Mehmet Akif Ersoy'un ölümünün 75. yıl dönümü

Türk milletinin bağımsızlık mücadelesinin simgesi olan İstiklal Marşı’nın şairi Mehmet Akif Ersoy, ölümünün 75. yılında törenlerle anılacak.
Cumhuriyet tarihine adını altın harflerle yazdıran Mehmet Akif Ersoy, şair olmasının yanı sıra düşünür, yazar, veteriner, öğretmen, vaiz, hafız, Kur’an mütercimi, milletvekili ve İstiklal Madalyası sahibi bir şahsiyet.
Orduya ithaf ettiği İstiklal Marşı ile Türk milletinin gönlünde ölümsüz yer edinen Ersoy, ”vatan şairi” ya da ”milli şair” olarak biliniyor.
Mehmet Akif Ersoy, 20 Aralık 1873’te İstanbul’da doğdu. Ersoy, öğrenimine dört yaşlarındayken Fatih’teki Emir Buhari Mahalle Mektebi’nde başladı. 2 yıl burada eğitim gördükten sonra Fatih İptidaisi’ne geçti. Babası bu sırada kendisine Arapça öğretmeye başladı. Fatih Merkez Rüştiyesi’nde dil derslerine ilgi duyan Ersoy, özel öğretmenlerden Arapça, Farsça ve Fransızca dersleri aldı.
İlk ve ortaöğreniminin ardından dönemin gözde okullarından Mülkiye Mektebi’nde eğitime başlayan Ersoy, buradaki eğitimini babasının vefatı ve ardından evlerinin yanması üzerine yarıda bıraktı. Halkalı’daki Baytar Mektebi’ne (veterinerlik fakültesi) parasız yatılı olarak giren Ersoy’un şiire olan ilgisi bu yıllarda daha da arttı. Mehmet Akif Ersoy, bu okulu 1893’te birincilikle bitirdi.
Mezuniyetinin ardından Fransızcasını geliştiren Ersoy, bir yandan da Kur’an’ı ezberleyerek hafız oldu. Hazine-i Fünun Dergisi’nde 1893’te bir gazeli yayımlandı. Bu gazel Mehmet Akif Ersoy’un basılan ilk eseri olarak bilinir. 1895’te ise Mektep Mecmuası’nda ‘Kur’an’a Hitab” adlı şiiri yayınlandı.
Memurluk hayatı 1893’te başlayan Ersoy, 1898’de İsmet hanımla evlendi ve bu evlilikten altı çocuğu dünyaya geldi.
1913’e kadar Ziraat Bakanlığında çalışan şair, memuriyetinin yanı sıra Ziraat Mektebi’nde ve Darulfünun’da edebiyat dersleri verdi. Veterinerlik yaptığı yıllarda bile mesleğinden çok şairliğiyle tanınan Ersoy, öğretmenlik hayatına 1906’da, mezun olduğu Halkalı’daki Baytar Mektebi’ne ”kitabet-i resmiye” (resmi yazışma usulü) dersiyle başladı. Mehmet Akif’in yazıları ve şiirleri bu sürede Servet-i Fünun Dergisi’nde yayınlandı.
-İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne şartlı üyelik-
Meşrutiyet’in ilanından sonra İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne, millete faydalı olacak eğitim faaliyetlerine katkıda bulunmak amacıyla üye oldu. Üye olurken ”Cemiyetin bütün emirlerine şartsız itaat” ibaresini kabul etmeyen Ersoy, sadece eğitimle ilgili emirlere uyabileceğini belirtti.
Edebiyat Fakültesi ile Darülhilafe Medresesi’nde ”Osmanlı edebiyatı” dersleri de vermeye başlayan Ersoy, Sırat-ı Müstakim Dergisi’nin başyazarlığını yaptı. Derginin ilk sayısında ”Fatih Camii” şiiri yayınlandı. Mehmet Akif, şiir ve tercümelerinden sonra imzalı ilk makalesini 18 Kasım 1908’de ”Darülfünun Talebesine Mühim Bir Tebşir” adıyla yayınladı. ”Kocakarı ile Ömer”, ”Mahalle Kahvesi ve Köse İmam” gibi ünlü şiirlerinin yayınlandığı 1910’da edebi ve içtimai konularda 25’ten fazla makale yazdı.
