Soner Yalçın: Malkoçoğlu’nun kızı

Malkoçoğlu’nun kızı: Dilma Vana Rousseff

Soner Yalçın-2013-147′ler Kuşağı’ndan… 1964′teki askeri darbeyi yıkmak isteyen liseli solcu bir militan… 1970-72 yılları arasında 2 yıl hapis yattı… 20 yıl süren askeri darbeler döneminin mücadeleci kadınlarındandı… Ekonomi okudu… İşçi Partili oldu… Ve 200 milyon nüfuslu ülkesinin ilk kadın cumhurbaşkanı seçildi. Brezilya Başkanı Dilma Rousseff nam-ı diğer ”halkın annesi” bize uzak biri değil! ”Türk kanı taşıyorum” diyen komşu kızının ilginç yaşam öyküsü…

**********

Brezilya’daki adı, “Pedro Rousseff” idi…
Asıl ismi, Petar Stefanov Rusev…
1900 yılında Bulgaristan Prensliği’ne bağlı -bizim lazlar gibi- fıkralarıyla ünlü Gabrovo‘da doğdu.
Gabrovo; Osmanlı Akıncı Beyi Malkoçoğlu‘nun türbesinin bulunduğu yerdi. Gabrovo ilinin Dryanovo İlçesi’ne bağlı Bourya Köyü’nün eski adı; Malkoçova‘ydı. (70 bin nüfuslu şehrin yüzde 1′i hala Türk’tür.)
Akıncı Beyi Malkoçoğlu fetihin ardından kimselerin diline-dinine karışmadığı için Bulgarlar kültürlerini hep yaşattı. Bu hoşgörü Malkoçoğlu’nun mirasıydı…
Memur ailesi sana ve Stefan Rusev çiftinin beş çocuğu vardı; iki kızı, Piya ve Vana ile üç oğlu, Rusi, Petar ve Zahari.
Petar hukuk öğrenimi görmek için Sofya’ya gitti.
Sofya’da Evdokiya Yankova ile evlendi. Eşi hamile iken Fransa’ya gitmek zorunda kaldı. Çünkü, sosyalist Georgi Dimitrov liderliğinde ayaklanan illegal Bulgar Komünist Partisi‘nin üyesiydi. (Dimitrov 1929′da Komintern Avrupa sorumlusu idi. Yardımcısı ise TKP lideri Dr. Şefik Hüsnü idi. Hitler’in komplosu Reichstag yangını sonucu birlikte yargılanmışlardı. Acaba Dr. Şefik Hüsnü, Petar Rusev’i tanıyor muydu?)
Petar Rusev Fransa’da yalnız değildi; Nobel Ödülü’ne üç kez aday gösterilen Bulgar şairiElisaveta Bagryana gibi yoldaşlarıyla birlikteydi. (Bagryana, ”Brezilyalı Döngüsü” isimli şiir kitabını Petar’a ithaf etti.)
Petar’ın ailesinde edebiyatçı çoktu. Örneğin, teyzesi Rayna Kornazheva‘ın eşi Bosilek Ran(Gencho Stançev Negentsova ) popüler çocuk hikayeleri yazan ünlü bir edebiyatçıydı. (TorunRalitsa Negentsova halen Bulgaristan Merkez Seçim Komisyonu sözcüsü ve yüksek mahkeme başkanı.)
6.jpg670
Adını Değiştirdi

Petar Rusev, İkinci Dünya Savaşı’nda Arjantin’e gitti; Buenos Aires şehrinde yaşamaya başladı.18 yıl sonra eşine ilk mektubu yazabildi; çünkü Bulgar yönetiminde artık komünistler vardı. Ve ”Lyuben Kamen” adında bir oğlu olduğunu öğrendi.

Eşini ve çocuğunu yanına almak istedi ama olmadı.
Brezilya’ya gittiğinde tanıştığı öğretmen Dilma Jane Silva ile evlendi.
Brezilya’nın büyük kentlerinden Belo Horizonte’ye yerleştiler.
Adını; Portekizce ”Pedro” ve soyadını Fransızca ”Rousseff” olarak değiştirdi.
Artık Brezilya’da ”Pedro Rousseff” olarak tanındı.
Bu evliliğinden; Ocak 1947’de oğlu Igor, Aralık 1947’de Dilma Vana ve 1951′de Zana (Tsana)dünyaya geldi.
Artık yeni bir hayatları vardı.
İşleri iyiydi; hem müteahhitlik hem de avukatlık yapıyordu.
Sonra Sao Paulo‘ya taşındılar.
Üç hizmetçisi olan büyük bir evde yaşayacak ekonomik geliri vardı. Çocuklarını iyi okullarda okutuyordu.
Fakat…

