Saygı Öztürk: O çeteyi daha önce görmediniz mi?

Saygı ÖZTÜRK-1YAZARLAR-He­lal ol­sun o “yan­da­ş”, “ce­ma­at­çi­” med­ya­ya. Türk Si­lah­lı Kuv­vet­le­ri­’nin ca­mi­le­ri­mi­zi bom­ba­la­ya­ca­ğı­na, ken­di uça­ğı­mı­zı dü­şü­re­ce­ği­ne, in­san­la­rı stad­yum­la­ra dol­du­rup, üze­rin­den jet­ler ge­çi­ri­le­ce­ği­ne inan­dır­dı. Da­va­ya esas olan bel­ge­ler ara­sın­dan on­lar­ca de­ğil, yüz­ler­ce ha­ta bu­lun­ma­sı da so­nu­cu de­ğiş­tir­me­di.
Baş­ba­ka­nın da­nış­ma­nı An­ka­ra mil­let­ve­ki­li Yal­çın Ak­do­ğa­n’­ın, ce­ma­ati kas­te­de­rek “Or­du­ya kum­pas kur­du­la­r” açık­la­ma­sı, “Bal­yoz Da­va­sı­”n­dan hü­küm gi­yen 237 as­ker için umut ol­du. Ba­zı­la­rı­nın vic­dan­la­rı ra­hat de­ğil, söy­le­mek is­te­dik­le­ri­ni de tam ola­rak söy­le­me­ye ce­sa­ret ede­mi­yor­lar. Çün­kü, bil­dik­le­ri­ni an­la­tır­lar­sa ya­rın ken­di­le­rin­den he­sap so­ru­la­ca­ğı­nı da, ce­za­evin­den çı­ka­cak olan­la­rın ye­rin­de ken­di­le­ri­nin ola­ca­ğı­nı da bi­li­yor­lar…
Bari siz söy­le­me­yin
Bı­ra­kın mah­ke­me­de ifa­de ver­me­yi, “Bal­yo­z” ile il­gi­li yap­tı­ğı her açık­la­may­la ola­yı bi­raz da­ha “gi­zem­li­” ha­le ge­ti­ren es­ki Ge­nel­kur­may Baş­ka­nı Hil­mi Öz­kök de “hak­sız­lık­la­rın ar­tık bit­me­si­ni­” is­te­di­ği­ni be­lir­tip, “İ­kin­ci yar­gı­la­ma­nın ger­çek­le­şe­ce­ği ko­nu­sun­da sa­de­ce di­lek­te bu­lun­mu­yo­rum, inan­cım­da ay­nı yön­de. Bu ko­nu­da üs­tü­me dü­şe­ni ya­pa­rı­m” di­yor…
Mut­lu yıl­lar Sa­yın Öz­kök, gü­nay­dın Sa­yın Öz­kök… As­ker­ler si­zin de, es­ki Ka­ra Kuv­vet­le­ri Ko­mu­ta­nı Ay­taç Yal­ma­n’­ın da tu­tu­mun­dan şi­ka­yet­çi. Üze­ri­ne dü­şen de ger­çek­le­ri söy­le­mek­ti. Onu da söy­le­me­di­niz. Eğer, iki emek­li ko­mu­tan üzer­le­ri­ne dü­şe­ni bi­raz­cık ol­sun ye­ri­ne ge­tir­sey­di, ye­ni­den ele alı­nıp alın­ma­ya­ca­ğı bi­le bel­li ol­ma­yan da­va­ya umut bağ­lan­maz­dı. Bu­gün ce­za­evin­de olan­lar, ye­ni yı­la, ye­ni gü­ne ai­le­le­riy­le bir­lik­te gir­miş olur­du…
“Bal­yoz Da­va­sı­”n­da ha­kim ve sav­cı­la­rın da ya­şa­dık­la­rı­nı, da­va­nın per­de ar­ka­sın­da ya­şa­nan­la­rı Do­ğan ki­tap­tan bu ayın or­ta­la­rı­na doğ­ru çı­ka­cak ki­ta­bım­da yaz­dım. “Bal­yo­z” ka­ra­rın­dan son­ra ce­za­evin­den, ce­za­evin­de­ki­le­rin ya­kın­la­rın­dan ge­len yazılara da de ki­ta­bım­da yer ver­dim.
Mil­let­ve­ki­li ve da­nış­man Yal­çın Ak­do­ğan ga­ze­te­de­ki kö­şe­sin­de “Ken­di ül­ke­si­nin mil­li or­du­su­na, mil­li is­tih­ba­ra­tı­na, mil­li ban­ka­sı­na, mil­le­tin gön­lün­de yer edi­nen si­vil ik­ti­da­rı­na kum­pas ku­ran­la­rın bu ül­ke­nin hay­rı­na bir iş yap­mış ol­ma­ya­ca­ğı­nı çok iyi bi­li­r” di­ye yaz­dı. Hü­kü­me­te ya­kın­lı­ğı ile bi­li­nen Ye­ni Şa­fak ya­za­rı Ab­dül­ka­dir Sel­vi de, “yar­gı ve po­lis cun­ta­sı­”n­dan söz et­ti.
Askerlerin mektuplu isyanı
