YAZARLAR-Bu anlatacağım olay, Patagonya’da değil, Türkiye‘de oluyor maalesef…
Ülkemizde, bir devlet memuru için en büyük suç ne olabilir?
Rüşvet mi, zimmet mi, yolsuzluk mu, hırsızlık mı, nedir?
Yozgat Hukuk İşleri Müdürü Asım Aslan için büyük suç, tarafsız olmak, partizanlık yapmamak, özgürlükçü davranmak oldu.
Asım Aslan‘ı bir yılbaşı kartı nedeniyle müdürlük görevinden aldılar, düz memur yaptılar, maaşını yarı yarıya azalttılar, oturduğu lojmandan attılar.
Asım Aslan’ın bütün suçu, dostlarına gönderdiği yılbaşı kartında:
“Yeni yılınızı, insan haklarının çiğnenmediği, demokrasinin, sosyal adaletin, tam bağımsızlığın, özgürlüğün, barışın, kardeşliğin, sevginin egemen olduğu yepyeni bir Türkiye özlemiyle kutluyorum.”
demişti…
* * *
Yıl 1986 idi…
Söz konusu yılbaşı kartına postanede MİT ve polis tarafından el konuldu. Bu yılbaşı kartı, hemen hemen bütün yetkilileri ayağa kaldırdı.
2 Cumhuriyet Savcılığı ile 8 mahkeme (toplam 62 savcı ve yargıç) adı geçen yılbaşı kartı ile ona bağlı davaları karara bağlamak için yıllarca çalıştı.
O dönemde suç sayılan yılbaşı kartı, 7 yıl yargılanıp aklandı ama bu kartın sahibi 28 yıldır cezalandırılıyor!
Dünyanın hangi demokratik bir ülkesinde, devlet yetkilileri, insan haklarını, demokrasiyi, sosyal adaleti, barışı, özgürlüğü savunan bir yılbaşı kartıyla bu denli uğraşır acaba?
Bir yılbaşı kartıyla bu kadar uğraşan devlet görevlileri, hortumcular, soyguncular, dolandırıcılar, hırsızlar, mafyalar, çetelerle de uğraştılar mı acaba?
* * *
Yıl 2014… Bir yılbaşı kartı nedeniyle 28 yıldır cezalandırılan Asım Aslan diyor ki:
“ANAP iktidarı beni devlet memurluğundan çıkartmıştı. O iktidara göre bir devlet memuru ‘İnsan hakları, demokrasi, özgürlük, sosyal adalet’ gibi tehlikeli, huzur bozucu’ görüşleri savunamaz. Savunursa, devlet memurluğundan atılır, cezalandırılır!
Davaların tümünü kazandım ama hâlâ devlet memurluğuna almıyorlar.
Her fırsatta ileri demokrasiden söz eden AKP iktidarı da mı, özgürlükçü demokrasiyi savunan bir yılbaşı kartını suç sayıyor?”
Asım Aslan‘ın başına gelen, pişmiş tavuğun başına gelmemiştir. O, bütün bunları “Bir Yılbaşı Kartının Hikâyesi” adlı kitabında anlattı. Kitabın ikinci baskısı yapıldı.
İktidarlar değişiyor ama düşünceyi suç sayan zihniyet hiç değişmiyor!
Korkan korkana!
Son yıllarda bir korku devleti haline getirdiler ülkeyi…
Kimse yarınına güvenle bakamıyor!
Ne kadar korkak bir toplum olduk?
Nerede tarihteki kahramanlıklarımız?
Peki… Korku nedir? Korku dertlere çare midir?
Toplumumuz, içine saplandığı bu duygudan kurtulduğu vakit ülke olarak bataklıktan çıkarız!
Peki, insanlar neden korkar?
Büyük yazar Shakespeare “Korkmak” konusunda şunları söylüyor:
“İnsanların çoğu kaybetmekten korktuğu için sevmekten de korkuyor.”
“Özgürlüğünü kaybetmekten korkuyor!”
“Konuşmaktan korkuyor, eleştirilmekten korktuğu için…”
“Yaşlanmaktan korkuyor, gençliğin kıymetini bilmediği için…”
“Unutulmaktan korkuyor, dünyaya iyi bir şey vermediği için…”
“Ve ölmekten korkuyor, aslında yaşamayı bilmediği için!”
Tebessüm
Temel’in yılbaşı gecesi!
Temel, yeni yılı kutlamak için lüks bir butik otele gider…
Birkaç duble rakı içip kafası kıyak olunca otelin resepsiyonunu arayıp talimat verir:
“Benim odaya hemen güzel bir karı bulup gönderin. Parası önemli değil!”
Telefondaki otelin sahibi çok sinirlenir. Yanında duran karısına:
“Şu edepsize bak yahu” der “Herif kafayı bulmuş, benden utanmadan kadın istiyor. Terbiyesiz herif!”
Bunu duyan otelcinin karısı daha da çok sinirleniyor:
“Sen dur hele! Ben şimdi gidip o edepsize ağzının payını veririm!” diyerek hışımla Temel’in ağzının payını vermeye gidiyor.
Az sonra yukarıdan gürültüler gelmeye başlıyor. Yarım saat sonra Temel, üstü başı yırtılmış, yüzü tırmık içinde resepsiyona inip otelciye çatıyor:
“Ula, ne biçim karı göndermişsin be? Daha odaya girer girmez ‘Dokunma bana’ diye bağırmaya başladı, yatağa atıncaya kadar perişan oldum valla!”
Günün Sözü
Utanmak iyi özelliktir.
Pişkinlik ne kadar ucuzsa, utanç o kadar değerlidir!
SÖZCÜ