Necati Doğru: Geldik Bursa’ya İskender kebap yemeye..!

Necati DOĞRU-1İki yüksek yargı adamı bize; “Biz Bursa’ya geldiysek… Savcı Zekeriya’yı tehdit etmeye gelmedik… Geçen defa yediğimiz İskender kebabın tadı damağımızda kaldı… Yeni kebaplar yemeye geldik…” diyorlar.
İnanmamızı istiyorlar.
Onlar hukuk insanı.
Çare yok.
İnanacağız.
Fakat soracağız:
Bu ne dakik tesadüf!
Bu ne keskin rastlantı!
Bu ne kebaplı tevafuk!
* * *
Birbirine denk gelişe bak!
Bak, bak otur ağla!
Generalleri, profesörleri, gazetecileri hapse koymayı becermiş süper savcı Zekeriya Öz, bu kez rüzgarın dönmesi üzerine Başbakan’ın oğlunu da “hapse gönderme operasyonları” yürütürken; bu iki yüksek hukuk adamı ile Bursa’da otel lokantasında İskender kebap yemek için buluşuyor.
Biri Yargıtay Daire Başkanı.
Diğeri Kamu Baş deneticisi.
İkisi de hem savcı Zekeriya Öz ile “ailecek tanışacak kadar” samimiler. Hem de; “oğlumun üzerinden bana gelmek istiyor…” diye savcıya kızan Başbakan’ı “nikah şahidi yapacak kadar”yakınlar.
Tesadüf bu kadar olur.
Savcı ile can ciğerler.
Başbakan ile kuzu sarması.
* * *
Öyle bir ortam doğuyor ki, iki yüksek yargı adamı; Yargıtay 13. Ceza Dairesi Başkanı İsmail Rüştü Cirit ile Kamu Denetçiliği Kurumu Başkanı Nihat Ömeroğlu’nun (Ombudsman) Bursa’ya gidip İskender kebabı yeme iştahlarının kabarması, savcı Zekeriya Öz’ün “içinde Başbakan oğlunun da yer aldığı rüşvet ve yolsuzluk operasyonlarını yürüttüğü” günlere denk geliyor.
Çık şimdi işin içinden.
Oturup kebap mı yediler?
Savcıyı tehdit mi ettiler?
Şeytan şunu da sor diyor: Tamam ailece buluşup kebap yediniz de; kebap yediğiniz eski çırağınız (stajyeriniz) savcının, sabah saat 06.00’da 16 TV kanalına canlı yayın yaptırarak başbakan oğlunu sorguya çağırma gücüne ve yeteneğine sahip biri olduğunu da mı bilmiyordunuz?
Türkiye’yi ibiş ülke yaptınız.
Geri kalmış biatçılar ülkesi!
Kamu Denetçisi: Diğer adı da Türkiye’nin Ombudsman’ı demek. Kimsenin adamı olmayan, devlet gücünün karşısında bile halkın hakkını savunan bir hukuk insanı olması gereken Türkiye’nin Ombudsman’ı Nihat Ömeroğlu bu göreve getirildiğinde Meclis’te tartışılmıştı. Meclis kayıtlarında var: Ömeroğlu için “Tarafsız değil… Seçilme yeterliliği yok… Oğlunun nikah şahitliğini Başbakan yaptı… Bir siyasetçiye bu kadar yakın duran birisine bütün toplumun hukukunu emanet etmek doğru olmaz…” denilmişti. Başbakan ise diretmiş, AKP milletvekillerinin oylarıyla Türkiye’nin Ombudsmanı Nihat Özdemiroğlu olmuştu.
Bursa’da niçin buluştunuz?
Ombudsman: Kebap yedik.
Savcı: Ölümle tehdit ettiler.

Bu ne kebaplı tevafuk!

Çalışan Gazeteciler Günü’nü hak etmedik!

Gazeteciler halka, olaylara, doğrulara ayna olan ve “halktan gizlenen gerçekleri bulup sergileyenler” oldukları için böyle özel günleri oluyor. Fakat bu yıl Çalışan Gazeteciler Günü rezilce bir miskinlik içinde geçti. İktidar yandaşı bir gazetenin genel yayın müdürü; evinde dolar dolu ayakkabı kutuları ile yakalanan Halk Bank’ın Genel Müdürü Süleyman Aslan’a “oradan 2 milyon lira yolla Süleyman…” diye telefon edip para istemişti. Devlet bankasına telefon hortumculuğu yapan bu iktidar yandaşı genel yayın müdürü kim? İsmi nedir? Gazetesi hangisidir? Başbakan’ın Dolmabahçe toplantısına bu telefon hortumcusu gazete genel yayın müdürü de davetli miydi? Türkiye’nin gazetecileri (ben dahil) bu soruların cevabını bulup halka yazamadığımız için çalışan gazeteciler gününü hiç hak etmedik.
SÖZCÜ

Leave a Reply

Your email address will not be published.