Uğur Dündar: Linç!..

BT YAZARLAR-Adı, geleceğin Hava Kuvvetleri Komutanı olarak geçiyordu.
Ama geçmişteki başarıları, duruşu ve çağdaş komuta anlayışı, birilerini rahatsız ediyordu.
Bu nedenle önü kesilmeliydi!
Hemen saldırıya geçilmeli, insafsız kampanyaların hedefi yapılmalıydı.
İşaret verildi, iftira atışı başladı.
İlk atışı Lizbon’da yaptılar.
NATO Zirvesi’ne katılan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ü karşılamadığını iddia ettiler. Oysa protokol çok önceden belirlenmişti.
Karşılayacaklar listesine adı yazılmamıştı. Ayrıca kendisine haber de verilmemişti.
Saldırı yağmuru öyle bir boyuta ulaştı ki, Cumhurbaşkanlığı açıklama yapmak zorunda kaldı.
Çankaya’ya göre, Lizbon’da bir ihmal, ya da sorumsuz bir davranış yoktu.
***
Ancak linçe karar verenler yemediler içmediler, bu kez “Heron” iftirasını ürettiler.
Güya İsrail’e ait bir İnsansız Hava Aracının (Heron) Hatay üzerinde uçarken vurulmasını engellemişti.
Hatta Heron için “Kedidir, kedi” demişti. Kanıt olarak da bazı ses kayıtları gösterilmişti.
Sesin ona ait olduğunu öne sürülmüştü.
İddia, pardon iftira böyleydi.
Oysa Heron olayı yaşandığında hastaydı, hastanede yatıyordu.
Bırakın emir vermeyi, güçlükle konuşuyordu.
Dedik ya, adı birilerince çizilmişti…
Öyle ya da böyle, gitmesine karar verilmişti.
***
Çok geçmeden üçüncü iftira bombası atıldı…
Uludere’de 34 vatandaşımızın bombalanarak öldürülmesinin sorumlusu yapıldı.
Gerekçe olarak da “gaf rekortmeni” İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’in sözleri gösterildi.
Bakan Şahin’in Uludere’den söz ederken “havacı komutanlar” demesi, infazcılar tarafından dört dörtlük delil kabul edildi.
Oysa bir general, sınır ötesine geçilebilecek operasyonun kararını tek başına nasıl verebilirdi?
Soruşturmanın devam ediyor olması da hiç önemli değildi.
Hedef belliydi.
O komutan linç edilerek gitmeliydi!
***
Yüksek Askeri Şura (YAŞ) toplantısı yaklaşırken, 23 Haziran günü, askeri jet uçağımız Suriye açıklarında Akdeniz’e düşürüldü.
Aradan geçen sürede uçağımızın nasıl düşürüldüğü bir türlü belirlenemedi.
Ama onun adı bu olayda da olağan şüpheliydi!
Sorumlulardan biri olarak gündeme gelmeliydi.
***
Görev süresinin uzatılmasını beklerken, YAŞ’tan farklı karar geldi.
Diyarbakır 2. Hava Kuvvet Komutanı Korgeneral Veysi Ağar, emekli edildi.
Böylece kelle isteyen siyasetçilerin yüreklerine su serpildi.
Korgeneral Ağar, Vatan Gazetesi’nden Levent İçgen’e içini dökerken şunları söyledi:
“Astsubay çocuğuyum. 38 yıldır pilotluk yapıyorum. Hep vatan için çalıştım. Bunca gayretime karşın demek ki ileri gitmemi istemiyorlardı. Ya da bir ülkenin düşmanlığı vardı. Çünkü birçok yurt dışı görevlerde bulundum. Ben bu göreve geldikten sonra Hava Kuvvetlerinin terörle mücadeledeki katkısı arttı. Ama hakkımdaki iftiralar, beni ve ailemi mahvetti. Hayatım tehlikeye girdi.”
***
Geleceğin Hava Kuvvetleri Komutan adaylarından Korgeneral Veysi Ağar, işte böyle linç edildi.
Yüreği vatan sevgisiyle dopdolu bir asker daha vatan haini gibi gösterildi.
İftiralar kendisiyle birlikte ailesini ve geleceğini mahvetti.
Yargı “iktidarın sopası’‘, hukuk da “guguk” olduğuna göre, ne diyebiliriz ki?
“Vatan sağ olsun, bu iftiraları atanlar Allah’tan bulsun!”
SÖZCÜ

Leave a Reply

Your email address will not be published.