Saygı Öztürk: Askere sınır ötesi yasağı, karakolunu koruyan asker ve Suriye çarpıtması

BT YAZARLAR-Olaylar o kadar hızlı gelişiyor ki, “Balyoz” olarak bilinen davanın tutukluları arasında bulunan general ve amirallerin emekliye sevk edilmelerine daha doğrusu tasfiyeye uğratılmalarına değinemeden, Hakkari’den gelen şehit haberleri doğal olarak her şeyin önüne geçti. Teröristler Şemdinli kırsalında kıstırılınca, onlara nefes aldırmak, askerin gücünü bölmek için Geçimli Jandarma Karakoluna saldırı gerçekleştirildi. Belki hainler şu anda nerelere eylem yapacaklarını da planlıyorlardır.
Karakol ve üs bölgelerini basma girişimi sınıra yakın yerlerde gerçekleştiriliyor. Siz, sınırınızın hemen ötesinde bulunan Hakurk, Basyan, Avaşin terörist kamplarına adım atamaz, sınır ötesine geçemezseniz, hiçbir fiziki engel olmayan sınırlardan teröristlerin geçmelerini de yadırgamamanız gerekir.
Karakolların yeri iyi değilmiş!
Bazı yazarlar, “uzman” olduklarını belirtenler, belki de Güneydoğu’da hiç görev yapmamış bazı emekli askerler, karakolların konumunu eleştiriyorlar. “Efendim o karakollar kaçakçılıkla mücadeleye göre yaptırılmış, o yüzden saldırıya uğruyor” deniliyor. Sizin orada köyünüz varsa, o köyü korumak için karakolu nereye yapacaksınız? Tabii ki o köyün en uygun yerine. Dahası, güvenli karakol yapsanız ne olacak?
Asker sadece kendisini korumak için mi karakolda kalacak? Terör örgütü karakolun etrafını saracak, köylülere saldıracak, asker içeriden dışarıya adımını atamayacak…Böyle bir şey olabilir mi? Terörle böyle terörle mücadele edilebilir mi? Oysa, güvenlik güçleri daima arayan, dolaşan ve teröristlerin beklemediği an karşısına çıkabilmelidir. Aksi halde sağlam bir karakol yapacak, asker dışarıya çıkmayacak, köyde ne olursa olsun, teröristler burnunuzun dibine kadar yaklaşırsa yaklaşsın bunları görmeyeceksiniz… Karakolunda bekleyen askerle mücadele yapılamaz… Bu böyle biline…
Suriye desteği de geçerli değil
Hükümet, Suriye aleyhine kamuoyu oluşturmak istiyor. Güneydoğu’daki her türlü terörün kaynağı olarak Suriye gösteriliyor. Gerçekleri bilmek hepinizin hakkı. Terör bitirilmiş, AKP Hükümeti de 2002’de göreve gelmişti. AKP ile birlikte terör yeniden yükselişe geçti. 2003 yılında (31), 2004’de (75), 2005’de (105), 2006’da (111), 2007’de (146), 2008’de (171), 2009’da (80), 2010’da (106), 2011’de (162) güvenlik görevlimiz şehit oldu. Bu yıl şehit sayımızın ise 100’ün altında olduğu biliniyor. Yani, bazı yorumcular, “olaylar arttı, olaylar yükseldi” diyor ama sadece atıyorlar. Eylem sayısı bakımından da geçen yılların gerisinde olunduğu bilinmeli.
Tüm bunlara rağmen, son eylemleri Suriye ile ilişkilendirenlere de sormak gerekiyor, peki geçen yıllardaki eylemlerin arkasında kim vardı? Eğer yine Suriye olduğu söylenirse, o zaman bu ülke ile o hiç bitmeyecek sanılan dostluk neydi?
Sanki ülkemizde ilk kez eylemler yaşanıyormuş gibi bunların arkasında Suriye’nin olduğunu söylemek, sadece Suriye aleyhine kamuoyu oluşturmaya ve başarısızlıklara kılıftır… Siz, teröristlerin bulunduğu sınır ötesindeki kamplara adım atabiliyor musunuz? TBMM’den sınır ötesi yetkisi alınmasına rağmen askeri sınır ötesine gönderebiliyor musunuz? Önce bunun cevabını vermelisiniz… Artık kamuoyu Kandil’den vazgeçti, burnumuzun dibindeki kamplara girilmesini bile “büyük başarı” olarak görecek.
“Akan kan dursun” yazılıydı
15 Ağustos 1984 Şemdinli ve Eruh baskınlarıyla terör örgütünün silahlı eylemleri başlatmasının yıldönümüdür. Teröristler yine coştu. Sınır bölgelerinde teröristlerin nasıl rahat hareket ettiği görülüyor.
Şemdinli’de sıkışan gruba nefes aldırmak için Geçimli karakoluna saldırı yapılıyor. Teröristler araçlarla eylem bölgesine geliyor. Gelir, çünkü bir zamanlar güvenlik görevlilerinin “yol kontrol yapmaları” ve “kontrol noktaları” kaldırıldı. Teröristler dağdan-bayırdan gitmek için kendilerini niçin yorsunlar… Geçimli karakoluna yapılan saldırı yetmez, dikkatleri ve askerin güç dağılımını yaymak için başka bir il’de de etkili eyleme yönelebilirler. Bunlar yeni değil, örgütün yıllardır kullandığı taktiklerdir.
Peki buna karşı ne yapılıyor? Söyleyeyim: Terörle mücadelede asker moralsiz, isteksiz. CHP İzmir Milletvekili Alaattin Yüksel’in başkanlığında CHP heyeti Şemdinli’ye gitti. Hakkari İl Başkanı Mehmet Baş da olayların geçtiği yerlere gidilmesini önerdi. Milletvekilleri de gitmek istedi. Ancak, “güvenli olmadığı” belirtildi ve gitmemeleri istendi. Milletvekilleri görüşmelerinin notunu tuttu. Notlarında en çok “biz, akan kanın durmasını istiyoruz. Bu olaylar bitsin” yazılıydı.
SÖZCÜ

Leave a Reply

Your email address will not be published.