Dünkü Cumhuriyet’in birinci sayfası RTE’nin ve AKP iktidarının gerçek yüzünün; buna karşın yalnız oğullarını toprağa veren iki babanın ıstırabını değil; topluma tercüman olan tarihsel değerdeki açıklamalarının da belgesiydi…
Gazetemizdeki yan yana iki manşet:
İktidardan kayıp gideceği korkusu benliğini sarmış bir Başbakan’ın; uzun süredir bu sütunların dikkatinden kaçmayan ancak Başbakan’a özgü kin ve intikam duygularıyla yüz binlerin arkasından gözyaşı döktüğü 16 yaşındaki bir çocuğu terörist ilan etmesi… Oğlunu yitiren bir ananın ıstırabını içeren feryadını sindiremeyen, düşman bir söylem diye yorumlayarak meydanları dolduran toplama taraftarlarına yuhalatması…
… Berkin Elvan’la, bir kurşunla genç yaşta öldürülen Burakcan’ın babalarının, Başbakan’a; tabii anlamaya çalışmayacağı, ders çıkaramayacağı nitelikteki ortak söylemleri…
… Hayır, hayır! Bu seçim kampanyasına özgü değil…
… RTE’nin Türk demokrasisini 12 yılda nasıl çığırından çıkardığının belgesel özeti!
***
Başbakan; varsın ana oğlunu Allah’ın değil, benim aldığımı söylesin diyecek olgunlukta olmadığını bir kez daha kanıtladı.
Bir çocuğun ekmek almak için evinden çıktıktan sonra polisin attığı gaz kapsülüyle yaralanarak, dokuz ay komada kaldığının söylenmesine ve yazılmasına bile tahammül edemiyor.
Hiç duyulmamış bir iddiayı ortaya atıyor.
Berkin’in -bir PKK’li gibi- yüzü poşulu, elinde sapan, cebinde demir bilyelerle Gezi eylemlerine katıldığını…
Başbakan ya, olayların gerçek yüzünü biliyor ve halkına duyuruyor havasında…
… İnandırıcı olduğu sanısıyla yine bangır bangır bağırarak kalabalıklara ilan etti.
***
RTE artık önü alınmaz, engellenemeyecek bir siyaset adamı, bir başbakan!
Daha önceleri de değindik… Yerel seçimde şayet halkımız RTE’ye umduğundan da öteye destek verirse, vay halimize!..
O, ne içeriden ne de dışarıdan, dizginlenemeyen gidişatıyla ilgili uyarıları umursamıyor bile.
Medya ancak bir gün haberlerinde söz konusu ettiği son Avrupa Birliği saptamalarından bir saniyecik olsun konu etmedi haberlerinde…
AB; üst düzey ve yüksek seviyede yolsuzluk iddiaları, yasama ve yürütme arasındaki gerilimi, yargıya ve yaşam koşullarına müdahaleyi, güvenlik güçlerinin orantısız güç kullanmasını raporlarında ve açıklamalarında bir bir sıralıyor ama…
… RTE, bana AB’deki ABD’deki eleştiriler, uyarılar vız gelir kıvamında bir duruş sergiliyor.
Büyüklük virüsü bir kez bir siyaset adamına bulaşmasın…
Tutabilene aşk olsun!
Ne ondan daha doğrucu ne de akıllı; bilgili, gerçekçi, öngörüsü güçlü, ülkesini seven milliyetçi yoktur ülkemizde!
Ne geçmişte ne gelecekte!..
***
RTE’nin meydanlarda kin ve intikam kokan sözlerle halka seslendiği saatlerde yürekleri yanan iki baba; “Acılarımızı siyasete alet edip nefret ortamı oluşturulmasına izin vermeyeceklerini” açıkladı.
Toplumda da yer eden bu ortak görüş, başbakanlığın duvarlarını aşarak kuşkusuz RTE’ye ulaşamadı.
Ulaşamayacak da!
Önceki gün; RTE ve iktidarının Türk demokrasisine yaşattığı yüz karası trajik bir gün olarak tarihte yerini aldı.

CUMHURİYET