Öfke ile kalkan, zarar ile oturur! | Yusuf Cinal

Fransa´nın ´ İnkar Yasası´nı senatodan geçirmesi, elbette Türkiye´nin başını ağrıtacak bir konudur.
Türkiye, Fransa´nın, dışarıda yaşayan Ermenilerin(Diaspora Ermenileri) oluşturduğu çalışmalar sayesinde böyle bir karar alma ihtiyacı duydu..
Fransa ile Türkiye arasındaki bu yeni gibi görünen gelişmelerin elbette öncesi var.. Bu iki ülkenin hesaplaşması bitecek gibi de görünmüyor.. Fransa, ´İnkar Yasası´nı kanunlaştırarak, Ermenilere karşı tarihi diyetini ödüyor..Zira tarihi gerçekler ışığında konuyu irdelersek, görürüz ki, Ermeni ayaklanmalarının arkasında başta Fransızlar olmak üzere, Batı vardır!..Osmanlı´nın ´Has Evlat´ tabirini kullandığı bir millet, yıllarca birlikte yaşamaya kurşun sıkıyor, ayaklanıyor ve huzuru bozuyorsa, orada durup düşünmek gerek..
Öyle ya, Türkler ile Ermenilerin arasına bu fitne ve fesadı kim soktu?
Kimler cesaretlendirdi Ermenileri?
Ermeniler, Osmanlı´nın ´hasta adam´ halini mi beklediler bağımsızlıklarını almak için?
Yani fırsat mı kolladılar?
Neden yaşadıkları bölgeleri cehenneme çevirdiler?
Onları isyana sevk eden, nedenlerin başında acaba neler geliyordu?
Dünü iyi anlamadan ,bugüne açıklama getirmek kolay değildir..
Tarihe ´1915 Olayları´ olarak not edilen bu vakanın, asıl müsebbibi hiçbir zaman Osmanlı ve tabası Türkler olamaz..
Bir yerde savaş, kavga varsa, bunun mutlaka tarafları vardır..
Yani Ermenilerin taraf olması karşısında, resmi otorite çözüm aramıştır.. Asıl katliamı ve kırımı önlemek için ´tehciri´ (göçü) çözümün öncüsü görmüştür.. Bu nedenle, Osmanlı tabasının bir bölümünü oluşturan Ermeni yurttaşlar, Osmanlı topraklarının bir yerinden alınıp, bir başka yerine iskana tabi tutulmuştur..
Bu bir tarihi vakadır..
Tarihi vakalar, ´yüzleşilsin´ diye konu edilemezler!..
Türklerin, yüzleşecek, gizli bir tarihi de yoktur..
Bu günlere de damga vuran vakanın çevresinde, ´kırım oldu, katliam oldu, soykırım yapıldı, soykırım olmadı´ türünden, bugün münakaşaya tutuşmanın da bir anlamı yok..
İşte Paris´te ellerinde Türk Bayrakları ile gösteri yapan Türkler;´ Dedelerimiz katil değildir´ diye haykırdılar!..
Bu sesi bastıramazsınız!..
Ceza verseniz de bu ses kısılamaz!..
Bu sesi hapse atsanız da sorun çözülmez!..
Çünkü, artık bu işin bir değil, iki tarafı var..
Bir tarafta Ermeniler; ´Biz soykırıma uğradık´ diyor..
Öte yanda Osmanlı´nın mirasçıları Türkler;´ Hayır biz Soykırım yapmadık, ülkemizi savunduk´ diyor..
Fransa ´hakem´ rolünde mi?
Bu durumu ile ´Hayır!´
Konu ile ilgili olarak içerde ve dışarıda da ´taraf´ olanlar var..
İşte bu ´taraf´ olanlara, Fransa´da eklendi.. Fransa gibi devlet düzeyinde ´taraf´ olan bazı ülkelerin, meclis ve senatolarının aldığı kararları da biliyoruz!..
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan açıkladı;´ Bu karar, yok hükmündedir!´
Türkler için ´ Yok hükmündeki´ bir kararı, kime nasıl dayatacaksınız?
1915 Yılında olmuş bir olay ile ilgili olarak, karşı görüşte olan birine ´seni gidi inkarcı seni´ demek, hangi kamu vicdanı ve özgürlük alanı ile ifade edilebilinir?
Özgürlüklerin beşiği Fransa´da böyle bir değil, binlerce tutuklamalar, dünya kamuoyunda nasıl bir yankı bulur, etki yapar!?
Avrupa Birliği(AB) bir yandan,´ siyasi, ekonomik, hukuk, yaşam hakkı ve diğer alanlardaki kriterleri..´ dayatırken, bir üyesinin, bu kriterler dışında yaptırımlar getirmesi, bir ülkeyi hasım ilan etmesi, o ülke insanlarını hedefe koyması, hangi akla hizmettir!?
İşte bu ´akıl tutulmasını´ Fransa´nın bir şekilde aşması tek beklentimizdir..
Fransa´ya bu baskıyı yapan dışarıdaki Ermeniler, bu yüz yılda kin, öfke ile hareket edeceğine, Türkiye ile Ermenistan ve hatta Ermenistan ile Azerbaycan arasında, dostane ilişkilerin kurulmasına katkı yapmalıdır..
Türk düşmanlığının, Ermenilere, Fransızlara vereceği bir kazanç ve gelecek madalyası yoktur!
Tüm bu hareketler, ne Sarkozy´e seçim kazandırır!…
Ne de Türkiye´yi bildik yolundan döndürür!..
Bu vesile ile asıl olan gelecek kuşaklara, kin ve öfke üzerine kurulu bir miras yerine, içinde sevgi ve barış tohumlarının filizlendiği bir miras bırakmak için yarışılmalıdır..
Bu yönde hem Türkiye´nin, hem Fransa´nın, hem Azerbaycan ile Ermenistan´ın da yapacakları var..
Yöneticilerin görevi; savaşı, kini dayatmak olmamalıdır..
Barışa, huzura, refaha daha çok ihtiyacımız olduğu şu günlerde, Fransa´dan beklentiler büyüktür..
Fransa tarihi geçmişi ile Türk-Fransız dostluğunu yeniden keşfetmelidir..
Bunda ihtiyaç değil, zaruret olduğu gerçeği aşikardır..
Sarkozyvarilerin bu yanlıştan er-geç geri adım atacağına inancımız tamdır..
O Fransa ki, Ermeni cinayet şebekesi Asala´ya ´dur´ demesini bilmiştir…
Fransa, bu yanlıştan da er-geç geri adım atacaktır..
Buna inanmak istiyoruz..
Zira, ´öfke ile kalkanın zararla oturduğunu´ bilmeyenimiz yoktur!
TAZİYE
Eski Sakarya Valis Mehmet Aldan ile gazeteci meslektaşımız Alaattin Onur´un babası Selahattin Onur,değerli büyüğümüz Şemsi Aydın´ın vefatını vefatını üzüntü ile öğrenmiş bulunuyorum..
Başsağlığı dileklerimizle, Allah rahmet eylesin, mekanları cennet olsun!..
yusufcinal@gmail.com

Leave a Reply

Your email address will not be published.