Saygı Öztürk: Casusu en çok olan ülke!

Saygı ÖZTÜRK-1Cezaevleri tıklım tıklım… Aralarında, Başbakan’ın deyimiyle “suçsuz-günahsız yatan” çok sayıda insan var. Başbakan’ın bu sözlerini danışmanının “Orduya kumpas kuruldu” sözleri de güçlendiriyor. Bunlarla yetinilmiyor, Adalet eski Bakanı Mehmet Ali Şahin de, Yargıtay’da bazı kararların cemaat lideri Fethullah Gülen’in görüşü alındıktan sonra verildiğini öne sürüyor. Yani, hem Başbakan, hem danışmanı, dahası eski Adalet Bakanı en azından bazı şeylerin farkında olduklarını yeni yeni söylemeye başladı.
Sahte belge, dijital verilere dayalı olarak insanların hayatlarının karartıldığını birilerinin yeni yeni söylemeye başlaması bile önemli bir aşama… Tabii ki bunu söyleyenlerin olup-bitenleri yeni öğrendiklerine kimse inanmaz.
Bu haksızlıklara zamanında seyirci kalanlar, hatta o suçsuz-günahsız insanların başına bunlar gelirken kılı kıpırdamayanlar, haksızlıkları yapanlara destek olanların şimdi vicdanlarının sızladığına sakın inanmayın. Masum insanlar için suç uyduranların, yuvaları yıkan, darmadağın edenlerin, insanları ölüme sürükleyenlerin vicdanları sızlamaz. Çünkü, vicdanlı, insaflı olan bu tür olaylara seyirci kalmaz, eğer elinde bir yetki varsa başında engeller ya da bildiklerini bugün değil o günlerde açıklardı.
PKK, KCK ve irticai örgütler hatırına
365 sanıklı “Balyoz Davası” 22 Eylül 2012’de sonuçlanmıştı. “Ergenekon” olarak bilinen davada ilk gözaltılar 2007 yılının Haziran ayında başlamıştı. Onlar hakkındaki karar ancak 5 Ağustos 2013 tarihinde verildi. Daha, bu kararın gerekçesi yazılmadı, dosyaları Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmedi. “Casusluk” adı altında İstanbul’da yürütülen davada çoğu asker 43 kişi hakkında Yargıtay 6 Aralık 2013’te onama kararı verdi.
Demokratik ülkelerde “Özel Yetkili Mahkemeler olmaz” denildi ve bu mahkemeler 5 Temmuz 2012 tarihinde sözde kaldırıldı. “Sözde” diyorum, çünkü kaldırılan mahkemelerde bulunan davaların aynı kadro tarafından sonuçlandırılana kadar devam ettirilmesi öngörülüyor.
Bazı davaların tarihlerini verdim. Bugün şikayetçi olunan davaların tamamı özel yetkili mahkemeler kaldırıldıktan sonra sonuçlandırıldı. O günlerde CHP, davaların normal ağır ceza mahkemelerine gönderilmesi için yasa teklifi veriyor, ancak AKP böyle bir düzenlemeye yanaşmıyordu. Şimdi yanaşır mı? Eğer İmralı’da PKK’nın başı Abdullah Öcalan’a, Kandil’de PKK terör örgütünün lider kadrosuna, cezaevinde bulunan irticai örgütlerin bazılarının yöneticilerine söz verilmişse, onları gölgelemek için diğerlerine de bir şeyler yapılabilir.
Başbakan, “Cezaevinde günahsız yatan masum insanlardan” söz ederken, şimdilerde “Devlet içinde paralel yapı”dan yakınıyor, yani bu işlerin onlar tarafından yapıldığını ima ediyor. Hani, devlet ortak kabul etmezdi? Üstelik, devletin yalnız cemaat değil, Güneydoğu’da da “paralel yapısı” var. Yüce devletimizin bu kadar paralel yapısı varken, bu ülkenin kıymetli insanları yüce devletimizin hangisi olduğunu şaşırır hale getirildi.
357’si asker 38 sivilin yargılandığı dava
Türkiye “yabancı ülke casuslarının cirit attığı” ülke diye tanımlanıyor. Ancak, MİT’in son 20 yılda yakaladığı bir ajan yok. Ancak yüzlerce kendi vatandaşımız “casus” diye yargılanıyor. Geçen ay, çoğunluğu asker 43 kişi hüküm giydi. Halen 319’u muvazzaf ve emekli asker olmak üzere toplam 357 sanıklı bir dava da geçen yılın nisan ayından bu yana İzmir’de devam ediyor. Bir ülke düşünün ki hemen herkes casus!
İddiaya konu hard disk ve flash bellekler Marmaris Yalancı Boğaz Yat Marina’nın işletmecisi 58 yaşındaki armatör Bilgin Özkaynak’ın Sapanca’daki yazlığında bulunmuş. İzmir 1 No.lu F Tipi Cezaevi’nde yatan Bilgin Özkaynak’ın mektubundan okuyalım:
“9 Mayıs 2012’de İstanbul’daki evimden beni alıp, İstanbul emniyetindeki nezarethaneye teslim ettikten sonra Sapanca’daki evime gitmişler. Arama yaptıktan sonra suç unsuru olmadığına dair tutanak tutmuşlar. Ancak burası önemli, 05.30’dan sonra İzmir Emniyeti’nden gelen 4. sınıf emniyet müdürü Emin Göktaş ikinci bir tutanak düzenleyerek iki adet flaş bellek, iki adet word diskin bulunduğu tutanağı imza altına almıştır.
İşte bu sözde flaş bellek ve hard disklerin içinde bulunan askeri gizli bilgi ve belgelerin çıkması sebebiyle 319 asker. 38 sivil insanın hayatı karardı. İstanbul askeri casusluk davasında 43 kişi hakkındaki hapis cezaları onandı. İzmir 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam eden davamızın hangi sonuca bağlanacağı meçhul. 319 asker 38 sivil masum insanı lütfen unutmayın.”
Casusu bu kadar çok bir başka ülke bulabilir misiniz? “Meğer bağrımızda yılan beslemişiz” diyecek gibi oluyorsunuz. Sonra aklınıza Başbakan’ın “suçsuz günahsız insanlar yatıyor” sözleri geliyor.
SÖZCÜ

Leave a Reply

Your email address will not be published.