikleri zayıfladığı için kemik hastalıklarına yakalandı. İşin en acı tarafı, bu trajedi çoğu kişi tarafından görmezden gelindi.

‘ARTIK RADYUM KULLANILMIYOR’

Peki zamanında özellikle sağlık alanında hastalıkları tedavi etmek için kullanılan bu madde günümüzde de kullanılıyor mu? Radyasyon Onkolojisi Uzmanı Doç. Dr. Ayşe Altınok, “Radyum, radyasyon onkolojisinin başlangıcıdır ve çok uzun yıllar kullanıldı. Ancak şu an bizim kullandığımız bir element değil. Bundan yaklaşık 5-10 sene öncesine kadar Kobalt 60 dediğimiz doğal bir radyoaktif de kullanılıyordu ama artık kullanılmıyor. Günümüzde kullandığımız radyasyon kaynağı aslında bildiğimiz elektrik sistemi. Biz artık radyoterapide X ışını kullanıyoruz” dedi.

‘KORUNUP SAKLANMASI ÇOK TEHLİKELİ’

Doğal radyoaktif kaynaklarda gama ışınının kullanıldığını, onun da artık tercih edilmediğini belirten Dr. Ayşe Altınok, “Doğal radyoaktiflerin korunması, saklanması çok tehlikeli. Ancak X ışınında bu yoktur. Öte yandan doğal radyoaktiflerin vücuda girişlerini ayarlamak, bölgenin derinliğine inmek zordur çünkü enerjisi ayarlanamaz. Ancak X ışınında yoğunluğu ayarlayabiliyoruz” bilgisini paylaştı.

‘DOĞAL RADYOAKTİFLER CİLTTE KIZARIKLIK YARATIR’

1900’lü yıllarda radyum içeren maddeleri kullanan insanlarda görülen cilt kızarıklığı ve cilt problemleri, doğal radyoaktiflerle kanser tedavisi olan kişilerde de görülüyordu. Bu konuyla ilgili Doç. Dr. Ayşe Altınok, “Doğal radyoaktiflerin kullanımında ciltte reaksiyon çok artar. Eskiden mesela hastalar kıpkırmızı ve sertleşmiş bir cilde sahip olurlardı. Bu durum doğal radyoaktif maddelerin derine inememesi ve cildi ısıtmasından kaynaklanıyordu. Bu da doğal radyoaktiflerin artık modern radyoterapide kullanılmamasının sebeplerinden” detayını paylaştı.