Zarftaki Paralar

Bulgaristan’daki oğlunu da unutmuş değildi.
Oğlu Lyuben-Kamen Rusev (1930-2008) su mühendisiydi ve baraj yapımında çalışıyordu.
Gönderdiği kartpostalların içine gizlice 50 ya da 100 dolar koyuyordu. Bir seferinde Volkswagen satın alması için 500 dolar gönderdi.
Petar kardeşlerini de hiç unutmadı. Örneğin ablası Piya Ruseva’ya oğlu Tsvetan Kovaçev’in düğününde elbise yapıp giymesi için kumaş gönderdi. (Piya, Sosyal Demokrat Parti üyesiydi. Kızı Nadezhda Hristova; 1943-1944 yılında Nazi yanlısı hükümetin İçişleri Bakanı Docho Hristov’un, oğlu Nikolay Hristov ile evliydi. Bulgarların ünlü anti-semitik hukuk yazarı Nikolay Hristov, 9 Eylül 1944′te komünist Halk Mahkemesi tarafından ölüme mahkum edildi.)
Lyuben-Kamen babası gibi -aslında neredeyse baba tarafının tümü gibi- siyasetle ilgiliydi.
Petar Rousseff amcası avukat Zahari Kornazhev‘in oğlu Petar Kornazhev Sosyal Demokrat milletvekiliydi. (Kardeşi Tsonyu Kornazhev ise ünlü bir Bulgar gazetecisiydi.)
Lyuben-Kamen da sosyal demokrattı. Hatta, üniversite yıllarında okuldan atılmasını bir profesör önledi. Fişlenmişti. Fas ve Cezayir’de çalışmak için hükümetten zor izin aldı.
Artık babasının yanına gitmek istiyordu.
Fakat yazdığı mektuplara hiç yanıt alamadı.
Sonra öğrendi ki, babası 1962 yılında vefat etmişti!
Petar Rousseff sade bir törenle vatanından çok uzakta Brezilya’da toprağa verildi.
Kızı Dilma Vana Rousseff henüz 15 yaşındaydı…
7.jpg428
BANKA SOYGUNCUSU CUMHURBAŞKANI

Dilma Vana Rousseff…
İlk ismi annesinin adıydı; ‘‘Dilma”… (Dilma, Farsça bir isimdi; annesinin ataları acaba İranlımıydı?)
”Vana” ise hiç görmediği halasının adı. Babasının ablası Vana Ruseva Bulgaristan’da ortaokul öğretmeniydi. 48 yaşında vefat etmişti.
Dilma Vana Rousseff…
Brezilya’nın ilk kadın cumhurbaşkanıydı.
Tarih: 14 Aralık 1947
Brezilya’nın altı büyük şehrinden biri olan Belo Horizonte kentinde dünyaya geldi.
Kentin burjuva okullarında eğitim gördü. Piyano ve Fransızca eğitimi aldı.
Babası ölünce Nossa Senhora de Sion adlı Fransız mektebinde yatılı okudu.
Lise yıllarında sol görüşü benimsedi. Verdiği röportajlarda Marksist olmasını babasıyla yaptığı sohbetlere borçlu olduğu söyleyecekti.
Yaşamındaki ilk siyasal kırılmayı 17 yaşında yaşadı.

Askeri Darbe

Joao Gourlart İşçi Partisi lideriydi ve devlet başkanıydı.
Yönetimi sırasında Sovyetler Birliği önderliğindeki Varşova Paktı ülkeleriyle bağlarını güçlendirdiği ve bir dizi radikal reform gerçekleştirdiği için ABD‘yi kızdırıyordu. Yabancı şirketlerin kar transferlerini sınırlayan bir yasa çıkarması; yeniden toprak dağıtılması için kongreyi ikna etmesi ve komünistlerle iyi ilişkiler kurması sonucu askeri darbeyle yıkıldı.
Dilma Rousseff, 1964′teki darbe sonrası Fransız okulundan ayrıldı; devlet lisesinde okumaya başladı. Bu arada solcu gerilla gruplarına katılarak askeri yönetime karşı çıktı. 1967′de girdiği iktisat fakültesinde Brezilya Sosyalist Parti içindeki ayrışmada Troçkistlerin (VAR Palmares) yanında saf tuttu.
Fransız sosyalist gazeteci Regis Debray hayranıydı; ”Devrimde Devrim mi: Latin Amerika’da Silahlı Mücadele ve Siyasi Mücadele” kitabını elinden düşürmüyordu.
Dünyada Che, Castro rüzgarları esiyordu.
68 Kuşağı’nın yüreği devrim için çarpıyordu.
Dilma Rousseff artık üniversite öğrencisiydi; Minas Gerais Federal Üniversitesi İktisat fakültesinde okuyordu.
Fakat… Amaç devrimdi; okul ise sadece bir araç! Bu nedenle üniversiteyi bıraktı. Devrim mücadelesinde karar kıldı.
Piquet dergisinde editörlük yaptı.
1968′te aşık oldu ve gazeteci Galeno de Magalhaes Linhares ile evlendi. İlişkileri uzun sürmedi. Ayrıldılar.
Dilma Rouseff aynı örgütten avukat Carlos Araujo ile yaşamaya başladı. Karı-koca illegal devrimci mücadeleyi birlikte yürütüyorlardı.

