Mustafa Balbay: Evren öldü… 12 Eylül ölmedi!

balbay mustafa meclis12 Eylül askeri darbesinin komutanı Kenan Evren öldü. 12 Eylül darbesinin hemen ardından 1982 Anayasası ile birlikte kendisini anayasanın içine koyup Cumhurbaşkanı seçtiren Kenan Evren öldü.
Yaptığı her Anadolu gezisinde sözlerine Kuran’dan ayetlerle başlayıp peygamberin sözleriyle bitiren Kenan Evren öldü.
17 yaşındaki bir gencin yaşını büyütüp astıran, buna tepki gösterenlere de “Asmayıp da besleyelim mi” karşılığını veren Kenan Evren öldü.
Askeri dönemin ardından Kasım 1983 seçimlerinden bir gün önce, “Oylarınızı 12 Eylül icraatını sürdürecek olanlara verin” diyen, ama bu çağrısı ters tepen Kenan Evren öldü.
Devletten aldığı güçle, kudreti devam ederken yaptığı resimlerin her biri açık artırmayla milyarlarca liraya satılan, ama iktidar gücünü yitirince tabloları çerçevesi kadar bile para etmeyen Kenan Evren öldü.
1990’lı yılların başına dek hemen her ilin ana caddelerinden birine ve okullarına adı verilen, sonra da bu tabelaları tek tek sökülen Kenan Evren öldü.
***
Şimdi madalyonun öbür yüzüne geçelim…
Yukarıda tek tek sıraladığımız gerçeklerin aktörü önceki gece 98 yaşında öldü. Peki Evren’in adında vücut bulan yönetim anlayışı öldü mü?
Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturunca, “Devletin en tepesinde ben varım. O zaman her şeyi yapmaya yetkim var. Demokrasinin tarifini de ben yaparım, kuvvetler ayrılığını ayrılıkçılık sayıp, bütün kuvvetleri kendimde birleştiririm” diyen anlayış öldü mü?
Halktan aldığı gücü bir sorumluluk olarak taşımak yerine halka karşı kullanmak şeklinde yorumlayan diktatöryal davanış öldü mü?
Kendisi yada yakınları adına özel sermaye ve siyasi güç odakları oluşturup mevcut devlet kurumlarının önüne bunları koyan anlayış öldü mü?
Kendisini siyasi partilerin üzerinde görüp onları her fırsatta küçümseyen siyaseti sadece kendi gücüne güç katan bir araç olarak gören anlayış öldü mü?
Ekonomiyi çalışanlarla değil, sadece sermaye sahipleriyle birlikte yönlendiren, liberalizmi sadece sermayenin önünün açılması, ama emeğin bütün haklarının gasp edilmesi olarak uygulayan anlayış öldü mü?
Gençliği, ülkenin geleceğini kuracak bir potansiyel olarak görmek yerine, her an suça bulaşmaya eğilimli, kontrol altında tutulması gereken tehlikeli bir kesim gibi gören bakış öldü mü?
***
Yazının başındaki saptamalara ve yukarıdaki sorulara daha pek çok ek yapılabilir…
2000’li yılların başında yapılan bir anket anımsıyorum. Üniversite öğrencilerine, “Kenan Evren ismi size ne çağırıştırıyor” sorusu sorulduğunda, birinci sırada futbolcu çıkmıştı. Bugünün gençliğine Evren deyince, uzayı mı konuşacağız, diye düşünebilirler.
Yurttaş Kenan Evren öldü. Ancak diktatör Kenan Evren’in ruhu bugünkü yönetim anlayışında yaşıyor.
12 Eylül döneminde Kızılay ve Türk Hava Kurumu dahil her yer kapatılmış, sadece bugünkü yönetim anlayışının kökenlerini oluşturan dernekler açık tutulmuş ve palazlandırılmıştı. Şimdi onlar devletin her yerini sardı. 12 Eylül’e rahmet okutacak bir karanlık yarattı. Kenan Evren öldü…
12 Eylül ölmedi, üstelik 12 Eylül 2010’da doğum yaptı.
Yakın geçmişi bu çizgiye oturtup çağdaş, demokratik, laik hukuk devleti mücadelesini bu bilinçle sürdürmeliyiz.
Cumhuriyet

Leave a Reply

Your email address will not be published.