Necati Doğru: Dinleyin!

Necati DOĞRU-1Bu işçileri dinleyelim. İstanbul’daki o görkemli, büyük, pahalı, övünülesi Adalet Sarayı’nın yapımında inşaat emekçiliği yapmış insanlar.
Hatırlayacaksınız!
Hepimiz sevinmiştik.
Avrupa ülkelerinin hiç birinde bu büyüklükte, özende, bu kapasitede bir adalet sarayı yapılamamıştı. Adalet saraylarımız olduğuna göre arkadan adaletimiz de gelecek, “hukuk devleti” olacaktık. Türkiye’nin bütün kentlerinde davaların görüldüğü mahkeme binaları yenileniyor, büyütülüyordu.
* * * *
Saray törenle açıldı.
İçinde 5 bin kişi çalışıyor
19 kat, 19 blok.
73 asansörü var.
48 yürüyen merdiveni.
326 duruşma salonu.
267 savcı odası.
442 yargıç odası.
4 tane seminer odası.
Günde 70 bin kişi geliyor, şöyle ya da böyle “Adalet Sarayı’nda hukuk aramaya” başlıyor. Mahkumlar, mahkum arabalarıyla otoparka getirilip asansörle duruşma salonlarına yargıç önüne çıkartılıyorlar.
* * * *
İşte bu işçiler!
Adalet Sarayı’nı yaptılar.
68 gündür beklediler ki, bu kadar yolsuzluk, hırsızlık, rüşvet iddiası, ortaya dökülen telefon kayıtları, suçlamalar karşısında adalet sarayının bir iki savcısı çıkar da “konunun hukuki boyutunu sormaya, soruşturmaya” başlar.
İşçiler boşuna beklediler.
Sarayımız var.
Hukukumuz sefil oldu.
İşçiler dün açıklama yaptı. Şunları söylediler: Biz Adalet Sarayı’nı yapan işçileriz. Binlerceyiz. Saray’ın yapım işini 2006 yılında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan ihale yoluyla 195 milyon 990 bin TL’ye Şira Elektrik İnşaat adlı şirket aldı.
Biz bu şirkete çalıştık.
İş güvenliği yoktu.
Bunu biliyor, görüyorduk.
Çalışmaya mecburduk.
Ülke işsiz doluydu.
İş bulan şanslıydı.
Birimiz iş kazasında öldü.
Aylarca ücret alamadık.
Birimiz buna dayanamadı.
İntihar etti.
7 aylık maaşımız verilmedi.
Yıllık izinlerimizde çalıştık.
Fazla mesailerimiz ödenmedi.
Kıdem tazminatlarımız yendi.
Adalet Sarayı yapıyorduk.
Her tür hak gaspına uğruyorduk.
* * * *
Şehircilik Bakanlığı müfettişleri; Şira İnşaat’ın işi eksiksiz tamamladığı, işçilerin bütün hak ve ücretlerinin ödendiğine dair rapor düzenledi. Müteahhit tüm ihale bedelini aldı, şirketi kapatarak ortadan kayboldu.
Bizim alın terimiz çalındı.
Emeğimiz gasp edildi.
Biz İstanbul Anadolu Adalet Sarayı İnşaat İşçileri perşembe günü (bugün) saat 14.30’da Şehircilik Bakanlığı İstanbul İl Müdürlüğü önünde toplanacağız ve “Adalet istiyoruz” diye haykıracağız.
* * * *
Bu işçiler Adalet Sarayı’nda 267 savcı odası, 442 yargıç odası yaptılar. 17 Aralık’tan bu yana (68 gün oldu) bir taraf; “paraları götürdüler, sıfırladılar, çaldılar” diye telefon konuşması, görüntü yayınlıyor. Öbür taraf; “bu alçaklar bizi dinlemişler” diye bağırıyor.
Ahmet, Hasan’a sordu:
“Hukuktan korkuyor musun?”
Hasan, “ödüm kopuyor” dedi.
Ahmet, Hasan’a tekrar sordu:
Hukuka saygın nedir?
Hasan, “sıfır” diye cevap verdi.
Susma sarmalı!
Cumhuriyet Gazetesi’nden Aykut Küçükkaya haberi buldu yayınladı: TMSF’nin adı yolsuzluk suçlamalarına karışan Cengiz İnşaat firmasına sattığı İstanbul Boğaz manzaralı içinde 3 bin ağacı ve tarihi bir köşk olan arazinin tapuda satış bedeli “0 TL” olarak gösterildi. 100 milyon dolar (200 milyon TL’den fazla) değerindeki bu değerli şehir arsası satılırken ya da devredilirken niçin “Sıfır TL” değerinde gösterildi? Alıcı susma hakkını kullanıyor, satıcı TMSF niçin susuyor? Bu satıştan vergi kaybı oldu. Eşitsizlik doğdu. Maliye Bakanı niçin susuyor?

SÖZCÜ

Leave a Reply

Your email address will not be published.