Mustafa Mutlu: Babalar ve anneler!

Mustafa Mutlu-1YAZARLAR-Bakan beylerin oğulları rüşvetten, yolsuzluktan tutuklandı; kendileri istiflerini bile bozmuyorlar!
Hele İçişleri Bakanı’na ne demeli?
Oğluna yönelik baskını kendisine haber vermedi diye; Başbakan’la el ele verip bütün polis teşkilatını hallaç pamuğu gibi attı!
Ve hâlâ görev başında…
***
Önceki gün bir açıklama yapmış ve “Soruşturmanın başladığı gün Başbakan’a kendimle ilgili olarak, gerek görevden affımı isteme, gerek azledilme ve gerek istifa dahil her konuda her şeye hazır olduğumu, bu hassasiyeti taşıdığımı ifade ettim. Şimdi Sayın Başbakanımızın bu konuda yapacağı düzenlemeyi bekliyorum” demiş…
Boş laf bunlar Muammer Bey; boş laf!
İnsanın oğlu rüşvetten ve yolsuzluktan tutuklanmışsa…
Ve o insan bir “bakan” ise…
Hele hele; oğlu ile ilgili iddialar, kendisiyle de ilişkilendiriliyorsa…
Ne yapacağını, nasıl davranacağını belirlemek için kimsenin “fetvasını” falan beklemez!
Gider; adam gibi istifa eder.
Çünkü “istifa” tek yanlı bir müessesedir!
***
Bizim Bakan, istifa etmediği gibi bir de oğlunun tutuklanmasına yol açan delillere kılıf uyduruyor.
Diyor ki:
“Oğlumuzun evinde bulunan paranın kaynağı açıkça bütün belgeleriyle ifade edilmiştir. Bu konuda hiçbir eksiklik yoktur.”
E; madem öyle, bize de açıkla Muammer Bey?
Oğlunun yatak odasında çelik zırhlı yedi para kasasını dolduracak kadar Türk Lirası, dolar ve avro ne geziyor?
O para nereden geldi; kimler, neden getirdi?
Bir bürokrat çocuğunun yatak odasında yedi adet kasa ve yetmezmiş gibi bir de para sayma makinesinin bulunması ne kadar normal?
“Bulunan paranın kaynağı bütün belgeleriyle ifade edilmiştir” demen kesmiyor bizi Bakan Bey; yetmiyor…
Hadi; bize de göster o belgeleri!
***
Bir çift söz de Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın eşi Songül Çağlayan’a…
Hanımefendi… Canı yanan bir anne olarak kalbinizi kırmak istemem. Ama yazmazsam da kalemime ihanet etmiş olurum:
Oğlunuz daha cumartesi günü tutuklandı ve Metris Cezaevi’ne konuldu.
Siz pazar sabahı kendisini ziyaret etmişsiniz ve giderken torba torba baklava, börek götürmüşsünüz!
Neden ödüllendiriyorsunuz oğlunuzu Songül Hanım?
Yüz kızartıcı bir suçla tutuklandığı için mi?
Elbette bir anne olarak oğlunuzun arkasında olacaksınız… Ama halkın parasını çalmışsa, babasının koltuğunu pis işlere alet etmişse, ona ilk tokatı da annesi olarak siz atacaksınız!
“Hayır, oğlum kesinlikle masum” diyorsanız; çıkın, bunu söyleyin.
Yayınlamayan namerttir!
Ama hiçbir şey söylemeyip, rüşvetten ve pis işlerden yatan çocuğunuzun ağzına baklava tıkıyorsunuz!
Pes vallahi…
Bir gün yemese ölecek mi beyzadeniz?
Unutmayın; oğlunuz, hayatı boyunca baklava yiyemeyen “fakir fukaranın, garip gurebanın nafakasını lüpletmekle” suçlanıyor!
Biraz daha özenli davranmanız gerekmez mi?
***
Biz Ergenekon, Balyoz, Odatv, Askeri Casusluk gibi “düzmece” davalarda da anneler, babalar, evlatlar gördük…
Ama ne yalan söyleyeyim; hiçbiri, bu son gördüklerimize benzemiyordu!
908 BİN LİRA!
Halkbank Kapalıçarşı Şubesi’nin Müdürü ve dört banka çalışanı 2011 yılında 11 kişinin 6,2 milyon liralık banka hesabını buharlaştırmış…
Sanıklar hakkında İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 23 yıla kadar hapis istemiyle dava açılmış.
908 bin lirası çalınan bir kişi dışında mağdurların tamamı şikâyetçi olmuş.
Kim biliyor musunuz?
Bugün, oğlu rüşvetten tutuklanan İçişleri Bakanı Muammer Güler!
İyi de beyefendi o 908 bin lirayı sokakta mı bulmuştu ki; çalınması, umurunda bile olmadı?
Sahi; nereden gelmişti o para?
Hakkını neden aramadı?
Yoksa bir şeylerin ortaya çıkmasından mı korktu?
GÜNÜN SORUSU
Başbakan önceki gün Giresun’daki toplu açılışta, “Halk Bankamızı yedirmeyeceğiz, kusura bakmasınlar” dedi. Sorum kendisine:
Adamlarınız zaten yiyecekleri kadar yemiş… Hâlâ neyi gizlemeye çalışıyorsunuz?
Korku dağları sardıilk kurban ‘ilke’ oldu!
Hani AKP’nin bir ilke kararı vardı:
Genel Başkan dahil hiçbir siyasetçi bu partinin çatısı altında üç dönemden fazla milletvekilliği yapamayacaktı.
Başta Başbakan ve yardımcıları olmak üzere birçok AKP’linin bu yüzden önümüzdeki dönemde Meclis’e girmeyeceğine kesin gözüyle bakılıyordu.
Efendim; AKP, bu ilke kararından vazgeçmeye hazırlanıyormuş…
Çünkü AKP’liler, partiye yönelik komplolara (!) direnebilmek için Recep Tayyip Erdoğan’ın göreve devam etmesini gerekli görüyorlarmış…
Hepsi bahane… Hatta koca bir palavra!
Evet; bu ilke kararından vazgeçmek için “kılıf” aradıkları doğru…
Çünkü Meclis dışında kalmaları yani dokunulmazlığı kaybetmeleri durumunda Recep Tayyip’in ve arkadaşlarının başına gelebilecekleri çok iyi biliyorlar!
***
Kısacası; korku dağları sardı; ilk kurban edilen, “ilke” oldu.
Günün İsyanı!

Büyük rüşvet ve yolsuzluk operasyonunda ismi geçenlerden Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, Trabzon’da vatandaşlara bol bol para dağıtmış…
Hatırlayın; geçtiğimiz Nisan ayında da Edirne’yi ziyaret etmiş ve kendisinden yardım isteyen kanserli genç kıza dilenci muamelesi yapıp cebine para koymuştu! İsyanım Bayraktar’a:
Şu paranı cebine sok be adam!

AYDINLIK

Leave a Reply

Your email address will not be published.