'Kız olduğumun farkına çok geç vardım'

“Fetih 1453” filminin tek kadın kadın karakteri olan Dilek Serbest, üç yıl süren çekimlerden sonra ilk kez konuştu:
“Ağır çalışma şartlarımız olmadı. Sadece hayvanlarla çalışmak zordu. Manda yürümez, deve kalkmaz… Bir de mikrop kaptım, yüzümde büyük bir sivilce çıktı. Ameliyatla alındı. şimdi yüzümde sekiz dikiş var.”
Kız olduğumun farkına çok geç vardım
Babasının boks öğreterek büyüttüğü, saçları erkek kuaföründe kestirilen, cinsiyetinin farkına ancak 13 yaşında varan bir kız çocuğuydu. şimdi, 17 milyon dolarlık bütçesiyle, Türk sinemasının en pahalı filmi olan “Fetih 1453” ile gündemde. Filmin tek kadın karakteri Dilek Serbest, üç yıl süren çekimlerden sonra ilk kez Tempo dergisine konuştu.
“Tramvay”, “G.O.R.A”, “Büyü” ve son olarak “Fetih 1453”. Siz mi sinemada olmak istediniz, yoksa böyle mi gelişti?
– Yapımcıların takdiri. Ümit Ünal’ın defilesinde, Özdemir Asaf’ın oğlu Olgun Arun ve eşi Nazlı beni görmüş. “ışte bu!” deyip, “Tramvay” filminde oynamamı istediler. Yolum açıldı.
İlk tepkiniz ne olmuştu?
– “Benden oyuncu olmaz, ben modelim” dedim. 19 yaşında genç bir kızdım. Beni ikna ettiler, konuştular, korkularımı giderdiler.
Bu bir şans, değil mi?
– Evet ama ben de bu uğurda modelliği bıraktım. Tek kare fotoğraf vermedim, hiçbir firmayla çalışmadım ve defileye çıkmadım. ınsanların maymun iştahlılığını anlamıyorum. Neye emek verirseniz, orada başarılı olursunuz ve oyunculuk emek işi.
Eğitim aldınız mı?
– Alaylıyım. Taksim’de üniversite öğrencilerinin uyguladığı workshop’lar vardır. Diksiyon, beden dili konusunda da eğitirler. Birçoğuna katıldım, isimlerini hatırlamıyorum.
“Keşke kariyerimi oyunculuk üzerine kursaydım” diyor musunuz?
– Eğitim için geç kalmış değildim. Elimden geldiğince kendimi geliştirmeye çalıştım.
“Büyü”de çok cesur sahneleriniz vardı. Aynı gözü karalık hâlâ devam ediyor mu?
– Bu işe baş koydum. Neden olmasın? Ama teşhircilikle seyirci çekmeye çalışana ve bunun reklamını yapana karşıyım.
RUH HALİM DEĞİŞKEN ÇİFT KARAKTERLİYİM
Normalde soğukkanlı mısınız?
– Evet. Her şeye dayanırım, iğne hariç. Kan revan içindeki birini taşırım ama bana veya bir başkasına iğne yapılırken bakmaya dayanamıyorum.
Sizi farklı buluyorlar. Neden?
– Evet. Androide benzetenler var (gülüyor). Farklı bulmaları normal, çünkü ben bile kendimi çözemiyorum. Ruh halim sürekli değişir. Ben de kendimi anlamıyorum. Çift karakterliyim sanırım. Bazen “Evet” diyeceğim bir şeye “Hayır” diyebiliyorum. Ya da tam tersi.
Eşiniz sizi evlenmeye nasıl ikna etti? Böyle bir anı yakalamış olabilir mi?
– İkna durumu olmadı. Evlenecek en son insan bendim. Her şey çok hızlı gelişti, ani bir karar verdim. Büyük bir ailem olmasını istedim. Hayatlarımız kesişti, dokuz ay içinde evlendik.
Değiştiğinizi söyleyebilir miyiz?
– Hayatımı giriş, gelişme ve sonuç olarak değerlendiriyorum. Girişim 15 yaşında oldu, gelişmeye devam ediyorum, sonucu da göreceğiz.
SAÇLARIMI ANNEM İÇİN KAZITTIM
“Saçlarımı kazıttım, şansım açıldı” demiştiniz yıllar önce.
