Mustafa Mutlu: Konuştu ama!

Mustafa Mutlu-1Cumhurbaşkanı Erdoğan dün 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı törenleri kapsamında Hipodrom’da konuştu. Bugüne kadar oradaki törenlerde sadece üç Cumhurbaşkanı konuşmuş:
Atatürk, Celal Bayar ve Cevdet Sunay… Erdoğan, dördüncü oldu!
Salı günleri AKP Grup Toplantısı’nda konuşamıyor ya; o yüzden bundan sonra bulduğu her yerde konuşmaya çalışmasına şaşırmamamız gerekir… Ne de olsa yıllardır günde 3-4 saat nutuk atmaya alışan bir insanın birden bire susmasını beklemek fazla iyimserlik olur!
Peki; konuştu da ne dedi?
Daha önemlisi, söyledikleri ne kadar doğru?
Ajanslardan aldığım satırbaşlarını yazıyorum:
***
Bir: “29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı bugün 77 milyon hep birlikte idrak ediyoruz.”
Bu kesinlikle doğru değil… Ülkemizin Doğu’daki ve Güneydoğu’daki birçok ilinde, ilçesinde bırakın bayram kutlamayı, vatandaş dediğimiz insanlar İstiklal Marşı okunurken ayağa bile kalkmıyor! Bunu ben demiyorum; dünkü gazeteler yazıyor:
Cizrespor ile Göztepe, önceki gün kupa maçında Cizre’de karşı karşıya gelmiş… Göztepeli yöneticiler İstiklal Marşı çalınırken ayağa kalkıp saygı duruşunda bulununca tribündekiler, onları protesto etmiş ve PKK’yı destekler içerikte slogan atmış… Böyle bir ülkede, bütün vatandaşların Cumhuriyet Bayramı’nı kutladığına, bebekleri bile inandıramazsınız!
***
İki: “Ekonomisi ile göz kamaştıran, demokrasisini her geçen gün ileri boyutlara ulaştıran, milli birliğini tüm saldırılara rağmen yücelten bir cumhuriyetimiz var.”
Bu sözleri duyunca, “Acaba Erdoğan başka bir ülkenin mi cumhurbaşkanı?” diye düşünmeden edemedim. Ekonomi zaten tam bir balon ama… Yerlerde sürüklenen demokrasimizi de mi görmüyor? Yargı bağımsızlığı, düşünce, ifade ve medya özgürlüğü gibi alanlarda dünya sıralamasında son 12 yılda en az yirmişer basamak geriye düşmüş olmamız mı göz kamaştırıyor? Milli birliğin yüceltilmesine gelince… Ülkeyi bölme pazarlıklarının yapıldığı bir günde böyle bir sözü söyleyebilmek için insanın ancak Erdoğan olması gerekir!
***
Üç: “Türkiye Cumhuriyeti, 77 milyonun cumhuriyetidir. 77 milyonun her bir ferdi, bila istisna bu cumhuriyetin öz evladıdır. Eşit derecede sahibidir.”
Madem öyle; “Bizim yüzde 50’yi sokağa dökersem” lafını Kristof Kolomb mu söyledi? Neden bazı “öz evlatlar” sürekli işten atılıyor, kodese tıkılıyor, polisin gaz fişeğine hedef olup can veriyor da diğerleri ayakkabı kutusu dolduruyor?
***
Dört: “Devlet ile millet bugün daha bir muhabbet kucaklaşmış, eski dargınlıklar telafi ve tedavi yoluna girmiştir.”
Kesinlikle doğru… Devlet; TOMA’sıyla, AKP’li polisiyle, MİT’çisiyle vatandaşı sürekli kucaklıyor! Sırf, “Vatandaş devletini özlemesin” diye, beyefendinin gideceği her yere önceden 5 bin silahlı polis gönderiliyor! Geçmişi bırakın daha dün kendisinin 18 işçimizin mahsur kaldığı Ermenek’teki maden ocağına geleceği duyulduğu anda bile devlet, vatandaşı öyle bir kucakladı ki; vatandaşın nefes alacak hali kalmadı! Yardım için olay yerine koşanların bir bölümü gözaltına alındı, içerideki madencilerin eşleri, çocukları maden alanına sokulmadı.
***
Söyleyecek sözün varsa, elbette konuşacaksın!
Ancak Cumhurbaşkanı’ysan, devletin başıysan, ağzından çıkan her söz doğru olacak…
Yoksa Yalova Kaymakamı kadar hükmün olmaz!
HUBER! (9)
E-posta gönderip soruyorsunuz:
“Abdullah Gül’ün, Huber’den taşınmamasını yazmaktan bıkmadın mı?”
Bıkmam. Usanmam.Pes etmem.
Haklıysam eğer, yalnız olmama da aldırmam; kene gibi yapışırım, bırakmam!
Şimdilik “Sağır Sultan”ı oynasa da göreceksiniz Abdullah Gül, o Köşk’ü bo-şal-ta-cak!
Sadece boşaltması yetmez; görevinin bitmesinden sonra oturduğu her günün faturasını da ödeyecek!
GÜNÜN SORUSU
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız… Bütün dünyada madenlerden sorumlu bakanlar, “vatandaşlarının hayatta kalmasını sağlayacak iş güvenliği önlemlerinin alınmasını sağlayamadıkları” gerekçesiyle, ilk ciddi felakette istifa ederken, sen felaket rekoru kırmana rağmen koltuğunda oturmaya devam ediyorsun. Sorum sana:
Biraz olsun utanıyor musun?
CAMİDE NİKAH MESELESİ!
Biz dün laik, sosyal, demokratik bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’nin 91’inci kuruluş yıldönümünü kutlarken, laiklik düşmanı Yeni Akit gazetesinde, “İslam Hukuku, artık resmi hukuk olarak tanınmalı” tartışması başlatıldı!
Neymiş efendim; hükümet, belediyelerde bulunan “resmi nikah” kıyma yetkisini Diyanet İşleri Başkanlığı’na vermeye hazırlanıyormuş…
Artık dini nikahı da resmi nikahı da imamlar kıyacakmış…
Ancak bu yetmezmiş!
Bu nikahların geçerli olabilmesi için İslam Hukuku’nun yani şeriatın, resmi hukuk haline gelmesi gerekirmiş!
***
Eminim ki bu yazıyı okuyan bazı liboşlar yine tehlikeyi küçümseyecek ve “Canım, ne var bunda?” diyecekler!
Sözüm onlara:
Elinizin körü var!
GÜNÜN İSYANI
İsyanım, dün yüz binlerce vatandaşın Atatürk’e koştuğu saatlerde, Anıtkabir’e TOMA yollayıp “güvenlik önlemi” kılıfında gözdağı veren İçişleri Bakanı’na:
PKK’lıların “kurtarılmış mahalleler” ilan ettiği bir dönemde sen o TOMA’yı, bayram kutlayan masum insanlara gönderiyorsan… O insanların verdiği vergilerden aldığın maaşın her kuruşu boğazında kalsın

Aydınlık

Leave a Reply

Your email address will not be published.