Soner Yalçın: “İkinci Erbakan”

Soner Yalçın-2013-1Go­et­he ta­ri­he, “Tan­rı­’nın gi­zem­li atöl­ye­si­” der.
Bu gi­zem­li atöl­ye; ay­rın­tı­lar­la uğ­raş­maz; sı­ra­dan­lı­ğa al­dı­rış et­mez. İn­sa­nın yıl­dı­zı­nın par­la­dı­ğı an­la­rı bek­ler.
Ste­fan Zwe­ig, in­sa­nın yıl­dı­zı­nın na­sıl par­la­ya­ca­ğı­nı şöy­le yaz­dı:
“Tek bir evet, tek bir ha­yır; bir an­lık er­ken dav­ran­ma ya da bir an­lık geç ha­re­ke­te geç­me; bu anı, yüz­ler­ce ku­şak da geç­se as­la ge­ri ge­ti­re­mez ve bu yi­ti­ri­len an bi­rey­le­rin ve ulus­la­rın ya­şa­mı­nı ve hat­ta bü­tün bir in­san­lı­ğın yaz­gı­sı­nı be­lir­ler.”
Bel­ki şa­şı­ra­cak­sı­nız ama son dö­nem­de ne za­man Bü­lent Arınç ek­ra­na çı­kıp hü­kü­met adı­na açık­la­ma yap­sa ak­lı­ma Zwe­ig ge­li­yor.
Ar­tık bi­li­yo­ruz; ek­ran­da­ki B.Arınç ba­ba­can tav­rıy­la, yu­mu­şa­cık ses to­nuy­la in­ce in­ce si­ya­si do­kun­dur­ma­lar­da bu­lun­sa da, söy­le­dik­le­ri pek doğ­ru çık­mı­yor. Son­ra ge­ri adım at­mak zo­run­da ka­lı­yor. Ha­li­ne üzü­lü­yo­rum.
Ön­ce­ki gün, Er­ge­ne­kon-Bal­yoz gi­bi da­va­la­rın ye­ni­den yar­gı­la­ma ko­nu­su­na na­sıl so­ğuk bak­tı­ğı­nı gö­rün­ce ak­lı­ma yi­ne; B.Arın­ç’­ın ne­den bir tür­lü “yıl­dı­zı­nın par­la­ma­dı­ğı­” so­ru­su düş­tü.
B.Arınç ni­ye “si­ya­si mev­ta­” ol­du?
Şöy­le…
Ast­su­bay ço­cu­ğu Bü­lent Arınç…
Ast­su­bay ço­cu­ğu.
1948 do­ğum­lu.
Ya­ni 68 Ku­şa­ğı­’n­dan sa­yı­la­bi­lir mi? An­ka­ra Hu­kuk Fa­kül­te­si­’nin en­der sağ­cı öğ­ren­ci­ler­den.
Mil­li Ni­zam Par­ti­si ve ar­dın­dan ge­len Mil­li Se­la­met Par­ti­si­’n­de genç­lik kol­la­rın­da ça­lış­tı; Ma­ni­sa il baş­kan­lı­ğı yap­tı.
Ça­lış­kan­dı. Ama te­mel özel­li­ği; in­san­lar­la ra­hat di­ya­log ku­ra­bil­me­si ve en önem­li­si kit­le­ler önün­de et­ki­li ko­nuş­ma yap­ma­sıy­dı.
Bu ne­den­le:
Mil­li Gö­rüş Ha­re­ke­ti için­de ona hep, “İ­kin­ci Er­ba­ka­n” gö­züy­le ba­kıl­dı. Ya­ni Er­ba­ka­n’­dan son­ra onun kol­tu­ğa otu­ra­ca­ğı­nı dü­şü­nen çok par­ti­li var­dı.
Yıl­dı­zı par­la­ma­ya mü­sa­it­ti…
1995’te Re­fah Par­ti­si Ma­ni­sa Mil­let­ve­ki­li ola­rak Mec­li­s’­e gir­di.
Fa­kat ar­tık bir ra­ki­bi var­dı:
Bıç­kın ta­vır­la­rı ve sert ko­nuş­ma­la­rıy­la yıl­dı­zı par­la­yan; İs­tan­bul Bü­yük­şe­hir Be­le­di­ye Baş­ka­nı Re­cep Tay­yip Er­do­ğan!