– Her şey öyle oldu. Saçlarımı kazıttıktan sonra ilk olarak Teoman’ın klibinde oynadım. Sonra, yüz şeklim ve gözlerime her renk gittiği için perukla pek çok iş yaptım. Bu, iyi para kazanmama da sebep oldu.
Saçınızı neden kazıttınız?
– Açık söylemek gerekirse, o dönemde bir şey yapmam gerekiyordu ve bunu yaptım. Yapım itibariyle abuk subuk sansasyonlar içerisine girebilecek biri değilim.
Sonra bir kez daha aynı şeyi yaptınız.
– Saçlarım o sırada uzundu, omuzlarımdaydı. Annemin rahatsızlığını öğrenince, onunla birlikte yeniden kazıttım. O gün Taksim’de bir barda, anne kız kel olarak eğlendik.
Bu olay sizi çok etkiledi sanırım.
Annemin meme kanseri olduğunu öğrendikten sonra hayatım değişti. ınsan sevgim arttı, yaşama tutunmayı, ailemin kıymetini öğrendim. Anneme sinirlenip kafamı çevirdiğim anları şimdi nefretle hatırlıyorum.
KADIN DA OLURUM ERKEK ÇOCUĞU DA
“Fetih 1453”e dahil olacağınızı ne zaman öğrendiniz?
– Beni Aksoy Film’den aradılar ve Faruk Bey’in beni görmek istediğini söylediler. Heyecanlandığımda tepkisiz kalırım. Boş boş bakarım. Faruk Bey “Heyecanlanmadın mı?” diye sordu.
Sizce, neden sizi seçtiler?
– Geçmişte saçımı kazıtmış olmamdan kaynaklanabilir. Hem kadın gibi hem de bir oğlan çocuğu gibi görünebiliyorum. Era da böyle bir kız.
Role nasıl hazırladınız?
– Fatih Sultan Mehmet’i ve dönemi anlatan tarih kitaplarını okudum. Film ekibinin önerdiği aksiyon filmlerini izledim. Era, tarihte var olan gerçek bir karakter değildi. Ona can vermek keyifliydi.
Era kim? Bu hikâyede neler yaşıyor?
– Müslüman bir ailenin kızı. Haçlı ordularının Balkanlar’a yaptığı seferde ailesi katlediliyor. Esir pazarına götürülüyor. Top ustası Urban, pazarda onu görüyor, kaybettiği öz kızının yerine koyuyor. Babalığının tüm meziyetlerini, top dökümüyle alakalı her şeyi öğreniyor ve aynı zamanda babasının sağ kolu oluyor. Öğrenme hevesi, ailesinin intikamını almak için aslında. Genç bir kız olduğunda, Ulubatlı Hasan’ın sevgilisi oluyor. Devamını filmde göreceğiz.
Benzer yönleriniz var mı?
– Çocukluğumda hep kısa saçlıydım. Erkek berberinde tıraş edilirdim. Saçlarım örgülü olmadı hiç. Ablamdan sonra erkek çocuk beklendiği için öyle yetiştirildim. Babam bana boks yapmayı bile öğretti. Kız olduğumun farkına çok geç vardım.
Ne zaman?
– İki erkek benim için kavga etti. “Ben kızım galiba” dedim. O zaman 13 yaşındaydım. O yaşa kadar okul üniforması dışında hiç etek giydiğimi hatırlamıyorum.
YÜZÜMDE SEKİZ DİKİŞ VAR
Yapımı üç yıl süren bir film “Fetih 1453”. Zorlandığınız aşamalar oldu mu?
– Planlama çok doğruydu, ağır çalışma şartlarımız olmadı. Sadece hayvanlarla çalışmak zordu. Manda yürümez, deve kalkmaz…
Kişisel olarak neler yaşadınız?
– Saçlarım siyaha boyandı, kaynak yapıldı, Faruk Bey sarışın olmamı istedi. Bir de mikrop kaptım ve yüzümde büyük bir sivilce çıktı. Ameliyatla alındı, yüzümde sekiz dikiş var.
Filmde tek kadın olmak nasıl bir deneyimdi?
– Sette hep şu espri dönerdi: “Tek kadın karakter, ama kadın gibi görünmeyen de tek kadın karakter.”

Leave a Reply

Your email address will not be published.