Saygı Öztürk: Şimdi de Menzilciler Süleymancılar sahnede

Saygı ÖZTÜRK-1YAZARLAR-Emniyet’te basın odalarının kapatılması, gazetecilerin içeriye alınmaması uygulaması durduruldu ama gelin bunu siz Emniyet Genel Müdürlüğü yetkililerine anlatın. Mahkeme kararına rağmen, Emniyet Genel Müdürlüğü’ne gazeteciler alınmıyor. Açıkçası “mahkeme kararı” onları bağlamıyor.
Polis, cemaatin, hükümetin değil “Devletin polisi” olmalı. Ama anlaşılıyor ki, Emniyet Teşkilatı’nda bir “hükümet”, bir de “cemaat” taraftarı polisler var. Yalnız öyle olsa “buna da şükür” diyeceksiniz. Bir de bunların dışında tarikatlar, fraksiyonlar bulunuyor. Güç kazanmak için Fethullahçılara karşı Menzilci ve Süleymancılarla işbirliği yapılıyor. 264 bin 477 personeli bulunan Emniyet’i ne yazık ki bu hale getirdiler.
Birlikte mi göz yumdunuz
Son dönemde taraflar birbirlerine “tavır” almış durumda. Herkes birilerinin açığını yakalamanın çabasına girişmiş. Bir taraf, hükümeti yolsuzluklarla vurmak istiyor. Bir taraf ise “yolsuzluklar yok, bunlar hükümeti yıpratmak için yolsuzluk olduğunu iddia ediyorlar” diyor. İşte, “yolsuzluk yok” diyenler, yolsuzluğun üzerini örtmek isteyenler gibi eğer birileri suç uyduruyorsa bunlar da suç işliyor. Tabii ki ülkede yolsuzluğun olmadığına kimseyi inandıramazsınız.
Hükümet-cemaat o yollarda beraber yürürken, beraber ıslanırken demek ki yolsuzlukları ortaya çıkartmakla görevli olanlar, bunları gizleyerek, ortaya çıkartmayarak ağır suçlar işlemiş. O yüzden “hükümet-cemaat” kavgası bazı yolsuzlukların gündeme getirilmesine büyük katkı sağlamıştır. Operasyonlar engellenmeye çalışılsa bile kamuoyu olup-bitenler hakkında fikir sahibidir. 17 Aralık 2013’e kadar yolsuzluklara göz yumanlar, bunları ortaya çıkartmayan, çıkmasını engelleyenlerden kim nasıl hesap soracak? Taraflar çıkarları için bunlara göz yummuşlar.
Emniyet’te şube müdürlerinin görev yerlerinin valiler tarafından değiştirilmesi her zaman olur. Emniyet müdürleri arasında da değişiklikler hep normal karşılanır. Ancak bu kez durum öncekilerinden çok farklı. Neredeyse caddedeki trafik polislerinin yeri bile “hükümetçi-cemaatçi” diye değiştirilecek noktaya gelindi.
Sanki yeni bir habermiş gibi
İl emniyet müdürleri arasındaki değişikliği bir gazete sanki ilk kez yapılıyormuş gibi “Emniyet’te müfettiş dönemi” diye veriyor. Yani yeni bir dönemin başladığını belirtiyor. Yaklaşık 22 yıllık bir çalışma sonucu 1. sınıf emniyet müdürlüğüne gelinir. Şu anda gerek Polis Başmüfettişi, gerekse merkez emniyet müdürlüğü kadrosunda il emniyet müdürü olmaya aday 1.500 Emniyet müdürü bulunuyor. Bunlar arasından yani 1. sınıf emniyet müdürleri arasından atama yapılmak zorunda…
Her dönemde olduğu gibi bu atamalar genelde müfettişler arasından yapılır. Görevden alınanlar da yoğun çalışmak istiyorlarsa başmüfettişliğe, “bankamatik takılmak” istiyorlarsa merkez emniyet müdürlüğüne atanır. Yeni bir atama olunca yine bu insanlar arasından atama yapılmak zorunda. Örneğin Kars Emniyet Müdürü Cengiz Zeybek bir önceki kararnamede polis başmüfettişliğine getirilmişti. Bu kez aynı kişi başmüfettişlikten Adana Emniyet Müdürlüğü’ne atandı. Yasa, yönetmelikleri çok iyi bilen Cengiz Zeybek‘e il müdürlüğü yakışır.
Emniyet’te görünen suç işleyenlere göz yumulmuş. Asıl hesap, şimdiye kadar bunlara göz yumanlardan sorulmalı.
Ceza sırası avukatlara geldi
“Balyoz”, “Ergenekon” davaları hayli gerilimli geçti. 200’e yakın avukat hakkında Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunuldu. Yani, iki önemli davanın sanıklarından sonra ceza sırası avukatlara geldi.
“Balyoz Davası” duruşmaları sırasında, Ergenekon ile ilgili bir belgeden, Balyoz davası sanığına soru yöneltilmesine avukat Şule Nazlıoğlu itiraz ediyor, “Sayın başkan, sayın savcı burada çok açık taraf gibi davranıyor. İddianamede yer almayan konularla ilgili sorular soruyor. Amacının ne olduğunu biz biliyoruz. Ordudan ne kadar nefret ettiği de açık bir biçimde ortaya çıktı. Cumhuriyet savcısı duruşmaların başından beri böyle davranıyor” diyor.
Cumhuriyet Savcısı Savaş Kırbaş, bu sözler nedeniyle avukat hakkında şikayette bulunuyor. Silivri Ağır Ceza Mahkemesi, “Cumhuriyet savcısının ‘ordudan ne kadar nefret ettiğinin’ söylendiği değerlendirildiğinde bu sözlerin savunma ve eleştiri sınırları dışında kaldığı, yargılama sırasında onur, şeref ve saygınlığını rencide ettiği” sonucuna varıyor ve avukatı 6 bin 80 lira para cezasına çarptırıyor.
Bu, avukatlar için ilk ceza… 200’e yakın avukatın davaları Silivri’de devam ediyor. Bazıları hakkında istenen cezaların ise hayli ağır olduğu belirtiliyor. Avukatlar gibi “Ergenekon”, “Balyoz” davalarından yargılananlar hakkında da, cumhuriyet savcısına, mahkeme heyetine hakaret edildiği gerekçesiyle devam eden çok sayıda dava bulunuyor. Öyle ki bazı sanıklar hakkında verilen hapis cezaları, yargılandıkları asıl davadan aldıkları hapis cezalarından bile fazla…
SÖZCÜ

Leave a Reply

Your email address will not be published.