Tuncay Özkan: “Cehalet, katillik, hırsızlık…

Tuncay Özkan-2012Tuncay Özkan, “Cehalet, katillik, hırsızlık ve alçaklık ülkeyi paralize etti” dedi ve ekledi: Türkiye’yi karanlıktan çıkaracağız
Ga­ze­te­ci Tun­cay Öz­kan, 23 Ey­lül 2008 gü­nü Er­ge­ne­ko­n’­dan tu­tuk­lan­dı. Tam 1994 gün ce­za­evin­de kal­dı. Si­liv­ri­’de­ki en zor şe­yin za­man öl­dür­mek ol­du­ğu­nu söy­le­yen Öz­kan, ça­re­yi eşi Duy­gu ve kı­zı Naz­lı­ca­n’­a yaz­dı­ğı mek­tup­lar­da bul­muş. Rö­por­ta­jı­mız son­la­nır­ken Tür­ki­ye­’de ya­şa­nan­la­ra da de­ğin­di, “Kurt­lar ge­lip, et­ra­fı­nı sar­mış ül­ke­nin. Hay­di kalk be Tür­ki­yem!” di­ye ses­len­di…
‘İnanmam mümkün değil’

– Baş­ba­ka­n’­ın bu da­va­la­rın sav­cı­sı­yım der­ken şu an sa­vu­nu­yor ol­ma­sı ne ka­dar inan­dı­rı­cı?
İnan­mam müm­kün de­ğil ta­bi­i ki… De­mek ki in­san­lar zor­da ka­lın­ca böy­le şey­ler olu­yor. Tür­ki­ye, uçu­ru­mun kı­yı­sın­da bek­li­yor. Ha düş­tü ha dü­şe­cek… Bir bel­ge­sel iz­le­miş­tim yıl­lar ön­ce. Bir ge­yi­ği kurt­lar ko­va­lı­yor­du. Ko­şu­yor, ko­şu­yor ama bir­den ön ayak­la­rı üze­ri­ne yı­kıl­dı. Çün­kü me­me­li­ler­de uzun sü­re koş­tuk­tan son­ra kas­lar ya­nar­mış. Oy­sa kurt­lar­da öy­le de­ğil. Kurt­lar gel­di. O gör­kem­li ge­yi­ği yedi. Bu du­ru­ma me­me­li­le­rin pa­ra­li­zas­yo­nu de­ni­yor­muş. İş­te Tür­ki­ye­’yi de ona ben­ze­ti­yo­rum. Kurt­lar ge­lip, et­ra­fı­nı sar­mış. Ha­ydi kalk Tür­ki­ye ya! Hay­di bir gay­ret. Ha­ydi bir ka­ça­lım ye­ni­den baş­la­ya­lım.
– Bu kal­kış önü­müz­de­ki se­çim­ler­de mi ola­cak?
Her yer­de olur. Ben­ce bek­le­nen ge­le­cek, gel­di. Tür­ki­ye­’yi bu ka­ran­lık gün­ler­den çı­ka­ra­ca­ğız. Kar­deş kar­de­şe, acı­la­rı­mı­zı acı­la­rı­mı­za, se­vinç­le­ri se­vin­ce ka­ta­ca­ğız. Ye­ni bir Tür­ki­ye­’yi in­şa ede­ce­ğiz. Çok güç­lü bir ül­ke Türkiye…

‘Hırsızlıklar patladı’
– Ne ol­du bu güç­lü ül­ke­ye?
Pa­ra­li­ze ol­du. Ce­ha­let, ka­til­lik, hır­sız­lık ve al­çak­lık ül­ke­yi pa­ra­li­ze et­ti. Biz ül­ke­yi kur­tar­dı­ğı­mız za­man bir kar­şı­lık ala­ca­ğız.

– 17 Ara­lık son­ra­sı ya­şa­nan­lar için tak­di­ri ila­hi de­di­niz mi?
Al­la­h’­ın so­pa­sı yok di­ye bo­şu­na de­me­miş­ler. Ama yi­ne de hu­ku­ku iş­le­te­bil­sey­dik, ku­rum­la­rı­mı­zı ce­ma­atin em­rin­de de­ğil de, hal­kın ve dev­le­tin em­rin­de ça­lı­şır hal­de tu­ta­bil­sey­dik bun­lar ya­şan­maz­dı. Hu­ku­ku yok et­ti­ği­niz­de hır­sız­lık, ka­til­lik pat­lı­yor. Dü­şü­nen in­san­la­rı bas­tı­rın­ca fa­şizm hort­lu­yor.