Bu iki ya­zı­dan son­ra Ma­mak As­ke­ri Ce­za­evi­’n­den, ge­ne­ral­ler, ami­ral­ler, al­bay­lar ve yar­bay­lar­dan or­tak im­za­lı bir mek­tup gel­di. Si­nan To­puz, Mu­rat Öze­nalp, Bü­lent Gün­çal, Ni­hat Al­tun­bu­lak, Ca­ner Be­ner, Bü­lent Ol­cay, Ali De­mir, Tur­gut At­man, Er­han Ku­bat, Gü­ven Er­taş, Sel­çuk Gü­ne­ri, Ko­ray Öz­yurt, Nu­ri Ala­ca­lı, Şa­fak Yü­rek­li, Ya­vuz Kı­lıç, Er­dinç Atik, Mus­ta­fa Koç, Ke­rem Eren, Yük­sel Gür­can, Ah­met Ha­cı­oğ­lu, Ce­ma­let­tin Boz­dağ, Al­par Ka­ra­ah­met, Er­gin Kı­lıç, Ut­ku Ars­lan, Gür­sel Çay­pı­nar, Em­re Tok, Yu­suf Kel­le­li, Ha­kan Kök­türk, Er­han Şen­soy, Aziz Yıl­maz, Mus­ta­fa Ön­sel, Hü­se­yin Çı­nar, Hü­se­yin To­puz, Ta­ner Gül, Ha­kan Çe­lik­kan, Kah­ra­man Dik­men, Bay­ram Ali Tav­la­yan, Yu­suf Afat, Ay­han Üst­ba­ş’­ın mek­tu­bun­dan bir özet:
“Biz, as­ke­ri ce­za­evi­n­de bu­lu­nan Bal­yoz da­va­sı mağ­dur­la­rı, da­va­nın ba­şın­dan iti­ba­ren, is­tis­na­sız ne­re­dey­se tek bir ağız­dan or­ta­da bir suç ol­ma­dı­ğı­nı, bir çe­te ta­ra­fın­dan oluş­tu­ru­lan komp­lo ile ha­pis­te tu­tul­du­ğu­mu­zu hay­kır­dık…
Bal­yoz da­va­sı sü­re­sin­ce bir ki­şi bi­le ‘e­vet bu su­çu iş­le­dik, piş­ma­nı­m’ de­me­di. Bir ki­şi, ‘ben bun­la­rı dar­be için ha­zır­lık ya­par­ken gör­dü­m’ de­me­di… Söz­de dar­be ha­zır­lı­ğı ile il­gi­li ‘bir gö­rün­tü, bir ta­pe­’ or­ta­ya çık­ma­dı. Tek bir so­mut de­lil sav­cı­lar ta­ra­fın­dan mah­ke­me­ye su­nul­ma­dı. Çün­kü ola­maz­dı. Bir çe­te ta­ra­fın­dan oluş­tu­ru­lan, ta­ma­mı di­ji­tal ve im­za­sız söz­de de­lil­ler­le mah­kum ol­duk.
Bu­gün bah­se­di­len ve şi­ka­yet edi­len, hat­ta dar­be ya­pa­cak­lar­dı de­ni­len o kad­ro­lar 17 Ara­lık 2013’te or­ta­ya çık­ma­dı. On­lar hep ad­li­ye ve em­ni­yet ko­ri­dor­la­rın­day­dı. Hu­kuk, vic­dan, ada­let her­ke­se la­zım de­dik, din­le­te­me­dik. Za­ra­rın ne­re­sin­den dö­nül­se kâr­dır. Yü­rüt­me her­kes için ge­çer­li ol­ma­sı ge­re­ken ada­le­ti te­sis et­mek is­ti­yor­sa; ada­le­ti mün­fe­rit bir olay için de­ğil, bir züm­re için de­ğil, tüm yurt­taş­la­rı­mız için is­ti­yor­sa bu­nu gös­ter­me­li­dir. Her­kes için ada­let aran­ma­lı­dır.
Bu hü­kü­met dö­ne­min­de; ar­tık her­kes ta­ra­fın­dan bi­li­nen çe­te ta­ra­fın­dan if­ti­ra­lar­la, komp­lo­lar­la öz­gür­lük­le­ri el­le­rin­den alı­nan in­san­la­rın öz­gür­lük­le­ri, yi­ne bu hü­kü­met ta­ra­fın­dan he­men bu­gün ge­ri ve­ril­me­li­dir. Baş­ka ça­re­si ol­ma­dı­ğı için adil, açık, vic­dan­la­ra, ak­la, hu­ku­ka uy­gun ye­ni­den yar­gı­lan­ma hak­kı sağ­lan­ma­lı­dır. Ak­si tak­dir­de kim­se­nin çe­te­den bah­set­me ve şi­ka­yet et­me hak­kı ola­maz.”
Ce­za­ev­le­rin­de hak­sız, hu­kuk­suz ya­tan­lar için bi­raz vic­dan, bi­raz in­saf ve her­kes için ada­let ara­ma yı­lı ol­sun.
SÖZCÜ

Leave a Reply

Your email address will not be published.