B.Arınç Mil­li Gö­rüş Ha­re­ke­ti­’nin gön­lün­dey­di.
R.T.Er­do­ğan ise, Mil­li Gö­rüş dı­şın­da­ki yer­li ve ya­ban­cı grup­la­rın/lo­bi­le­rin de ge­nel baş­kan ada­yıy­dı.
Er­ba­kan ve Er­do­ğan 90’lı yıl­la­rın so­nun­da ya­sak­lı olun­ca, ge­nel baş­kan­lık için “Bü­lent Arın­ç” is­mi te­laf­fuz edil­di.
İş­te yıl­dı­zı­nın par­la­dı­ğı an gel­miş­ti. Bir “e­ve­t” de­me­si ye­ter­liy­di.
Fa­kat B.Arınç, Ye­ni­lik­çi­le­rin li­der­li­ği­ni ön­ce Er­do­ğa­n’­a ver­di; o ya­sak­lı olun­ca ken­di aday­lı­ğı­nı açık­la­dı. An­cak A.Gül aday olun­ca he­men vaz­geç­ti; A.Gü­l’­e bi­at et­ti!
İkin­ci ya da üçün­cü adam ol­ma­yı seç­ti.
Ya­ni: ANA­P’­lı Meh­met Ke­çe­ci­ler ol­ma­yı ter­cih et­ti!
Ni­ye?
Kor­kak­lık mı? Ne?..
Ara­f’­ta bek­le­di
B.Arınç so­nuç­ta al­da­tı­cı “ye­ni­lik­çi kim­li­ğiy­le­” ha­ya­tı bo­yun­ca kar­şı çık­tı­ğı dü­vel-i mu­az­za­mın aç­tı­ğı ka­pı­dan yü­rü­yüp git­ti.
Kon­gre­de A.Gü­l’­ü des­tek­le­yen ko­nuş­ma yap­tı. “Siz bi­zi ne sa­nı­yor­su­nuz, biz bu da­va için saç­la­rı­mı­zı ağart­tık, sev­da­la­rı­mız­dan vaz­geç­ti­k” sö­zü çok al­kış al­dı.
Kon­gre­de her­kes, “e­ğer aday ol­say­dı ke­sin ka­za­nır­dı­” di­yor­du. Sa­lon­da bu­lu­nan­la­rın gö­zün­de; par­ti için­de­ki Ge­le­nek­çi­le­ri de Ye­ni­lik­çi­le­ri de et­ki­le­yen, on­la­rın duy­gu­la­rı­nı bir­leş­ti­ren tek “A­bi­” B.Arın­ç’­tı!
Ama yap­ma­dı. Ya­pa­ma­dı.
Tek­rar Ste­fanZ­we­ig’­e dön­mek is­ti­yo­rum:
“İn­san ya­şa­mı­na çok en­der ola­rak inen o bir tek sa­ni­ye­lik bü­yük an, ken­di­sin­den ya­rar­lan­ma­sı­nı bil­me­yen­ler­den iş­te böy­le­si­ne müt­hiş öç alır. Ba­si­ret, buy­ru­ğa bo­yun eğ­me, ça­ba, akıl ve sağ­du­yu gi­bi bü­tün in­san­lık er­dem­le­ri, yaz­gı­yı be­lir­le­yen o bü­yük anın tu­tuş­tur­du­ğu ateş için­de eri­yip iş­te böy­le yok olur.”
Bak­ma­yı­nız fi­zi­ki var­lı­ğı­na ve et­ki­siz kol­tu­ğu­na, B.Arınç si­ya­se­ten yok olup git­ti.
Bu­nun se­be­bi hep Ara­f’­ta bek­le­me­yi ter­cih et­me­siy­di.
Kor­ku­sun­dan böy­le kur­tu­la­ca­ğı­nı san­dı.
Sa­bih Ka­na­doğ­lu des­te­ği
Ya­zı­ya nok­ta­yı koy­ma­dan ön­ce bir anek­dot an­lat­ma­lı­yım. Bel­ki B.Arın­ç’­ın ki­şi­lik ana­li­zi­ne yar­dım­cı olur.