Ağır işkence gördü

Tarih: 16 Ocak 1970.
Örgüt arkadaşıyla görüşmeye gittiği barda yakalandı. Arkadaşı yakalanmış, işkenceye dayanamamış ve Dilma Rouseff’e tuzak kurulmasına aracılık yapmıştı.
Gerilla aktiviteleri sırasında yakalandı. 22 gün ağır işkence gördü. Hakkındaki iddialar; dört banka soygunu, bazı çalıntı otomobiller ve iki bombalama olayıydı…
Silah ve para taşınmasında kuryelik yapmıştı.
Suçlamaları reddetti. (Rio de Janeiro’daki bir bankadan 18 Haziran 1969′da çalınan 2.5 milyon dolarlık eylem içinde yer alıp almadığı hala bir muammadır.)
1970 ve 1972 yılları arasında Tiradentes Cezaevi‘nde hapis yattı.
Yıllar sonra şöyle diyecekti:
”Güzel-iyi bir Brezilya kurmak için savaştık, mücadele verdik. Bu bir rüyaydı. Çok saçma işler yaptım ama çok şey de öğrendim. Ben hala iyi bir ülke istiyorum…”
Hapisten çıktıktan sonra ise Carlos Araujo ile resmen evlendi.
Yerleştigi Porto Alegre‘de ”Paula” adını verdiği kızı 27 Mart 1976′da dünyaya geldi. (Paula hukuk mezunu ve evli. 9 Eylül 2010′da Gabriel Rousseff Covolo isimli bebeğini dünyaya getirdi.)
Dilma-Carlos evliliği yaklaşık 30 yıl sürdü. Bir gün, eşinin başka bir kadınla ilişkisi olduğunu öğrenince evi terk etti.
Yarım kalan iktisat eğitimini tamamladı. Yıl, 1977 idi. Campinas Devlet Üniversitesi’nde master ve sonra doktorasını yaptı.
Kamu idaresinde çalışmaya başladı.

Legal Mücadele

1980′lerin başında legal politik mücadeleye Demokratik Emek Partisi’nde yeniden başladı. Fakat daha sonra bu partiden istifa etti; 2001′de İşçi Partisi’ne katıldı.
Porto Alegre seçimleri için çalıştı; kazanılan seçimin ardından belediyenin mali işlerinden sorumlu oldu.
2002 yılında cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Lula da Silva‘nın seçim zaferinden sonra Federal Hükümet’in Enerji Bakanı oldu.
Haziran 2005′te Bakanlar Kurulu Başkanı Ofisi’ne katıldı.
2005′te bir rüşvet skandalının ardından Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri José Dirceu’nun istifası üzerine bu göreve atandı ve başkanlığa aday olduğu güne kadar bu görevi yürüttü.
Lula 2006′da ikinci kez başkan seçildikten sonra Dilma Rousseff’e ”Halkın Annesi” adını vererek yoksullukla mücadelenin başına getirdi.
Halk tarafından iyice tanınmaya başlanan Rousseff, 2009′da lenf kanseri oldu. Hastalığını saklamayarak hastalığı hakkında halka bilgi verdi. 7 ay perukla yaşadı. Tedavisinin ardından iyileşti ve 2010 başında İşçi Partisi kongresinde Lula da Silva tarafından cumhurbaşkanı adayı gösterildi…
8.jpg428
Brezilya’da bir ilk

31 Ekim 2010′da oyların yüzde 56′sını alarak seçimi kazandı ve böylece 1 Ocak 2011′de ülkenin ilk kadın cumhurbaşkanı olarak görevine başladı.
İlk ziyaret ettiği ülkelerden biri baba yurdu Bulgaristan oldu…
Ve geçen hafta…
26 Ekim 2014′te cumhurbaşkanlığı seçiminde oyların yüzde 52′sini alarak ikinci kez cumhurbaşkanı seçildi.
Çalışma disipliniyle ön plana çıkan Rousseff, Brezilya’nın ”Demir Lady”si olarak adlandırılıyor.
Yoksullara yönelik sosyal politikalar, büyük altyapı projeleri, eğitim sistemini geliştirme, özelleştirmelere karşı mesafeli duruşu ve kadınların maruz kaldığı ayrımcılığa karşı mücadele gibi çalışmalar yürüten Dilma Rousseff, 2013′te Forbes dergisi tarafından ”Dünyanın En Güçlü 100 Kadını Listesi”nde, en güçlü ikinci kadın seçilti. Rousseff, geçen yıl yine Forbes’in düzenlediği ”Dünyanın En Etkili 100 Kadını Listesi”nin üçüncü sırada yer aldı…
Nasıl seçilmesin; Türkiye’de Gezi Direnişi yaşanırken Brezilya’da da ”daha iyi eğitim” talebiyle sokağa dökülen onbinlerce gösterici için şöyle konuştu:
”Onlarla gurur duyuyorum!”
Ata diyarı topraklardan olacak; en büyük hobisi Yunan mitolojisiydi…
Malkoçoğlu adını duymuş mudur acaba?
Bilmem.
İstanbul’a geldiğinde ne demişti:
”Sizleri akraba olarak görüyorum; damarlarımda Türk kanı dolaşıyor” dedi.
O halde…
Neden Malkoçoğlu‘nun kızı olmasın?

SÖZCÜ

Leave a Reply

Your email address will not be published.