Mustafa Mutlu: CHP’li vekillerden…

CHP’li vekillerden tarihi gerçeklere ihanet eden kitap!

Mustafa Mutlu-1CHP Cezaevleri İnceleme ve İzleme Komisyonu üyesi olan dört milletvekili; yani Veli Ağbaba, Özgür Özel, Nurettin Demir ve Muharrem Işık kamuoyunda büyük ilgi gören Balyoz Kumpası’yla ilgili rapordan sonra bu kez “ülkemizdeki basın özgürlüğü” konusunda bir rapora imza attılar.

Bu raporu da tıpkı ilk raporda yaptıkları gibi kitaplaştırdılar.

Böylece çok daha geniş bir kitleye ulaşmasını sağladılar.

Öncelikle belirteyim; kitabı bir günde bitirdim.

Ancak; ilk raporun aksine, milletvekillerinin bu konuya yaklaşımları ve yaptıkları bilinçli-bilinçsiz hatalar, beni fazlasıyla rahatsız etti…

Bu rahatsızlıkları, üç temel başlıkta özetleyebilirim:

BİR: KALEMİMİZ KIRILMADI!

İlk itirazım; kitabın ismine…

Bir tür “kaynak eser” oluşturmak amacıyla AKP iktidarı döneminde gazetecilere uygulanan baskıların anlatıldığı…

Siyasetçilerin medya özgürlüğünü yok sayan sözlerinin ve uygulamalarının anımsatıldığı…

Özgürlükleri ellerinden alınan ya da işten atılan gazetecilerin listelendiği… Kimilerinin atılma öykülerinin yayınlandığı bu kitabın ismi, “Kalemi Kırılan Gazeteciler…”

Kitapta ismi geçen ve atılış öyküsüne kısacık da olsa yer verilen yazarlardan biri olarak bu isim altında anılmayı reddediyorum.

Evet; VATAN Gazetesi’nde çalıştığım dönemde büyük baskı gördüm. İktidar sahipleri, gazete patronu ve yöneticileri aracılığıyla yazılarımdan duydukları rahatsızlığı sık sık ilettiler. Sonuçta da beş kuruş tazminat bile almadan kapı önüne konulmamı sağladılar.

Ancak; bu, asla benim ve benim gibi gazetecilik etiğine yürekten bağlı, bağımsız kalmaya çalışan bir çok yazarın kaleminin kırıldığı anlamına gelmez…

Çünkü çok şükür ki; çoğumuz işten çıkarılmamızdan bir süre sonra tekrar ve çok daha özgür olarak yazmaya başladık.

Aramızdan işsiz kalanlar oldu… Ama onlar da asla kalemlerinin kırılmasına izin vermediler.

Buldukları her yerde yazmaya ve AKP faşizmine direnmeye devam ediyorlar!

İKİ: LİBOŞ VE DİNCİ HAYRANLIĞI!

Kitaba ikinci itirazım, iktidarın gazabına uğradığını düşündükleri tüm gazetecileri aynı kefeye doldurmuş olmalarına…

Yani; onların gözünde AKP iktidarına karşı dik duran Emin Çölaşan, Bekir Coşkun, Rahmi Turan, Oktay Ekşi, Necati Doğru, Mine Kırıkkanat, Özdemir İnce, Can Ataklı, Zülfü Livaneli ve benim gibi yazarlarla…

İktidara uzun süre yağ çeken ancak daha sonra “cemaate yakınlıkları” ya da “misyonlarını tamamlamaları” yüzünden tasfiye edilen Ahmet Altan, Mehmet Altan, Hasan Cemal, Nuray Mert, Balçiçek İlter, Ergun Babahan, Derya Sazak, Ali Kırca gibi kalemler aynı konumda…

Bunu da kesinlikle kabul etmiyorum.

Çünkü bu bir “aklama, imaj tazeleme” operasyonudur!

