Başbakan Erdoğan, Brüksel dönüşü yine doğruları söylememiş!
O konuşurken kafa sallamaları ve söylediklerini aynen yazmaları için uçağına aldığı yandaş gazeteciler de, bu gerçek dışı anlatımları hiç araştırmadan okurlarıyla paylaşmışlar.
Cumhuriyet Ankara Temsilcisi Utku Çakırözer’in yazdıklarını okurken, içimden “gerçek bu kadar da çarpıtılabilir mi?” diye geçirdim.
Meğer Erdoğan’la Avrupa Parlamentosu (AP) önde gelenleri arasında bizim kamuoyundan gizlenen çok sert tartışmalar yaşanmış.
Örneğin AP Yeşiller Grubu Eşbaşkanı Daniel Cohn-Bendit “Burada bizimleyken ‘AP çok önemli bir kurum” diyorsunuz ama ülkenize dönünce yaptığınız konuşmalarda ‘Ben bu Avrupa Parlamentosu’nu tanımıyorum” gibi açıklamalarda bulunuyorsunuz. Bunların hangisi doğru?” diye sormuş.
Asıl tartışma ise Mısır konusunda çıkmış. Mursi’ye darbe yapıldığı noktasında Erdoğan’la aynı fikirde olduğunu belirten Bendit, “Ama sizin ağzınızdan Mursi’yi eleştiren tek bir cümle duymadık”deyince Başbakan, Mursi’nin halkın oylarıyla seçilmiş bir cumhurbaşkanı olduğu cevabını vermiş.
Tüyler bu cevaptan sonra uçuşmuş!
Zira Cohn-Bendit Erdoğan’a şunları söylemiş:
“Seçilmiş olmak, tek başına demokrat olmak için yeterli değildir. Aynı zamanda halkınızı demokratik olarak yönetmeniz gerekir. Hitler de seçilmişti ama demokrat değildi!”
Bu sözler tansiyonu yükseltmeye yetmiş.
Başbakan “Siz Mursi ile Hitler’i bu şekilde karşılaştıramazsınız” deyince, AP Başkanı Schultz araya girip, gerginliği yatıştırmış.
* * *
Başbakan Erdoğan için yandaşlarının rüyalarında bile yapamayacağı yorumu ise, Sosyalist Grup Başkanı Hannes Swoboda şu sözlerle dile getirmiş:
“Sizin reformlardan geri adım atmak için Gülen hareketini bir mazeret olarak kullandığınızı düşünmeye başladım. Madem bu hareket Türkiye için bu kadar tehlikeliydi, o zaman iktidarınız boyunca onları niçin desteklediniz?”
Utku Çakırözer’in yazdıkları, Başbakan’ın “AP önde gelenlerine parelel yapıyı anlattım, hukuksuzluklardan örnekler verdim. İkna ettiğimi düşünüyorum. Onların da çok rahatsız olduklarını gördüm” deyişinin aksine, pek ikna olmadıklarını gösteriyor.
Görüşmelerde AB kanadı sözcüleri, hükümetin yargıda attığı adımlardan derin kaygı duyduklarını dile getirip, hukuk devleti ve güçler ayrılığı ilkelerine bağlı kalınmasını istemişler.
Bu ilkelerden uzaklaşılması ve yargıya müdahalenin sürmesi durumunda “Türkiye-AB üyelik müzakerelerinde zorluklar yaşanacağı ve yeni fasılların açılmasının tehlikeye gireceği” uyarısında bulunmuşlar.
Daha ne desinler?
Hitler’e varıncaya kadar her şeyi söylemişler.
* * *
Çakırözer’in çarpıcı haberini okurken aklıma sevgili Müjdat Gezen’in rüyası geldi.
Müjdat rüyasında Başbakan Erdoğan’ı görmüş. Başbakan hiç yalan söylemiyor ve doğrulardan söz ediyormuş!..
Ertesi sabah bana anlattığında “Rüyalar ters çıkar” diyecekken vazgeçmiş, “Hayırdır inşallah!”demekle yetinmiştim.
Daha sonra düşündüğümde, en doğru yorumu yaptığıma inanmıştım.
Çünkü o kadar çok yalan söyleniyor ki, insan doğru bir şey söylendiğinde şaşırıp kalıyor, ne diyeceğini bilemiyor!
* * *
Baksanıza Brüksel dönüşünde de o alışkanlık devam etmiş!..
SÖZCÜ