Mustafa Mutlu: Onat Kutlar’ın gerçek katilleri hâlâ bulunmadı!

Mustafa Mutlu-1Bugün size son okuduğum kitaplardan değil, zamanında okumaya doyamadığım ama artık okuyamadığım bir şair ve yazardan söz etmek istiyorum:
Onat Kutlar’dan!
Onat Kutlar, dönemin önde gelen aydınlarındı.
Eleştirmen Fethi Naci’ye göre “büyülü gerçekçilik” akımının Türkiye’deki önderlerindendi.
Tarih, 30 Aralık 1994’tü.
Dinci terör örgütlerinin, “Yılbaşını kana bulayacağız” diye tehditler savurduğu günlerdi, o günler…
O gece evlilik yıldönümüydü Onat Kutlar ve eşi Filiz Kutlar’ın…
Beyoğlu Mis Sokak’taki evlerinde, evliliklerinin beşinci yıldönümünü kutlayacaklardı.
Sabah kahvelerini içerken Onat Kutlar karısına, “Hiç bu kadar mutlu olacağımı düşünmemiştim” demişti.
Sonra da akşam buluşmak üzere ayrılmışlardı.
***
Filiz Kutlar, o gece kocasına güzel görünmek için kuaföre gitti ilk iş olarak… Giderken de Onat Kutlar’ın Beyoğlu’ndaki ofisine uğradı. Sanki bunun son görüşmeleri olduğunu hissetmişçesine birbirlerine uzun uzun sarıldılar.
Ardından Onat Kutlar saat 18.30’da Kafe Marmara’ya gitti.
Tam kahvesini söylemişti ki mekan müthiş bir patlamayla sarsıldı.
Teröristlerin, bir palto içerisinde bıraktıkları bombaydı patlayan!
Yasemin Cebenoyan isimli genç arkeolog, olay yerinde öldü.
Onat Kutlar’ın da aralarında bulunduğu üç kişi ise ağır yaralanmıştı. Kutlar hemen hastaneye kaldırıldı ancak sadece 12 gün direnebildi. Onu 11 Ocak 1995’te kaybettik.
Dün ise toprağa verişimizin 19’uncu yıl dönümüydü.
***
Sonrasını eşi Filiz Kutlar yıllar sonra şöyle anlatacaktı:
“O günlerde İslami Büyük Doğu Akıncılar Cephesi (İBDA-C), ‘Yılbaşını başınıza geçireceğiz, her yeri kana boyayacağız’ diye tehditler savuruyordu. Ofisine gittiğimde neden ‘Bugün kafeye gitme’ demedim, diye yıllarca vicdan azabı çektim. O gece evlilik yıldönümü yemeğimizde vermek için bana gümüş bir kolye almış… Ceketinin cebinde buldum ama bir kez bile takamadım!”
HHH
Peki; ne oldu; katiller bulundu mu?
Birtakım itirafçılar çıktı ama gerçek failler kesinlikle onlar değildi. Olayı anlatırken bile rollerini iyi ezberleyemedikleri o kadar açıktı ki…
Sonra da bu dava kaynadı, gitti!
Ne emniyet ne de yargı bu davaya yeterli özeni göstermedi.
Eşi Filiz Kutlar yıllarca, “Onat’ın katili bulunmuş gibi yapılıyor” demekten yorgun düştü!
***
Bu ülke ne yazık ki yüzlerce aydın cinayetine ev sahipliği yaptı…
Ve ne yazık ki bu cinayetlerin tamamına yakını “faili meçhul” kaldı!
Ülkemizin yetiştirdiği en önemli yazar ve şairlerden biri olan Onat Kutlar’ın adı ise; ne acıdır ki artık “katledilenler” arasında bile sayılmıyor!
Ölüm yıldönümlerinden, birkaç vefalı dostu dışında kimsenin haberi bile olmuyor.
Oysa Kafe Marmara’daki o alçak saldırıda sadece Onat Kutlar öldürülmekle kalmadı…
Aynı zamanda bizim onu okuma hakkımız elimizden alındı!
***
Kısacası, aradan kaç yıl geçmiş olursa olsun; adaletin bu suikast hakkında verdiği karar, vicdanları acıtmaya devam ediyor.
Bu dava mutlaka yeniden görülmeli ve tüm sorumlular tek tek yakalanarak hesap sorulmalıdır!
Eylemi İBDA-C üstlendi ancak PKK yargılandı
Onat Kutlar ve Yasemin Cebenoyan’ın yaşamına son veren bomba, 30 Ocak 1994’te Kafe Marmara’ya yerleştirildi.
Eylemi İBDA-C isimli dinci terör örgütü üstlendi. Örgütün yayın organları da eylemi bir başarı olarak duyurdu.
Ancak İstanbul Emniyeti, olaydan kısa bir süre sonra eylemin PKK tarafından yapıldığını ve sorumluların yakalandığını açıkladı.
İstanbul DGM’de PKK adına bombalama eylemleri gerçekleştirdikleri iddiasıyla 23 sanık yargılandı. Birçok kez heyet değişikliğine uğrayan davada Deniz Demir, Hicran Kaçmaz ve Abdülcelil Kaçmaz’a müebbet hapis cezası verildi. Ancak, Yargıtay 9. Ceza Dairesi, Nisan 2004’te “Topluma Kazandırma Yasası’ndan yararlanma başvurularının incelenmeden karar verildiği” gerekçesiyle bu kararı bozdu.
Sonuçta tüm sanıklar pişmanlık yasasından yararlanarak tahliye edildi.­
ONAT KUTLAR KİMDİR?
25 Ocak 1939’da Alanya’da doğdu.
1959 yılında yayınlanan İshak ile 1960 yılında Türk Dil Kurumu ödülünü kazandı.
Ünlü eleştirmen Fethi Naci; İshak’ı “dünya edebiyatında büyülü gerçekçilik akımının ilk örneklerinden biri” olarak değerlendirdi.
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ndeki öğrenimini, son dersinin sınavına girmeyerek bıraktı ve felsefe okumak amacıyla Paris’e gitti.
İki yıl sonra döndüğünde bir süre Doğan Kardeş dergisinde çalıştı.
1965’te Türk Sinematek Derneği’ni ve Yeni Sinema dergisini kurdu. 1965-1976 yılları arasında, Türkiye’ye dünya sinemasının kapılarını açan Türk Sinematek Derneği’ni yönetti.
Yusuf ile Kenan, Hazal ve Hakkâri’de Bir Mevsim adlı yurtdışı ve yurtiçi festivallerde çok ödüllü filmlerin senaryolarına imzasını attı. 1985’te Berlin Film Festivali’nde jüri üyeliği yaptı.
İstanbul Film Festivali Düzenleme Kurulu’nda ve İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı İcra Kurulu’nda görev yaptı.
1994 yılında Fransız hükümetince verilen L’Ordre des Arts et des Lettres ödülüne layık görüldü.
Filiz Kutlar’ın eşi, Gazel ve Mazlum Kutlar’ın babasıydı.
ESERLERİ
İshak, (öyküler), (1959)
Sinema Bir Şenliktir, (denemeler), (1984)
Yeter ki Kararmasın, (denemeler), (1985)
Bahar İsyancıdır, (denemeler), (1986)
Peralı Bir Aşk İçin Divan, (şiirler), (1981)
Unutulmuş Kent, (şiirler), (1986)
Hakkâri’de Bir Mevsim (senaryo, Ferit Edgü ile birlikte), (1983)
Hazal, (senaryo), (1979)
Yusuf ile Kenan, (senaryo), (1979)
AYDINLIK

Leave a Reply

Your email address will not be published.