Pensilvanya’daki lüks malikanesinde hayatını sürdüren ve verdiği haftalık “video-vaaz”larla aklınca Türkiye’yi yönetmeye kalkışan Fethullah Gülen, son vaazında müritlerinin sayısının 15-20 milyona ulaştığını iddia etmiş…

Aynen şunları söylemiş:

“Hareket’in bütün dünyada 15-20 milyon kadar sempatizanı var.”

***

Bu gibi durumları anlatan çok güzel bir deyimimiz vardır:

“Ya hiç dayak yememiş ya da saymayı bilmiyor!”

Bu arkadaşın asıl hedef kitlesi Türkiye’de yaşadığına göre, demek ki bu 20 milyon kişinin en az 15 milyonu bizim aramızda…

İyi de nerede bunlar?

Örneğin; son yerel seçimlerde AKP’ye oy vermediklerine göre, nasıl oldu da seçimleri yine açık ara farkla bu parti kazandı?

***

Böyle bir çağda “müritliği” kendilerine yediren, yakıştıran zavallılar:

Aklınızı başınıza alın artık.

Bu adam gerçekleri çarpıtarak sizi kandırıyor.

Gözünüzü boyuyor.

Belki sizin para kazanmanızı, rahat etmenizi sağlıyor….

Belki onun sayesinde “adliyeye, mülkiyeye, hariciyeye, dahiliye, emniyete, maarife” yerleştiniz, güç sahibi oldunuz…

Ama görün artık; bu “üfürükçü hoca”, sadece bu ülkeye büyük kötülük yapmakla kalmıyor, aynı zamanda hepinizi köleleştiriyor!

***

Görün artık; onun arkasında ABD var, CIA var, FBI var, ABD’li vakıflar var!

Bu büyük servet oralardan geliyor…

Ama vicdanı yok bu “hareket”in, duygusu yok, insafı yok, adaleti yok!

Kimsenin inancını sorgulamak haddime düşmez ama görünen köy de klavuz istemez:

Dini de yok!

Çünkü gerçek dindar, her ne gerekçeyle olursa olsun, yalan söylemez…

Oysa sizin “üfürükçü hoca”nız göz göre göre, kandırıyor sizi…

15-20 milyon “hareket sempatizanı” olduğunu söylüyor!

***

Yukarıda yaptığım hesapla eğer F Tipi Yapılanma’nın mürit sayısı 20 milyon olsaydı; bunun en az 18 milyonu Türkiye’de yaşıyor olurdu.

O zaman da parti kurup, tek başınıza iktidar olurdunuz…

Ama yapamazsınız!

O partiyi asla kuramazsınız…

Çünkü kurarsanız, rezil olacağınızı en iyi siz bilirsiniz…

***

Hepiniz okumuş bakan olmuşsunuz, milletvekili olmuşsunuz, vali olmuşsunuz, emniyet müdürü, kaymakam, müdür, doktor, öğretmen olmuşsunuz…

Ama “mürit” olmaktan kurtulamamışsınız zavallı beyler; kölelikten yukarı çıkamamışsınız!

Adam olamamışsınız…

***

Bu, bir “üfürükçü hoca”nın arkasına takılıp gitmenizden belli…

BAYRAK!

İzmir’in göbeğinde hergün on binlerce insanın çevresinden geçtiği Barış Parkı Mehmetçik Anıtı’ndaki Türk Bayrağı yaklaşık on günden bu yana yerinde yok…

İşin ilginci bayrağı kimin, neden indirdiği de bilinmiyor.

Sözüm, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’na:

Ne yap, et; o bayrağı en kısa sürede gönderine çek…

Yoksa İzmirli, bu büyük ihmalin faturasını çok ağır ödetir!

Bir çift söz de o bayrağı indiren ya da indirten alçaklara:

Yüreklerimizdeki bayrakları nasıl indireceksiniz?

GÜNÜN SORUSU

Cumartesi günü bu sütunlarda Abdullah Gül’ün Huber Köşkü’nü neden boşaltmadığını sormuştum, ses soluk çıkmadı… Belki gözünden kaçmıştır, tekrar ediyorum:

Sayın Gül… Görev süreniz bittiği halde, cumhurbaşkanlarının yazlık çalışma mekanı olan Huber Köşkü’nü yaklaşık iki aydır ailenizle birlikte “konut” olarak kullanmaya devam ediyorsunuz. Neden? Yoksa Huber’i satın aldınız ya da birileri tarafından size tahsis edildi de haberimiz mi olmadı?

‘FAŞOLİG’İN DESTEKÇİLERİ!

Futbol taraftarlarını “fişlemek”ten başka bir amacı ve yarar olmayan Passolig uygulamasına herkes karşı çıkıyor. Taraftarlar, Passolig için “faşolig” benzetmesi bile yapıyor…

Hal böyleyken Passolig, sadece iki gazeteden büyük destek görüyor:

Milliyet ve Vatan!

Dünkü Vatan, Arena’daki derbide sahaya yabancı madde atılmamasını bile Passolig’e bağlayarak, “Passolig Farkı” başlığını kullandı.

Peki; neden herkesin karşı çıktığı bu garip uygulama, bu iki gazeteden destek buluyor?

Sorunun yanıtı son derece açık:

Çünkü bu gazetelerin patronu, “Passolig”in mimarı Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Yıldırım

Demirören’in babası da ondan…

***

Bir zamanlar Türk basının gözbebeği olan bu iki gazetenin düşürüldüğü bu hallere inanamıyorum!

GÜNÜN İSYANI

Avrupa Birliği Bakanı Volkan Bozkır, Financial Times muhabirinin, Türk hükümetinin medyaya baskı yaptığı yönündeki sorusunu yanıtlarken, “Baskıyı biz değil, medya patronları yapıyor” demiş…

İsyanım kendisine;

Hitler de milyonlarca insanı kendisi öldürmedi ama askerlerine, polislerine öldürttü… Bu, Hitler’in masum olduğu anlamına mı geliyor?

Aydınlık