Mustafa Mutlu: ‘Sahtekârlar çetesi ortaya çıkacak…’

Mustafa Mutlu-1Ergenekon sanıkları tahliye edildi; bütün gözler Balyoz hükümlülerine çevrildi.
Ancak gerek Balyoz hükümlüleri, gerekse onlara inanan yakınları, bu arada boş durmuyor ve uğradıkları haksızlıkları her zamanki gibi gözler önüne sermek için ellerinden gelen her şeyi yapıyorlar.
O yakınların başında da 20 yıl hapse mahkûm olan Çetin Doğan’ın kızı Pınar Doğan ve damadı Dani Rodrik geliyor.
***
Bu “muhteşem ikili”, yargılamanın en başından bu yana hafiye gibi iz sürüp, birçok belgenin sahte ya da düzmece olduğunu kanıtladı.
Bunları, soruşturmayı yapanların ve yargılamayı sürdürenlerin gözlerinin içine soktu…
Ama ne fayda…
Hem mahkeme heyeti hem de Yargıtay üyeleri, son sözü söylerken bu ciddi itirazları görmezden geldi.
Normal koşullarda davanın seyrini değiştirecek o bilgiler ve belgeler; bizim “özel görevli” mahkemeye sökmedi!
***
Pınar ve Dani yine de yılmadılar; yaşanan hukuksuzlukları, yapılan haksızlıkları sadece Türkiye’ye değil, tüm dünyaya anlatmaya çalışıyorlar.
İddianamedeki delillerin sahteliğini açtıkları blog vasıtasıyla kanıtlayarak önemli bir işe imza attılar.
Şimdi de bir kitap yazdılar.
***
Balyoz iddianamesini ve yargılamasını anlattıkları bu kitapta ilginç bir yöntem deneyerek, “sondan başa” doğru gidiyorlar.
Yani önce Yargıtay sürecini, yargılama safhasını, Balyoz Mahkemesi’nin yapısını, belgelerin nasıl ve neden düzenlendiğini bir kez daha anlatıyorlar.
Son sözü de Balyoz davasını savunan ve sözüm ona aydın geçinen cemaat ve iktidar yandaşı kalemlere söylüyorlar:
***
“Bu aydınlar sonuçta iki büyük hata yaptılar. Birincisi, suçlu olduğuna kanaat getirdikleri insanların adil yargılanma hakkını savunacaklarına bu insanların sahte delillerle ceza almaları için çalıştılar. Bu onların ahlaki hatasıydı.
Denilebilir ki, askeri vesayetin kalkması uğruna kusurlu bir yargı sürecinin işlemesini tercih ettiler.
İşte burada ikinci ve daha büyük bir hata yaptılar.
Askeri vesayetin kalkmasındaki amaç, Türkiye’nin demokratikleşmesi idiyse, çete yöntemlerini meşrulaştırarak bu amaca değil, olsa olsa bir çeteyi meşrulaştırmaya hizmet edeceklerini görmediler.
Bu, basit bir siyasi öngörü hatasıydı. Aydın olma iddiasındaki kişiler için, basit olduğu ölçüde ciddi bir hata…
Er veya geç, Türkiye’de yargı ve siyaset, Balyoz gibi kurgulanmış davalarla yüzleşmek zorunda kalacak…
Er veya geç, sahtekârlar çetesi ve destekçileri ortaya çıkacak…
Ülkenin aydınları da hatalarıyla bu davalara yaptıkları katkılarla hatırlanacak.”
***
Balyoz hakkında bugüne kadar çok kitap yazıldı.
Ancak Pınar ile Dani’nin bu uzun isimli kitabı, bu süreci herkesin anlayabileceği bir dille özetliyor.
Hani okusalar, “aydın” denilen o yaratıklar bile anlayacaklar ama… Onlar kaç kitabı baştan sona okumuşlardır ki?..
ATATÜRK’ÜN GİRİŞİMLERİYLE SÜRGÜNDEN GETİRİLEN TÜRK!
Henri Charriere’nin “Kelebek” isimli romanını okudunuz mu bilmiyorum. Ancak Steve McQueen ile Dustin Hoffman’ın başrollerini paylaştıkları aynı adlı filmi büyük olasılıkla birçoğunuz izlemişsinizdir.
Bir dönem dünyanın “sürgün” merkezi olan Guyan Adası’nda geçer öykü…
O adaya sürgün edilen bir de Türk polis vardır ve öyküsü de en az Kelebek filminin senaryosunu aratmayacak kadar ilginçtir.
Bu polis, Emniyet-i Umumiye Müdüriyeti 4. Şube Memuru Cemil Bey’dir.
Cemil Bey, 31 Ağustos 1919 günü Gülhane Parkı’nın önünde bir Türk kadınına sarkıntılık yapan üç sarhoş Fransız pilotundan birini öldürüp, ikisini de ağır yaralamış…
Olay, her ne kadar “adli” gibi görünse de aslında siyasi…
Çünkü Cemil Bey, işgal kuvvetlerine karşı direnen bir yurtsever!
Neyse; kahramanımız işgal kuvvetleri tarafından yakalanmış ve Divanı Harp tarafından ömür boyu kürek cezasına çarptırılmış; sonra da cezasını çekmek için de Güney Amerika’nın ünlü Şeytan Adası’nda bulunan Guyan’daki Fransız hapishanesine gönderilmiş…
Buradaki insanlık dışı muameleye dayanamayıp kaçmayı denemiş, ancak yakalanmış…
Cumhuriyet’in ilanından sonra ise Atatürk’ün girişimleriyle 1 Nisan 1929’da serbest kalarak yurda dönmüş…
İşte; gazeteci büyüğüm, değerli araştırmacı Ergun Hiçyılmaz, “Türk Kelebeği” isimli bu son kitabında, bu on yıllık maceranın izini sürmüş…
Kitabı okuyunca işgalcilere karşı canı pahasına direnen yurtseverlerden biri olan Cemil Bey’in öyküsünü bugüne kadar duymamış olmanın utancını yaşadım.
Başka söze gerek var mı?
YARGI, CEMAAT VE BİR DARBE KURGUSUNUN İÇ YÜZÜ
Türü: İnceleme
Yazanlar: Pınar Doğan-Dani Rodrik
Yayınlayan: Destek Yayınevi
Baskı tarihi: 2014, Şubat
Sayfa sayısı: 288
Fiyatı: 19 lira.
TÜRK KELEBEĞİ
Türü: Tarih
Yazan: Ergun Hiçyılmaz
Yayınevi: Kaynak
Baskı tarihi: 2014, Şubat
Sayfa sayısı: 147
Fiyatı: 10 lira.

AYDINLIK

Leave a Reply

Your email address will not be published.