Emin Çölaşan: Dünkü komediye pes doğrusu

Emin Çölaşan-2Sevgili okuyucularım, her sabah bütün gazeteleri okumak, çoğuna da sadece bakmak bizim görevimizdir. Dün gazeteye gelince yandaş Yeni Şafak’ın manşetini de ister istemez gördüm ve irkildim.
Tam yarım sayfayı kapsayan manşet Türk tarihinin hiç bilinmeyen bir yanını açıklıyordu!
“Atatürk’ü böyle zehirlediler. Yeni Şafak Atatürk’ün ölümündeki sır perdesini aralayan tarihi kanıtlara ulaştı. Belgeler 77 yıldır sadece kulaktan kulağa konuşulan “Atatürk zehirlendi” iddiasının gerçek olduğunu ve suikastın İsmet İnönü tarafından tezgahlandığını ortaya koyuyor.”
Sonrasında, masa başında hazırlanan ve eski süsü vermek için güya sarartılmış, üzerine çay dökülmüş lekeli (!) kağıt parçaları ve akla ziyan iddialar…
* * *
Yandaş basın seçim öncesinde işi iyice azıttı. Son iki hafta içerisinde üç ayrı -ve hepsi de düzmece- belgeler yayınladılar.
– CHP milletvekili Umut Oran, Tayyip’in kızı Sümeyye’ye suikast yapacaktı! Bunu açıktan söylüyordu! Sahte konuşma ve yazışmaları yayınladılar.
– Fethullah Gülen masondu, güya eskitilmiş sahte yazıları yayınladılar!
– Üçüncüsü işte bu!.. Atatürk’ü başbakan İsmet İnönü zehirlemişti!
İlk ikisi fos çıktı, bu da öyle.
Ancak dünkü sahte belgelerde bir husus hemen göze çarpıyor.
1950’li yıllara ait güya özel yazışmalarda, o günlerde asla kullanılmayan bazı öz Türkçe sözcükler geçiyor:
“Elimden geldiği ORANDA…”
“Bunu tehdit olarak ALGILAMAYIN…”
Birkaç örnek daha vereyim:
UYUMLU… BİLİNÇLİ… İZLENİM… KANI… KESİNLİK…
Şimdi bir kişi çıksın ortaya, bu öz Türkçe sözcüklerin o yıllarda kullanıldığını kanıtlasın bakalım.
Demek ki bu düzmece belgeleri masa başında üreten kişi veya kişiler bunu düşünemeyecek düzeyde cahil.
* * *
Şimdi haklı olarak “Bunları anladık da, Atatürk’e suikastı İnönü’nün tezgahladığı nerede” diye soracaksınız.
Hiçbir yerde değil!
Böylesine iddialı bir manşet atılmış ama sonrasında İnönü ile ilgili bir tek cümle, bir tek satır yok!
Yarabbim, bu nasıl bir İnönü düşmanlığıdır…
O İnönü ki Filistin cephesinde Kolordu Komutanı, Kurtuluş Savaşı’nda Yunan Ordusu’na karşı Batı Cephesi Komutanı, Lozan Antlaşması’nı imzalayıp ülkemizin bağımsızlığını sağlayan, binbir çabayla ülkemizi İkinci Dünya Savaşı’na sokmayıp felaketin eşiğinden döndüren, yıllarca Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı yapmış olan bir tarih…
Ve ölümünden yıllar sonra şimdi İnönü’ye yalan belgelerle saldırmaya yelteniyorlar!
Böyle bir rezillik hiçbir ülkede olamaz.
Esas düşmanlıkları Atatürk’e karşı ama o kadarını yapmaya yürekleri yetmiyor.
Atatürk’ün üzerinden İnönü’ye vurmaya yelteniyorlar.
Hani Tayyip “İki ayyaş” demişti ya!..
Nasıl bir “Gazetecilik (!)” bu…
Tayyip ve iktidar yandaşlığı uğruna bu kadarı yapılmaz ki!..
Birileri şunları sustursun
Sevgili okuyucularım, CEV kupasının futboldaki eşdeğeri, kadın voleybolunda Avrupa şampiyon kulüpler finali… İki Türk takımı bu final maçlarında büyük bir başarıya imza attı.
Dörtlü finallere kalan dört takımdan ikisi Eczacıbaşı Vitra ile Vakıfbank idi. Statü gereği, aynı ülkeden iki takımın final maçında yer alması mümkün değildi. Bu yüzden cumartesi günü Eczacıbaşı-Vakıfbank maçı oynandı, Eczacıbaşı kazanıp finale yükseldi.
Üçüncülük maçında Vakıfbank Polonya takımını yendi, final maçında ise Eczacıbaşı İtalyan takımını yenip Avrupa şampiyonluğa ulaştı.
Biz ne yazık ki spor deyince sadece futbolu düşünüyoruz. Oysa iki takımımızın elde ettiği birincilik ve üçüncülük, Türk sporu adına muhteşem bir olaydır.
Maçlar öncesinde ve sonrasında her iki takımın sporcuları ve yöneticileri, birbirlerini suçlayan, hakaret eden, küçümseyen demeçler vermediler. Tam tersine, birbirleri için övgü dolu sözler söylediler.
Onları kutluyorum.
* * *
Bir de futbola bakınız!.. Kulüp başkanları, yöneticiler, antrenörler, hatta oyuncular öteki takımları sürekli suçluyor…
Medyada spor sayfalarının ve spor programlarının yüzde 90’ı futbolun vıcık vıcık, ipe sapa gelmez haber ve yorumlarıyla dolu.
Ün kazanmak ve isminin geçmesini istiyorsan bastır parayı, at kapağı bir futbol kulübüne, başkan veya yönetici ol, bağırıp çağırmaya, hakaret etmeye başla, her gün suçlayıcı demeçler ver!
Nasıl olsa medya elinde… Ne söylesen beş misli haber oluyor!
Hele büyük takımlardan birinin başkanı, yöneticisi, sporcusu isen durma, her gün konuş…
Şikayet et, tehdit et, hakaret et, hatta doğrudan küfret…
Nasıl olsa fanatik taraftarların ve camian arkanda!
Kızıştır onları, toplumu ger!..
Yüzlerce çirkin olay sonrasında bugün Fenerbahçe otobüsüne ateş edildi, yarın bakalım neler olacak, hep birlikte görürüz.
Siz toplumu ve taraftarı kin ve nefret demeçleriyle böyle germeye devam ederseniz, ruh hastalarının böylesine çok olduğu bir ortamda daha kanlı olaylar olmasından korkarım.
* * *
Bir şeye kesinlikle inanıyorum…
Futbol kulüplerinin, hele de büyük kulüplerin başında yer alanların çoğu, orada kendi kişisel çıkarları için var.
Yüzlerce trilyonun döndüğü o sektörde pek çoğu para babası. Paraları sayesinde o görevdeler.
Taraftarı dolduruşa getiriyorlar, medyada kendilerine yer bulmak için sürekli kızıştırıp olaylar çıkmasına neden oluyorlar.
Sonra da manyağın biri otobüse ateş edince şaşırmış görünüyorlar!
Yetti artık, birileri önce şunları sustursun.
SÖZCÜ

Leave a Reply

Your email address will not be published.