Ta­rih: 13 Ekim 1985.
Re­fah Par­ti­si İz­mir teş­ki­la­tı­nın Eş­ref­pa­şa Şe­no­cak Si­ne­ma­sı­’n­da dü­zen­le­di­ği ge­ce­de Ata­tür­k’­e say­gı­sız­lık ya­pıl­dı­ğı ve la­ik­lik il­ke­le­ri­ne ay­kı­rı dav­ra­nıl­dı­ğı için Dev­let Gü­ven­lik Mah­ke­me­si sav­cı­sı ta­ra­fın­dan so­ruş­tur­ma baş­la­tıl­dı.
Hak­kın­da da­va açı­lan isim­le­rin­den bi­ri de B.Arın­ç’­tı.
Ce­za alır­sa par­ti za­rar gö­rür di­ye RP Mer­kez Ka­rar ve Yö­ne­tim Ku­ru­lu üye­li­ğin­den is­ti­fa et­ti. Avu­ka­tı Er­tuğ­rul Gü­na­y’­dı.
B.Arınç 4 yıl 2 aya mah­kum ol­du. Ek ola­rak 1 yıl 3 ay da Es­ki­şe­hi­r’­de sür­gün ce­za­sı ve­ril­di. Ara­la­rın­da Sa­bih Ka­na­doğ­lu­’nun bu­lun­du­ğu Yar­gı­tay 9. Ce­za Da­ire­si ka­ra­rı boz­du. Ye­rel mah­ke­me di­ren­di. Yar­gı­la­ma 3 yıl sür­dü.
Bu sü­reç­te B.Arınç tu­tuk­lu de­ğil­di.
Tu­tuk­lu ol­say­dı bu­gün ce­za­evin­de bu­lu­nan­la­rı da­ha iyi an­lar mıy­dı? Ha­pis­te­ki in­san­lar­la em­pa­ti ku­ra­bi­lir miy­di? Hiç san­mı­yo­rum. Zwe­ig, B.Arın­ç’­ın ne­ye bo­yun eğ­di­ği­ni he­men üst­te ya­zı­yor. Tek­rar oku­yun.
Pe­ki B.Arınç hu­kuk­çu kim­li­ğiy­le, o ma­sum in­san­la­ra ya­pı­lan ada­let­siz­li­ğin far­kın­da mı?
Siz ka­rar ve­rin…
Şöy­le…
Erol Ta­tar, An­ka­ra Özel Yet­ki­li 12. Ağır Ce­za Mah­ke­me­si­’nin üye ha­ki­miy­di. B.Arın­ç’­a sui­kast so­ruş­tur­ma­sı kap­sa­mın­da gö­zal­tı­na alı­nan ve tu­tuk­lan­ma­sı ta­lep edi­len üç su­ba­yı ser­best bı­rak­tı.
Ar­dın­dan ha­kim Ta­ta­r’­ın özel yet­ki­le­ri kal­dı­rıl­dı ve As­li­ye Ce­za Mah­ke­me­si­’ne ta­yin edil­di.
Er­ge­ne­kon-Bal­yoz da­va­sı ha­kim­le­ri­nin ba­şı­na da ay­nı­sı gel­me­di mi: Kök­sal Şen­gün, Şe­ref Ak­çay, Za­fer Baş­kurt, Er­kan Ca­nak, Ok­tay Ku­ban, Ne­cat Ede, Meh­met Fa­ik Sa­ban, Yıl­maz Alp, Tun­cay As­lan, Sel­da Kut­lu­ata gi­bi ha­kim­ler bir ge­ce­de gö­rev­le­rin­den alın­ma­dı­lar mı? İs­ti­fa­la­ra zor­lan­ma­dı­lar mı?
B.Arınç bun­la­rı bil­mi­yor ola­bi­lir mi? Bi­li­yor.
Ve bu­na rağ­men ha­la adil yar­gı­la­ma­dan söz ede­bi­li­yor.
Kor­ku, ak­lın dur­ma­sı­dır…
SÖZCÜ

Leave a Reply

Your email address will not be published.