Cüneyt Arcayürek: ‘İşin Fıtratı’ndaki Olaylar!..

Cüneyt Arcayürek-2013-1Cumhurbaşbakanla Başbakanı, gariban maden işçisi 375 metre toprak ve sular altında kalınca, beyefendiler için alelacele helikopter pisti de yapılan Ermenek’e gittiler.
Dertleri görünürde artık yaşamlarından umut kesilen 18 işçinin ve ailelerinin ıstırabına ortak olmak, teselli etmek miydi?
Onların derdi başka…
Giderek yurt düzeyinde yükselen bir sesi bastırmaktı.
Bu ses: “Daha Soma’nın açtığı yaralar kapanmadan Ermenek’teki facianın sorumlusu hükümettir, hü-kü-met” diyor.
Ama geçmiş ve gelen AKP iktidarlarında vurdumduymazlık, sağduyu, mantık, akıl zafiyeti öylesine yerleşmiş ki; kendilerinden başka herkesi, her çevreyi suçlu görmek, göstermek adeta karakterlerinin bir parçası olmuş…

***

Neredeyse ortaya çıkıp TV’lerden bağıracaklar:
Sorumlu kim?
Ya da utanmasalar bu maden facialarının, ölümlerin sorumlusunu arıyoruz diye gazetelere tam sayfa ilan verecekler!
Sorumlu mu? Oysa Soma faciasından Ermenek’e uzanan çizgide sorumlular yanı başlarında duruyor. Enerji Bakanı ile Çalışma Bakanı!
Hatta geçmiş başbakanlar!
Onların sorumlu olduğuna bir gün bir demecinde değinmeyerek mutlaka başka sorumlu buluyorlar…
Eski başbakan, şimdiki cumhurbaşbakan olan RTE başımızda kaldıkça suçlu, sorumlu asla AKP hükümetleri olmayacak!
Ak dedikleri AKP iktidarları karalara bulanmış, savcıları yargıçlarıyla hukuk devleti yok ama var gibi gösterilen bu ülkede çarenin yerini çoktan çaresizlik almış.

***

Bu ikili…
Madende inceleme yaptıktan sonra, sorumlulardan hesap sorulacağını söyledi.
Oysa Soma’dan beri maden facialarının sorumlusu iki bakan yanı başlarındayken inanılması olanaksız bir vicdan rahatlığıyla, sorumlu arayacaklarını orada verdikleri demeçlerle belgelediler.
Bakın TV’lerdeki uzmanların açıklamalarına, tabii yalaka olmayan gazetelerdeki haberlere…
Hepsi ama istisnasız hepsi, bu facialardan, ölümlerden sorumlu hükümettir diyor.
Bu Cumhurbaşbakanı ile izinde yürümeyi onurlu bir görev sayan Başbakanı… bu gerçekle alay edercesine kendilerinden başka sorumlu, suçlu arıyorlar.
Yüzsüzlüğün bugüne dek görülmemiş bir örneğini sergilemeyi marifet sayıyorlar.

***

Soma’da güvenlik noksanlarını saptayan raporlara dayanarak gerekli denetimleri yapmayan Enerji ve Çalışma Bakanı, o günlerde de yazdık, bugün hâlâ koltuklarında oturuyor.
O zamanın ve bugünün başbakanı ile ve günümüzdeki başbakan; bu iki bakanı görevlerinden almıyor.
Tabii bu iki bakan da, Cumhurbaşbakan sorumlu olarak işvereni suçlayınca, hiçbir demokraside görülmeyen bir siyasal etik sergileyerek vurdumduymazlara özgü rahatlıkla istifa etmeyi akıllarının ucundan bile geçirmiyorlar.

***

Son olaylar, bu iktidarın elinde devletin çivisinin çıktığının resmen ilanıdır.
Çözüm süreci, barış yolu diye PKK’yi daha azgın duruma ittiler. Örgüt, devletin verdiği ödünlerden şımardı ve aylardır, askerimizi teröre karşı silah kullanmaktan men eden hükümet, ektiğini şimdi biçiyor.
Yüksekova’da 3, Diyarbakır’da bir şehit.
Şimdi şöyle bir düşünelim… Yüzleri maskeli olanları terörist diye yakalayacağını söyleyen hükümetle ve bu yasayla, PKK adeta alay ediyor. Yüzleri maskeli eşkıyalar Kürt teröristlere yakışır bir hamleyle askerleri arkadan kahpece öldürüyor ama Cumhurbaşbakan RTE’den tık yok.

***

Akla gelen sorulardan biri şu: Bay Cumhurbaşbakan, barış sürecinde birkaç şehit vermenin, madenlerde ölenler için Soma’da söylediği gibi, “işin fıtratında” olduğunu mu düşünüyor acaba?
Karakter yapısı bilindiği için…
Böyle düşündüğünü açıklaması yadırganmaz da!

Cumhuriyet

Leave a Reply

Your email address will not be published.