Necati Doğru: Ahlakı olanın dili tutulur!

Necati DOĞRU-1Başa geçtiler. Koltuklara oturdular. Saraylara kuruldular. Devlet çeşmesinin, kamu kaynaklarının başını tuttular.
Çok ahlaklıydılar(!)
Toprağın 375 metre dibinde ve Büyükçekmece gölü hacmindeki suyun öldürücü baskısı altında 18 Ermenekli kömür madeni işçisi konuşabilseydi: Ahlakı olanın dili tutulur derlerdi.
Bir mektup aldım.
Bir kömür işçisinden.
Önce onu paylaşayım:
“ Sayın Doğru,
Ben Almanya’da 28 yıl yeraltında 620 metre derinlikte çalıştım. Çalıştığım ocakta da “kurtarma odası” yoktu. Ama ölüm riskimizi en aza indiren çalışma şartları kusursuzdu. Göçükleri önlemek için hidrolik tahkimatlar kullanıyorduk. Bütün galeriler çelik kafeslerle korunuyor, gaz birikimini sıfırlamak için boşluklar köpüklerle dolduruluyordu. Önce işçi, mühendis, insan hayatı geliyordu. Bütün yer altı sensörlerle donatılmıştı ve 24 saatin her saniyesi kontrol altındaydı. Kömür ocağımız yer altı su tabaklarının bol olduğu bir havzada olduğu için her gün çıkan kömürün iki misli su dışarı pompalanıyordu. Bunun için görevlendirilmiş 40 kişilik uzman ekibimiz vardı. Bizim ocağı da bir defasında su ve bir defasında da kum bastı ama hiç kimsenin burnu bile kanamadı. Kömür ocaklarında su aniden oluk gibi akmaz. Sızıntıyla belli eder. Ölçülür. Pompalar çalışmaya başlar. Gerektiğinde işçi işi bırakır hemen dışarı alınır.
Saygılarımla!
Mahmut Koçak
Almanya”

* * * *

Dün bir gazetede vardı.
Şimdi şu haberi okuyun:
“Ermenek’ de kömür ocağında su altında kalan 18 işçi benim arkadaşımdı. O ocakta işçiydim. Daha önce de facianın eşiğinden döndük. 2011’de ocakta su baskını yaşandı. Ardından suyun patladığı noktanın 200 metre altından kömür çıkartılmak istendi. Notere gittim; “güvensiz koşullar nedeniyle bu ocakta çalışmak istemiyorum” diye ihtarname çektim. Maden ocağının eski çalışanı İsmail Sevili.”

* * * *

Ahlakı olanın!
Hem ahlakı tutulur.
Hem dili tutulur.
Bakanlar konuşuyor:
İşvereni suçluyor.
Başbakan konuşuyor:
İşvereni suçluyor.
Cumhurbaşkanı konuşuyor:
O da işvereni suçluyor.
Oysa işverene bu ocağı işletmesi için onlar kiraladı. Ocak devletin malıydı ve bakanlığın Maden Dairesi bu devlet büyüklerine bağlı ve koltuk sahibi büyükler her şeyden haberliydiler. İşveren de Cumhurbaşkanı’nın, Başbakan’ın, Çalışma Bakanı’nın, Enerji Bakanı’nın, Ulaştırma Bakanı’nın yakını, arkadaşı, partidaşı; beraber yürüyorlardı, aynı yolun yoldaşlarıydı. Kayıtlarda var. İşveren, onların partisi AKP’nin Belediye Başkan adayıydı. İşveren belediye hoparlöründen “işçileri azarlayıp tehdit eden bildiriler” yayınlatıyordu.
Onu koruyorlardı.
Onu kolluyorlardı.
Adam devlete borçluydu.
Borcunu bile almıyorlardı.

* * * *

18 canı!
Su altında boğdurdular.
Ahlakı olanın!
Dili tutulur.
Konuşamaz.
Bunlarda dil kemiksiz!
Safi yalan, safi riya!

Ahtapot boyunlarına dolandı!

Ermenek, Türkiye’nin kömür havzalarından biri. Bu havzanın yer altı su tabakaları ile kaplı olduğu, ayrıca kömürü çıkartılmış, bırakılmış eski ocakların da yağan yağmurla birer küçük yer altı göletleri oluşturduğu biliniyor. Raporlarda var: Bu havzadaki maden ocaklarında sık sık da su baskınları yaşanıyor. Böyle bir havzada “su tahliyesi yapacak ahtapot denilen pompaların sürekli bulunması” bile düşünülmemiş. Ahtapot, Cumhurbaşkanı’nın, Başbakan’ın , bakanların, maden dairesi bürokratlarının boynuna dolandı.

SÖZCÜ

Leave a Reply

Your email address will not be published.