UYGARLIK ve SANAT | Münire Yurdayüksel

İnsanlığın varoluşundan bu yana varlığını sürdüren sanat olgusunu doğru tanımlayabilmemiz için sanat ve sanatçının toplumdaki işlevlerini iyi sorgulamalıyız.
Sanat, en genel anlamda yaratıcılığın ifadesi olarak karşımıza çıkarken, her toplumda ve kültürde farklılıklar gösterir.
Sanatçı sezgileriyle ileriyi görebilen, yaratıcı zekaya sahip, çağının çok ilerisinde, bilgili ve özel yetenekleriyle donanımlı kişidir.
Farklılıklarıyla toplumları yönlendiren, aydınlatandır.
İç dünyasını, birikimlerini sanatıyla dışa vurandır.
Kısıtlandığı, engellendiği taktirde yaratamaz, üretemez.
Sanatçının dilidir sanat …
Kendini ifade şeklidir, ruhsal doyumudur.
Yarattığı farkındalığı gösterme biçimidir .
İçsel duygularının dışa yansımasıdır.
Yaşam tarzıdır !..
Sanat etkin güce ve role sahiptir.
Çağdaş, ufku geniş, kendine güvenen toplumlar yaratır.
Yeri ve önemi bu nedenle gözardı edilemez.
Herkes için gereklidir.
Bireylerin ve toplumların gelişmesidir.
Aydınlanmak, ilerlemek için başlıca gerekliliktir.
Toplumların davranışlarını yansıtan temel yapıdır.
Gelişmişlik ölçüsüdür.
Yaşamın olmazsa olmazıdır …
Sanatın yeterince ilgi görmediği, çeşitli nedenlerle yok sayıldığı bölgelerde ;
insani duygulardan yoksun, yozlaşmış,
öfkeli bireyler kalabalığından ibaret toplumlar oluşur.
Sanat yaşamın içinde yerini bulduğunda ise,
düşünen, yaratan, üreten, çağdaş toplumlar ortaya çıkar.
İnsanlığın barış, huzur ve mutluluk içinde yaşayabilmesi için
önemli gerekliliklerin en başında gelir sanat.
Yoksunluğunda denge bozulur.
Bu nedenle yaşamın yalnızca bir bölümünü değil,
tamamını kapsar.
Çağdaşlıktan uzak, ruhsuz, robotlaşmış, sürüler psikolojisiyle
hareket eden yığınlar,
ve.. bu yığınlardan oluşan toplumlar,
dünyanın kabul ettiği saygınlığa hiçbir zaman ulaşamamışlardır.
Sanatı dışlayan ve yok sayan zihniyetlerle yönetilenler ise,
en baştan geri kalmaya mahkumdurlar.
Sanatın özgürce yaşanmadığı toplumların içinden çıkmayı başarabilen
az sayıdaki sanatçılar,
kısıtlı yaşam alanlarında varlıklarını sürdürebilmek pahasına
zorlu bir savaşımı göze alanlardır…
Kalabalıklaşan, hızla sanayileşen ve değişen dünyamızda hüküm süren tekdüze yaşamın getirdiği sıradanlık ve monotonluk, günümüzde giderek
dış dünyadan kopuk yaşamaya ve yalnızlığa yol açmaktadır.
Sanat ve yaratıcılık eğitimlerinin yaygınlaştırılması, bu konulardaki yayınların çokluğu ve çeşitliliği önemlidir.
Sanatın önemini kavramış bireyler, toplumsal ve kültürel yaşamlarında kendilerini daha iyi ifade ederler.
Şimdiki zamanı iyi kavrar, geleceğe umutla bakarlar.
Dahası, toplumsal hoşgörü, sevgi ve saygı artar.
Huzur ve güven gelir.
Ancak sanat bilinciyle yetişmiş nesiller sanatsal ve kültürel değerlerine sahip çıkabilirler.
Bir toplumun uygarlığı, sanat ve teknoloji alanında söz sahibi olmasıyla ölçülür.
Her bakımdan dengeli ve güçlü bir toplumun ön koşulu ise,
sanata ve sanatçısına verdiği önceliklerden geçer.
Kabul edilmelidir ki,
uygarlaşma yolunda önemli rol üstlenen gerçek sanatçılar, içinde bulundukları toplumu sanatlarıyla çağdaş ve ileri seviyeye taşıyan yegane değerlerdir.
Gelişmiş ülkelerin eğitim politikalarında önceliği yaratıcılığa vermeleri ve sanat eğitimi konusundaki yayınlarının çok fazla ve çeşitli olması boşuna değildir.
Münire Yurdayüksel – Brüksel 2011
www.munireyurdayuksel.com

Leave a Reply

Your email address will not be published.