Ben ve yukarıda adını saydığım ya da saymayı unuttuğum bir çok yazar; yazılarımızla “iktidarı rahatsız ettiğimiz için” kovulduk…

Diğerleri ise ya kendilerine verilen “yağ çekme” görevini hakkıyla yerine getiremedikleri ya da iktidar-cemaat ittifakı bozulduğu için cezalandırıldılar.

Ancak biz her zaman dik dururken ve bu yüzden yıllarca zam bile almadan çalışmak zorunda kalırken; onlar, kovuluncaya kadar yandaş kanallarda üçer beşer program yaparak bölüm başına on binlerce lirayı ceplerine indirdiler. Ayrıca danışman oldular, bilirkişi oldular, yakınlarının kurdukları şirketlere ihale yardımı (!) yapıldı…

Yani, kitabın yazarları son derece “sığ” bir bakış açısıyla, “İşten çıkarılan herkes kurbandır” diye yaklaştıkları için, sapla samanı karıştırmışlar…

Baskılara gerçekten direnen gazetecilere büyük haksızlık edip bunun yanında “Başbakan’ın Hasan Abisi” başta olmak üzere yandaşlara hak etmedikleri payeler vermişler…

Hepimizin aynı kefeye konması yetmediği gibi; bir de dinci ve liboşların “atılma” öykülerine ayrılan bölümlerin “abartılı” olması da CHP’li vekillerin bu arkadaşlara torpil yaptığı izlenimini uyandırıyor.

ÜÇ: MADDİ HATA ÇOK!

Kitabın bana göre önemli sorunlarından biri de çok fazla maddi hata içermesi…

Sadece bir saatlik çalışmayla, işten atılan yazarların, gazete yöneticilerinin, muhabirlerin ve editörlerin listesinde 100’den fazla eksik saptadım!

Örneğin yıllarını VATAN’a adayan rahmetli ağabeylerim Ahmet Vardar ve Hikmet Bila, ayrıca Yavuz Semerci, Selahattin Duman, Milliyet’ten atılan Genel Yayın Müdürü Tayfun Devecioğlu gibi çok önemli isimler liste dışı bırakılmış…

Bazı yazarların öyküleri anlatılırken de yanlış yapılmış… Örneğin VATAN’dan 19 Temmuz 2013’te yayınlanan veda yazısıyla ayrılan Can Ataklı’nın 18 Eylül 2013’te işten çıkarıldığı iddia edilmiş…

Ayrıca Can’ın halen Yurt Gazetesi’nde yazdığı belirtilmiş ki bu da yanlış!

***

Eğer bunca hata, acemi bir araştırmacının yazdığı sözüm ona bir “araştırma-inceleme” kitabında olsaydı; güler geçerdim…

O kitabı ciddiye bile alıp okumazdım.

Ancak; söz konusu kitap, her şeyden önce anamuhalefet partisinin görevlendirdiği milletvekilleri tarafından “yarı resmi” olarak hazırlanmış ve Cumhurbaşkanlığı başta olmak üzere bir çok makama gönderilmiş bir rapordan oluşuyor.

Raporlar, yüzde 100 doğru, tam ve tarafsız olmak zorundadır.

Oysa bu “rapor kitap”, yöntem ve içerik hatalarıyla dolu, eksik ve kesinlikle tarafsız değil…

***

Bu tür kitapların en az üç kez doğrulanmadan yayınlanmasına kesinlikle karşıyım.

Çünkü bunlarda yapılan hatalar, “hata” boyutunu aşıyor, gelecek kuşakları yanıltıcı, tarihe ihanet eden bir hal alıyor!

Kalemini kırdırmamak için bedel ödeyen bir gazeteci olarak, bu “sığ”, “rapor kitap”ta imzası olan dört vekili protesto ediyorum!

KALEMİ KIRILAN GAZETECİLER

Türü: Rapor

Yazanlar: Veli Ağbaba, Özgür Özel, Nurettin Demir, Muharrem Işık

Yayıncı: Cumhuriyet Kitapları

Baskı tarihi: 2014, Ekim

Sayfa sayısı: 189

Fiyatı: 15 lira.

Aydınlık

Leave a Reply

Your email address will not be published.