Mustafa Mutlu: Bizi mahvettin çocuk!

Mustafa Mutlu-1YAZARLAR-Haziran Direnişi, bu ülkenin aydınlık yüzünü göstermişti bizlere… Gelecekten umudumuzu kestiğimiz bir anda ortaya çıkan gençler, “Bu ülke sahipsiz değil” diyerek varlarını yoklarını ortaya koymuşlardı.
Kimi canından oldu sonunda; kimi gözünden…
Sadece biber gazına maruz kalanlar ise ölen ve yaralanan arkadaşlarının acısıyla daha sıkı tutundular mücadelelerine; vazgeçmediler!
Parklarda, kendi oluşturdukları platformlarda sessiz çığlıklarını duyurmaya devam ettiler.
***
Bazı çocukların payına da sırf muhalif ya da vatansever oldukları için mahkûm edilen babalarından uzak kalmak düşmüştü. Vatanın parçalanması için elinden geleni ardına koymayan karanlık güçler, önlerindeki engelleri bir şekilde kaldırmalıydı.
Böyle başlamıştı “yurtsever aydın” avı…
Ülkesini seven, yıllarca terörle mücadele eden askerler “terörist” ya da “darbeci” suçlamalarıyla Ergenekon ve Balyoz davalarında yargılanmaya başlamışlardı. O günden bu yana, “Bu davada yöneltilen suçlar düzmecedir, bu yapılan haksızlıktır” diyerek çırpınan tutuklu asker aileleri ve avukatlarının çığlıkları görmezden gelinmiş, yok sayılmıştı…
Şimdi ise bizzat Başbakan’ın Başdanışmanı, bunun bir “komplo” olduğunu itiraf etti!
***
Gün gelecek, atılan iftiralar, kurulan komplolar tek tek ortaya çıkacak ancak neye yarar?
Dedim ya; olan çocuklarımıza oldu…
Kimi canını, kimi sağlığını, kimi özgürlüğünü kaybetti.
Kimleri de suçsuz yere tutuklanan babalarından ayrı kalarak cezalandırıldı.
Atahan da bu çocuklardan biri…
Balyoz davasında mahkûm edilen Deniz Kurmay Albay Erdinç Altıner’in oğlu…
Önceki gece Halk TV’de yayınlanan “Halk Arenası” programında tanıştık Atahan’la…
Henüz dokuz yaşında olmasına rağmen, kocaman bir yüreğe sahip o aydınlık çocukla…
Yaşına göre büyümüş de küçülmüş gibiydi konuşurken. O, bu durumu şöyle açıklıyordu:
“Bu yaşta böyle kötü bir tecrübe yaşadığım için yaşıtlarıma göre daha akıllandım.”
***
Atahan; izleyenleri gözyaşına boğmakla kalmadı; resmen ders de verdi!
Küçük yaşta kendisine bu deneyimi yaşatan adaleti, “toplumsal bir sorun” olarak tanımladı. Adaletin bir gün herkese lazım olacağını düşünecek kadar bilinçliydi üstelik…
Babasıyla yaptığı telefon görüşmelerinin ona yetmediğini dile getiriyordu sıkça. Görüş gününde babasını, annesi ve babaannesiyle paylaşmak zorunda kalışına içerliyor, kendilerine verilen o iki saati dolu dolu geçirmek istiyordu.
Sadece babasıyla bütün bir günü birlikte geçirmenin hayalini kuruyordu düşlerinde…
Büyüyünce subay olmak istediğini ancak başarılı olursa kendisinin de babası gibi cezalandırılacağını düşünerek korkuya kapıldığını söylüyordu.
Korkma Atahan!
İstedikleri kadar susturmaya, ezmeye çalışsınlar başarılı olamayacaklar. Babanı mahkûm ederek susturabilirler ama seni susturabildiler mi?
Bir gün büyüdüğünde seni mahkûm etseler bile, senin çocuğunu susturabilecekler mi?
***
Nihayetinde çocuksun, küçüğüm.
Babanla en çok yapmak istediğin şeyin bir oyuncak mağazasına gitmek olduğunu söyledin…
İşte o an mahvoldum ben!
Dilerim en kısa zamanda bu hayalini gerçekleştirirsin.
Ama bu isteğin gecikecek olursa, bak buradayım… Söyle annene, “Mustafa Amcama götür beni” de yeter…
Baban kadar mutlu edemem seni elbette; ama inan, çalışırım.
Ve hiç kuşku duyma ki; benim gibi seni o oyuncak mağazasına götürmek için çırpınan on binlerce “baban” var!
***
Ne istediğini de biliyorum; bir denizci çocuğu neyi isterse onu istiyorsun sen de…
Başkaları gerçeğini alıyorlar çocuklarına ama bizim bütçemiz yetmez; sadece oyuncağını alabiliriz sana:
Küçük bir gemicik!
İdare ediver işte…
GÜNÜN SORUSU
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, iktidara yönelik yolsuzluk ve rüşvet operasyonunun başladığı 17 Aralık tarihinin, kendisinin doğum günü olduğunu söylemiş… Sorum kendisine:
Ne yani; savcılar operasyonu özellikle bu tarihe denk getirerek size mesaj mı vermek istediler?
‘Türk’süz Kızılay…
Tüzüğünde ismi Türkiye Kızılay Derneği olarak geçen ve kurumsal adı Türk Kızılayı olan insani yardım kuruluşu, ürettiği maden suyundan ‘Türk’ü kaldırmış…
Türk Kızılayı Genel Başkanı Ahmet Lütfi Akar bir açıklama yaparak bu değişikliğin gerdekçesini şöye açıklamış:
“Türk Kızılayı maden suyunun yenilenen imajı, birçok değişikliği de beraberinde getirdi. Bizi biz yapan değerleri koruyarak, günümüz trendlerine uygun ve tüketici alışkanlıkları doğrultusunda bir değişime imza attık.”
Çok merak ediyorum:
Acaba Başkan’ın “Bizi biz yapan değerler” dediği değerler arasında “Türk” olmak yok mu ki, ondan bir çırpıda vazgeçebildiler?
Günün İsyanı!
Dünyaca ünlü sosyal paylaşım sitesi Facebook’un, kullanıcıların özel mesajlarını tarayarak elde ettiği verileri reklamverenlerle paylatığı iddia ediliyor. İsyanım Facebook yetkililerine:
Böyle bir şeyi yaptıysanız, ödeyeceğiniz tazminatlara harcayacağınız parayı hiçbir reklamveren karşılayamaz!
AYDINLIK

Leave a Reply

Your email address will not be published.