Neden temkinli olmak zorundayız? | Dr. Tunay Akoğlu

İçinde bulunduğumuz dünya çapındaki ve özellikle Avrupa´daki mali, ekonomik, sosyal ve politik krize uluslararası otorite ve tanınmış gözlemcilerin bakış açıları giderek açıklık kazanmaktadır. Bu günkü durumda bu yaklaşımlar iki odakta kristalleşmiş durumdadır :
(1) Krizden çıkmak zaman alacak, ancak uluslararası finans ve ekonomi daha güçlenmiş olarak bunalımdan kurtulacaktır ,
(2) Kriz yepyeni bir ´dünya düzeni´ kurulup yerleşinceğe kadar , yani daha uzun yıllar boyunca, devam edecektir.
Bu gözlemcilerin yukarıda belirttiğimiz yaklaşımlarına paralel olarak krize Türkiye´den bakıp yorum yapanlar ise daha çok, Türkiye´nin yüksek büyüme hızı başta, dengeli ve başarılı ekonomik durumunu ortaya atmakta ve çok kez övünmektedir.
Yüksek kalkınma hızımız, dış borç ve bütçe açığımızın ´normal´ ölçülerde kalması, genç nüfusumuz, uluslararası politika ve diplomasideki artan yerimizle rolümüz, G-20 grubuna girip bu bünyede üst düzeylere çıkmaya devam etmemiz, vs bu övünmenin kaynağını oluşturmaktadır.
Ancak aslında altının çizilmesi gereken nokta, soğuk kanlılıkla ve objektif bir biçimde küresel yapı ve konjonktürün muhtemel gelişme yönlerini izleyip değerlendirebilmektir. Bu yönden bakılırsa, Türkiye´nin daha mütevazi ve temkinli olarak, geleceği ön görmesi anlamlı ve yararlı olacaktır.
Adı geçen çerçevede öncelik taşıması gereken yaklaşımların başında , Türkiye ekonomik ve mali dokusundaki ana göstergelerin iyi değerlendirilmesi gelir. Sadece Türkiye çapında değil, ülkelerarası alanda da bir otorite olan Prof. Güngör Uras´ın en tanınmış ve yaygın Türk yayın organlarında sık sık belirttiği gibi ; cari açık, enflasyon, işsizlik, ekonominin ´ısınması´, prodüktivite gibi kavram ve göstergeler devamlı irdelenmezse aşırı iyimserlik ve ´euphoria´ devam eder, zamanla ters etkiler doğar. Ayrıca, cari açık –yani döviz açığı- risk faktörü doğurduğu için dış sermaye girişi durabilir.
Şimdiden temkinli davranıp içinde bulunduğumuz durumu , çok yönlü bakış açılarına göre ve dünya düzeninin yeni gidişatını ön görerek değerlendirmek ve geleceğe temkinli olarak ve tevazu içinde bakmak yerinde olacaktır. Bu günkü ´sanki sorunsuz Türkiye´, küresel gerçeklerden uzak kalıp tek başına yol alamaz . Buna ek olarak unutmamak gerekir : Şimdi yaşanan iyi durumun kalıcı olması önemlidir.
Gene Prof. Güngör Uras´ın sık sık belirttiği gibi elbette ki ´büyüklerimiz´ bu gerçekleri bilmektedir. Ancak bu husus kamu oyuna henüz pek o kadar yansımış değildir !
´Ulus devlet´ sisteminin , ´orta sınıfın´ kaybolduğu uluslararası düzende, el ile üretimin elektronik üretim ve tüketime dönüşmesi, emek ve tabii kaynakların yerine, sınır tanımayan finansal örgüt ve kaynakların geçmesi, tek ulus ve ülke ile sınırlanmış bakış açılarını yanlış değerlendirmelere yöneltir. Dolayısı ile Türkiye açısından bu günkü evrensel ve hem yapısal hem de konjonktürel krizi değerlendirip, ileriye stratejik anlamda bakarken, artan bir temkinlilik içinde olmamız zorunlu gözükmektedir.

Leave a Reply

Your email address will not be published.