Necati Doğru: Hoca indi…

Hoca indi, Mercedes’in sonu ne oldu?
Necati DOĞRU-1Dünya’da ilk Türkiye’de “Din Mercedes’e binmiş” diyanet, inanç, ahlak, vicdan işlerinden sorumlu Diyanet İşleri Başkanı’na makam aracı olsun diye o lüks otomobil alınmıştı.
Dine de yazık!
Binene de ayıp!
Bindirene de günah!
Eleştiriler yerini buldu.
Diyanet İşleri Başkanı Din ve İlahiyat Profesörü Mehmet Görmez, sonunda “1 milyon TL’lik lüks Mercedes makam aracına hiç binmeden geri vereceğini” açıkladı.
Takdir topladı, alkış aldı.
“Bravo Hoca”ya dediler.
Böylece “Hoca Mercedes’ten inmiş olmanın huzuruna” kavuştu. Şimdi okurum İsmail Hakkı Kubilay; “Din Mercedes’ten indi, Mercedes’in sonu ne oldu?” diye soruyor.
* * *
Ve aklına takılmış.
Sorularını sıralıyor:
1- Mercedes iade edildi mi?
2- Nereye iade edildi?
3- İade haberi niçin yayınlanmadı?
4- İade edilmedi ise nerede?
5- İade için ne bekleniyor?
6- Unutulsun mu isteniyor?
7- İadeden vaz mı geçilecek?
8- Bunun için mi bekleniyor?
9- İade edilince Diyanet Bütçesi’nden ödenen 1 milyon TL’lik Mercedes’e kim binecek?
10- Mercedes kime geçecek?
11- Yeni biniciyi kim seçecek?
12- Bu karar “Kamu Taşıt Alım Yasası’nın” hangi maddesine göre alınacak?
13- Mercedes iade edildi diyelim, yeni binici bulunmazsa satılıp geliri Hazine’ye gelir mi kaydedilecek?
14- Satış ikinci el araba üzerinden gerçekleşeceğinden devlet yok yere zarara girmiş olmayacak mı?
15- Devletin yok yere girdiği bu zararı yine devlet (yani halkın vergileri) mi üstlenecek yoksa bu zarar Türkiye’ye gelen Papa’nın sergilediği tavrı aklına getirmeyip; “bana bu lüks Mercedes’i makam aracı olarak niçin alıyorsunuz?” diye ilk günden itiraz etmeyen Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez’in maaşından mı kesilecek?
* * *
Evet sorular haklı.
Cevapları bekliyoruz.
Okurum İsmail Hakkı Kubilay diyor ki; “Ali İmran Suresi’nin 161’inci Ayeti (Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk tercümesinden) “Bir peygamberin emanete hıyanet etmesi, kamu malından aşırma yapmasıdır. Olacak şey değildir. Her kim emanete hıyanet eder, kamu malından aşırırsa; aşırdığını kıyamet gününde yüklenir…”
Emanete ihanet!
Kuran da böyle geçiyor.
Emanet; kamu görevlisi açısından “yetki-görev-sorumluluk alanına” giren her şey anlamını da taşıyor.
* * *
Bu noktada yeni bir soru:
Başta “Dini Mercedes’e bindirme olayının” kahramanı olmak üzere, Kur’an-ı Kerim’le yatıp kalktıklarını ve yaşadıklarını, meydanlarda elinde yüce kitabımız bağıranlar ve böylece din Müslümanlık üzerinden ikbal arayanlar; “Ali İmran Suresi’nin 161’inci ayetinin neresinde” duruyorlar?
Din Mercedes’ten indi.
Mercedes’in sonu ne oldu?
İpe un serme!
Cumhurbaşkanı, meydan konuşmalarını günde ikiye, üçe çıkardı ve partisinin propagandasını yaparak oy istemeyi hızlandırdı. Hukukçular, böyle davranarak “Anayasa’ya göre suç işlediğini” açık ve net olarak yazıp söylüyorlar. Gerçekten “eşitlik ilkesini” de bozuyor. Muhalefet Partileri de onu Yüksek Seçim Kurulu’na (YSK) şikayet ettiler. YSK’nın harekete geçerek Cumhurbaşkanı’na dur demesi bekleniyordu. Bekleneni yapmadı. YSK, “Cumhurbaşkanı’nı yargılamak benim görev alanıma girmez” gerekçesiyle olmalı bekleneni yapmadı. YSK ipe un serdi. Bir yiğit savcı da çıkıp, “Cumhurbaşkanın eşitlik ilkesini bozduğu gerekçesiyle” dava açmadı.
SÖZCÜ

Leave a Reply

Your email address will not be published.