– Ba­sın öz­gür­lü­ğün­de dün­ya­da her yıl ge­riliyoruz…
Türk ba­sı­nı as­lan gi­bi mü­ca­de­le edi­yor. Kö­tü­ye ba­kıp iyi­yi gör­mez­sek hak­sız­lık et­miş olu­ruz. Bu­gün SÖZ­CÜ 400 bin sa­tı­yor. Bü­tün bas­kı­la­ra rağ­men ya­pı­yor­su­nuz işi­ni­zi. Be­kir Coş­kun, Emin Çö­la­şan, Uğur Dün­dar siz­de­ler. “Kork­tu­m” de­di mi? El­bet­te baş­ka­la­rı da var. Dün­yada hiçbir ül­ke­de med­ya böy­le bas­kı al­tı­na alınmadı. Ba­na gö­re Türk med­ya­sı bu sü­reç­te ayak­ta ka­lan tek ku­rum­. SÖZCÜ müt­hiş ga­ze­te. İyi ki var­sı­nız…
Haksızlığa, hukuksuzluğa karşı mücadele edeceğim

– Si­liv­ri­’de kaç bay­ram geç­ti?
Ce­za­evin­de bay­ram yok ki… Ce­za­evin­de ge­çen bay­ram­lar­la il­gi­li Ba­rış Ter­koğ­lu­’y­la gü­zel bir anı­mız var. Ba­rış bi­zim ko­ğu­şa gel­di. Ben her bay­ram­da çi­ko­la­ta, lo­kum ve şe­ker alı­yor­dum faz­la­ca. Bay­ram­laş­ma­ya ge­len gar­di­yan­la­ra da ik­ram edi­yor­duk. Bir bay­ram yi­ne çi­ko­la­ta si­pa­riş­le­ri­mi yaz­dım. An­cak du­ruş­ma­ya git­mem ge­re­ki­yor­du. Çi­ko­la­taları al­ma işi­ni Ba­rı­ş’­a bı­rak­tım. Ba­rış, “Ce­za­evin­de bay­ram mı olur…” diye almamış çikolataları. Çok üzül­düm. Bu­nun üze­ri­ne Ba­rış, ka­re çi­ko­la­ta­la­rı kı­rıp şe­ker­li­ğe koy­du ve “An­la­ma­ya­cak­lar, üzül­dü­ğün için piş­man ola­cak­sı­n” de­di. Baş efen­di gel­di bay­ram gü­nü sa­yı­ma. Ba­rış çi­ko­la­ta­la­rı uzat­tı. Ba­şe­fen­di “Tun­cay Öz­ka­n’­ın ko­ğu­şun­da böy­le dan­dik bir çi­ko­la­ta… Ne ol­du di­ğer çi­ko­la­ta­lar?” di­ye sor­du. Ba­rış, özür diledi.

– Ha­ya­tı­nıza ga­ze­te­ci mi, si­ya­set­çi ola­rak mı de­vam ede­ceksiniz?
Ak­ti­vist. Hak­sız­lık­la, hu­kuk­suz­luk­la, çö­züm­süz­lük­le mü­ca­de­le ede­cek. Ül­ke­yi ka­ran­lık­tan ay­dın­lı­ğa çı­ka­ra­ca­ğız.

Duy­gu­’ya 5 bin say­fa mek­tup yaz­dım
Ga­ze­te­ci Tun­cay Öz­kan, eşi Duy­gu Dik­me­noğ­lu ve kı­zı Naz­lı­ca­n’­a uzun uzun mek­tup­lar yaz­dı­ğı­nı an­lat­tı. Öz­kan, “Bir prog­ram yap­tım hüc­re­de; me­se­la “Bu­gün Duy­gu­’ya 120 say­fa­lık bir mek­tup ya­za­ca­ğı­m” de­dim. Her gün dü­zen­li mek­tup yaz­dım… Hiç on­lar­dan bek­le­me­den ba­vul do­lu­su yaz­dım. Sa­de­ce Duy­gu­’ya yaz­dık­la­rım her­hal­de 5 bin say­fa­yı aş­mış­tı­r” de­di.

Leave a Reply

Your email address will not be published.