Mehmet Akif, gerek yazılarında gerekse vaazlarında İslam birliğine yönelik görüşleriyle dikkati çekti.
-İstiklal Marşı’nı yazması-
Mehmet Akif Ersoy, TBMM’nin açılmasından sonra Büyük Önder Atatürk’ün davetiyle 1920’de Burdur milletvekili seçildi.
Ankara’ya geldiğinde kalacak çok fazla yer olmadığından Tacettin Dergahı’nda kalmaya başladı. Bu arada Milli Mücadele ruhunu yansıtacak bir marşın yazılması gündeme geldiğinde Mehmet Akif’ten de milli marş yazması istendi. Bu teklifi para ödüllü olduğu için başta kabul etmeyen Mehmet Akif, Hasan Basri Çantay’ın ısrarı ve Milli Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi Bey’in ricasıyla ulusal marş yarışmasına katıldı.
Mehmet Akif, orduya ithaf ettiği İstiklal Marşı’nı bugün ”Mehmet Akif Ersoy Evi” olarak hizmet veren Tacettin Dergahı’nda yazdı. İstiklal Marşı, 17 Şubat 1921’de Sırat-ı Müstakim ve Hakimiyet-i Milliye’de yayınlandı, Hamdullah Suphi Bey tarafından mecliste okunduktan sonra 12 Mart 1921’de ulusal marş olarak kabul edildi.
Ersoy, marşı yazması dolayısıyla kendisine verilen 500 lirayı kadın ve çocuklara iş öğreten ve cepheye elbise diken Dar’ül Mesai Vakfına bağışladı.
İstiklal madalyasıyla ödüllendirilen Ersoy, birkaç yıl yazları İstanbul’da, kışları Mısır’da geçirdikten sonra 1926 kışından itibaren Mısır’a yerleşti. Daha sonra siroza yakalanan Ersoy, tedavi için döndüğü İstanbul’da 27 Aralık 1936’da hayatını kaybetti.
Ersoy’un cenazesi, Edirnekapı Mezarlığı’nda toprağa verildi. Cenaze törenine üniversiteli gençler katıldı. Aynı üniversite gençliği, 2 yıl sonra kendi aralarında topladıkları parayla Mehmet Akif Ersoy’un mezarını yaptırdı.
-Eserleri-
Şiir yazmaya Baytar Mektebi’nde öğrenci olduğu yıllarda başlayan Mehmet Akif’in yayımlanan ilk şiiri ”Kur’an’a Hitap” başlığını taşır.
Ersoy, hikayelerinde halkın dertlerini anlattı, Balkan Savaşı yıllarından itibaren destansı şiirler yazmaya başladı. İlk büyük destanı ”Çanakkale Şehitlerine” başlıklı şiiridir. İkinci büyük destanı ise Bursa’nın işgali üzerine yazdığı ”Bülbül” adlı şiiridir. Şairin üçüncü ve en önemli eseri ”İstiklal Marşı”dır. Şairin ”Safahat” adı altında toplanan şiirleri, Safahat, Süleymaniye Kürsüsünde, Halkın Sesleri, Fatih Kürsüsünde, Hatıralar, Asım ve Gölgeler adlı 7 kitaptan oluşmuştur. İstiklal Marşı’nı Safahat’a koymayan Mehmet Akif, nedenini şöyle açıklar: ”Çünkü ben onu milletimin kalbine gömdüm.”
-2011 ”Mehmet Akif Ersoy Yılı”-
Mehmet Akif Ersoy’un ölümünün 75. ve İstiklal Marşı’nın kabulünün 90. yılı olması dolayısıyla 2011 yılı Başbakanlıkça ”Mehmet Akif Ersoy Yılı” kabul edilmişti.
Yıl boyunca Kültür ve Turizm Bakanlığınca çeşitli sempozyumlar ve sergiler düzenlendi.
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay tarafından İstiklal Marşı’nın kabulünün 90. yıl dönümü olan 12 Martta Tacettin Dergahı’nın da bulunduğu Altındağ Mehmet Akif Ersoy Parkı’ndaki İstiklal Marşı Anıtı’nın açılışı yapıldı. Kültür ve Turizm Bakanlığı Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürlüğünce Türkiye’de bir ilk olan Edebiyat Müze Kütüphanesi Ankara’da açıldı.

Leave a Reply

Your email address will not be published.