YAZARLAR-Önce son iki haftaya damgasını vuran gelişmeleri anımsayalım:
İktidar, önceden ilan ettiği gibi özel dershanelerin kapatılması için düğmeye bastı ve 2014′ün Ocak ayından itibaren “yeni kayıt yapılmayacağını” açıkladı.
Bu karar, sayıları 5 bini bulan ve 1,5 milyon öğrenciye ders veren dershaneleri panikletti.
Çünkü 16,7 milyar liralık pasta, ellerinin arasından kayıp gidiyordu.
Bu pazarın en önemli isimlerinden biri de Fethullah Gülen‘di…
Cemaat sadece dershanelerden değil, bu dershanelerin öğrencileri için hazırlanan kitapçıklardan da büyük paralar kazanıyordu.
Fethullah Gülen ve cemaati, hükümetin bu kararına büyük tepki gösterdi.
Baktılar ki hükümet geri adım atmıyor; açık savaş başlattılar.
İktidara en önemli darbeyi de 28 Kasım 2013 tarihli Taraf gazetesinde sürmanşetten yayımlanan “Gülen’i bitirme kararı 2004′te MGK’da alındı” manşetiyle vurdular.
“Bavulcu gazeteci” Mehmet Baransu’nun imzasıyla verilen haber, büyük yankı uyandırdı.
Baransu bununla da yetinmedi ve “evdeki bavullar”dan söz etti.
Bu sözler AKP’deki paniği daha da büyüttü.
Sonrasında ise “Dershaneler bu yıl kapatılacak, asla erteleme olmaz” diyen iktidar, paşa paşa uygulamanın iki yıl ertelendiğini açıklamak zorunda kaldı!
Kısacası… Cemaat’in fendi, AKP’yi yendi!
İktidar, “üç seçimin üst üste yapılacağı bir dönemde”, yeni bavulların açılmasını göze alamadı!
***
Gelelim asıl meseleye:
Baransu’nun “evde” olduğunu söylediği diğer bavul ya da bavullarda ne var?
İktidar, o bavulların açılmasından neden bu kadar korkuyor?
Ve en önemlisi Baransu, o bavulları da açacak mı?
Son sorunun yanıtı belli:
Bir gazeteci, öyle ya da böyle “gizli belgelere” ulaşmış olabilir.
Toplumun çıkarları için de bunları ilgili makamlara, örneğin yargıya teslim etmek koşuluyla yayımlayabilir.
Ancak… Hiçbir zaman bunları tehdit ya da şantaj malzemesi yaparak “pazarlık aracı” haline getiremez!
***
Biliyorsunuz; gazetecilerin en büyük meslek örgütü Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, Abdi İpekçi Ödülü’nü 2009 yılında Mehmet Baransu’ya vermişti.
Ancak TGC’nin “anayasası” olan Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’nin, “Gazetecinin Temel Görevleri ve İlkeleri”ni düzenleyen bölümünün 14′üncü maddesi diyor ki:
“Gazeteci, her ne amaçla olursa olsun, tehdit ve şantaj gibi yollara başvurmaz.”
***
Şimdi top Baransu ve TGC’de…
Bakalım Baransu, evdeki bavulları açıklayıp “tehdit ve şantaj yapmadığını” gösterecek mi?
Eğer iktidarla Cemaat arasında varılan uzlaşmadan sonra bu bavulları açmaktan vazgeçerse, “tehdit ve şantaj” suçlarını işlemiş duruma düşmeyecek mi?
Ve… Onu “yılın gazetecisi” seçerek ödüllendiren TGC yönetimi acaba ne yapacak?
KOYUN!
Başbakan’ın yerel seçimler için belediye başkanlarını açıklaması, adaylık bekleyen ancak hayal kırıklığına uğrayanlar arasında küçük de olsa rahatsızlık yarattı.
Örneğin, Rize Belediye Başkanlığı için Prof. Dr. Reşat Kasap aday gösterilince, partinin Merkez İlçe’nin eski Başkanı Mehmet Topaloğlu, “Teşkilatı koyun olan ilin, Belediye Başkanı Kasap olur” diye tepki gösterdi.
Ne diyelim; Mehmet Bey gerçeği görmüş ama… Biraz geç görmüş!
Bakalım bu tür benzetmelere kızan Başbakan kendisine ne yanıt verecek?
GÜNÜN SORUSU
Anayasa Mahkemesi, gazeteci ve CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay’ın adil yargılanma ve uzun tutuklulukla ilgili şikâyetini yerinde buldu… Sorum Ergenekon yargıçlarına:
İstifa edecek misiniz?
Torpilli üniversite…
Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı, adını Tunuslu düşünür İbn-i Haldun’dan alan yeni bir üniversite kuracakmış…
Bu vakfın başkanı, Başbakan’ın yakın arkadaşı Ahmet Ergün’müş…
Başbakan’ın oğlu Bilal Erdoğan da vakfın yönetim kurulu üyesiymiş…
Bu kadar mı?
Bakın vakfın üyeleri arasında daha kimler var:
Başbakan’ın kızı Esra Albayrak…
Damadının ağabeyi Serhat Albayrak…
Dünürü Reyhan Uzuner…
Eniştesi Ziya İlgen…
Kızı Esra Albayrak’ın eltisi Şule Albayrak…
Arkadaşı işadamı Remzi Gür’ün kızı Yasemin Solmaz…
AKP İstanbul Milletvekilleri Bülent Turan, Mehmet Doğan Kubat, Mustafa Ataş…
AKP’li Ümraniye Belediye Başkanı Hasan Can, Başakşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal, Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir…
***
Böyle bir vakfa arazi bağışlayıp destekte bulunmayacak belediye başkanının, kamu görevlisinin ve işadamının alnını karışlarım!
Günün İsyanı!
Ortalık toz duman ama… Başbakan’ın damadının yönettiği ülkenin en yüksek tirajlı gazetelerinden Sabah’ın dünkü birinci sayfasından bir haber:
“Hülya Avşar geçen yıl verdiği 9 kiloyu almamak için her gün bir avuç leblebi yediğini açıkadı…”
İsyanım, bu haberi birinci sayfaya koyan ve kendilerine hâlâ “gazeteci” diyenlere:
Boğazınıza leblebi tozu kaçsın!

AYDINLIK