Mustafa Mutlu: Para sayma makinesinin bir evde ne işe olabilir?

Mustafa Mutlu-1YAZARLAR-İçişleri Bakanı Muammer Güler‘in gözaltına alınan oğlu Barış Güler‘in evinden balya balya para…

Altı adet para kasası…

Ve bir de para sayma makinesi çıkmış!

Kardeşimizin mesleği ne?

Klasik müzik öğrencisi…

Ekşi Sözlük’teki yakın arkadaşları kendisi için, “uluslararası iş bağlantıları” konusunda uzman olduğunu yazmış…

Ha; bir de Rusçayı o kadar iyi konuşurmuş ki Ruslar bile kıskanırmış!

Ruslar’ı bilmem ama ne yalan söyleyeyim; ben kıskandım bu kardeşimi?

Elli iki yaşını bitirmek üzereyim; 18 bin 800 gün yaşamışım bugüne kadar; bir gün bile evime para sayma makinesi almak, aklıma bile gelmedi!

***

İşin şakası bir yana…

Orta halli bir bürokrat çocuğu nasıl olur da böylesine bir servet içinde yüzer?

Hayatında bir kuruş vergi ödemediğine ve düzenli bir işi olmadığına göre; o paralar evine nereden gelmiş olabilir?

Daha önemlisi o altı çelik kasanın içi, acaba bugüne kadar kaç kez dolup boşalmıştır?

O para sayma makinesiyle kaç lira, kaç dolar ve kaç avro sayılmıştır?

Ve çok basit bir sorucuk daha:

İçişleri Bakanı, yani ülkedeki bütün polislerin tepesinde olan bir baba, oğlunun evindeki bunca paradan, kasadan, para sayma makinesinden habersiz olabilir mi?

***

İşte; böyle sevgili namuslu yurttaş:

Senin oğlun, kızın; kardeşlik, dostluk, laiklik, eşitlik, demokrasi, özgürlük diye ortaya canını koyar!

Bunun için gerekirse ölür, başından-gözünden vurulur, komaya girer, şanslı olan yaralanmaz ama gözaltına alınır, tutuklanır…

Evinde düdük bulunduran, yüzünde tıbbi maske taşıyan bile kodese atılır…

Muammer Güler gibi devlet adamları da bu çocuklara “çapulcu” der ama…

Kendi oğullarının marifetlerini bir türlü görmezler!

***

Bir de Halkbank Genel Müdürü’nün evindeki ayakkabı kutusundan çıkan 4,5 milyon dolar var…

Düşünsenize; adam banka genel müdürü ama kendi bankasına bile güveni kalmamış olmalı ki parasını evindeki ayakkabı kutusunda saklıyor!

İşin gerçeği böyle değil elbette:

Genel Müdür o parayı bankaya yatırmadıysa bir bildiği var. Eğer haydan gelen paralar kazanıyorsanız, bu paraları ancak ayakkabı kutusunda ya da düdüklü tencerede saklarsınız!

***

Diyelim ki iktidar, bu operasyonları yapan polis şeflerini tasfiye ederek; operasyonu durdurdu ve gözaltına alınan “iktidar yakınlarını” özgürlüklerine kavuşturdu.

İyi de Başbakan, İçişleri Bakanı‘nın oğlunun evindeki para makinesine ve Halkbank Genel Müdürü’nün ayakkabı kutusuna sakladığı paralara nasıl kılıf bulacak?

Egemen Bey’in ofisindeki rüşvet trafiğini nasıl açıklayacak?

Bunu gerçekten merak ediyorum.

KIZANLARA!

Önceki günkü yazımda iktidar-cemaat kavgasından söz etmiştim. Başlığı da “Yiyin birbirinizi… İzlemesi iyi oluyor”du!

Yandaş ve cemaatçi arkadaşlar fena kızmış; bana verip veriştiriyorlar!

Ülkeyi hiç düşünmüyormuşum da…

Gözümü fena halde bir AKP ve cemaat düşmanlığı bürümüş de…

Hadi canım oradan!

İktidarla cemaat daha düne kadar el ele verip, bu ülkenin tüm gerçek aydınlarının başına çorap örerken onlar keyifliydi…

Şimdi çıkar kavgası yüzünden birbirlerine girdiler diye ben mi üzüleceğim?

Boş verin Allah aşkına…

Günün SORUSU!

Zaman gazetesinde yer alan bir habere göre, gözaltına alınan bakan çocukları ikinci gecelerini nezarethane yerine operasyonu yürütürken görevden alınan şube müdürlerinin odalarında geçirmişler… Sorum, İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın’a:

Bu iddia doğru mu? Doğruysa, “eşitlik ilkesi” gereği, tüm gözaltına alınanları misafir etmek için kaç tane “polis müdürü odası” yapmayı planlıyorsunuz?

Şahsiyetini kaybetmemiş de…

Gazetecilik hayatı boyunca hep “batan gemi”leri ilk görenlerin ve gerekli önlemleri alanların başında gelen Nazlı Ilıcak‘ın yolu bu kez de Başbakan’ın damadının yönettiği Sabah’la ayrılmış…

Çünkü Nazlı Hanım iktidar-cemaat kavgasında tercihini cemaatten yana kullanmış…

İşin ilginci dün Twitter adresinden açıklamalarda bulunmuş ve kahramanlık taslamış:

“Şahsiyetimi kaybedeceğime, işimi kaybettim!”

Cümle aynen böyle!

Bizi yeme Nazlı Hanım; senin “garanti” almadan riske girip işsiz kaldığın nerede görülmüş?

Zaman’da ne zaman yazmaya başlıyorsun; ondan haber ver?

Günün İsyanı!

İstanbul Cumhuriyet Savcılığı‘ndan sızan bilgiler, dört bakan hakkında fezleke düzenlendiği yönünde… Eğer bu haber doğruysa; bu bakanların göreve devam etmesi yakışık almaz.

Bunlara bir de belediye başkanlığına aday oldukları için istifa etmeleri beklenen isimler eklenince; kabine değişikliği kaçınılmaz gibi görünüyor.

Hislerim beni yanıltmıyorsa Başbakan, bu değişiklikler sırasında ilk kez türbanlı bir kadın milletvekilini bakanlık görevine atayacak. Böylece hem dindar kesimde yıpranan imajını tazelemeye çalışacak, hem de gündemin yolsuzluktan türbana kaymasına çalışacak… İsyanım kendisine:

Boşuna beklersiniz… Biz bu yeni gündemden gayet memnunuz!

AYDINLIK

Leave a Reply

Your email address will not be published.