Erhan Yurdayüksel: Dünya’ya geldik bir kere!..

TV kanallarında görüyoruz, sağlık ekipleri korona virüs aşısı yapmaya başladılar.

Cumhurbaşkanı, Bakanlar, Krallar, Liderler aşılanırken pozlar verip;

‘‘Yaptırmalısın, bir defa aşı oluyorsun,

sonra koronavirüs yanından bile geçemiyor’’ dediler.

Sanki ben aşının iyi bir şey olduğunu düşünmüyorum.

Sizi aşılamak istediler de siz aşılanmak istemiyorum,

demeyi mi düşünüyorsunuz?..

Herkes aşının yolunu gözlüyor.

İnsanoğlu hastalıklara karşı elbette önlem almalı.

Ama temiz-sağlıklı-doğal bir çevre yaratmak yerine,

aşılara ve ilaçlara mahkum olmamalı insan.

Güneşsiz, havasız, ağaçsız, çiçeksiz, yeşilsiz,

mavisiz beton binaların arasına doluşup,

sonra korona virüsünden kurtulmak için aşılanmak!..

***

Yaylaların, ırmakların, denizlerin,

ormanların yok edilişini umursamayıp,

sonra sağlıklı kalmak için aşı

hükümdarlığının boyunduruğuna girmek.

Dünyamızı pislik, çıkarcılık, hainlik,

kir, pas mahvederken, bir yudum suya

muhtaç kalacağımız günlerin,

yarından da yakın olduğunu bilmiyormuyuz?

NASA, hazırladığı yeni iklim raporu ile 2020’nin son yılların

en sıcak yılı olduğunu resmen kanıtladı.

AB üyesi ülkelere küresel iklim verileri sunan ‘Kopernik

İklim Değişim Hizmeti’ de benzer bir açıklama yapıp,

2020’yi en sıcak yıl ilan etmişti.

***

‘Aşı gelecek dertler bitecek öyle mi?’

Kolumuzu uzattık bekliyoruz.

Kim korona virüsüne yakalanayım diye bekler?

Ihlamur limonla, ‘‘bu dünya yalan…’’,

‘‘insanoğlu fani…’’, ‘‘dünyanın sonu yok…’’

gibi gizemli laflar etmekle geçmiyor bu illet.

Bu gün için çare aşı olmaksa, olmak zorundayız.

Aşıyı bir bulsak!..İşte sorun burada. ‘Aşı nerede’?..

***

Evlerinize kapandığınız yasaklı günlerde biraz düşünün.

Karşı yamaçtaki ağaçların, göllerin, nehirlerin,

denizlerin, dağların, tepelerin sizden başka kimsesi yok,

onları siz koruyacaksınız, onlar sizin.

Ama siz her zaman onları yalnız bıraktınız. Sahip çıkmadınız!.

Sanki onlar başkasınınmış gibi doğanın tükenişine seyirci kaldınız.

Vefasızlığınızın, vefasızlığımızın sonu

korona çaresizliğine teslim olmak mı?

-Hep birlikte sesimizi yükselterek haykıralım:

“Hayır”

Çünkü, henüz zamanınız var olduğunu düşünün.

***

Tertemiz bir doğa için, el ele vererek, sevgilerinizi birleştirerek,

çevrenize sahip çıktığınızda her türlü virüslere dar edilir bu dünya.

Sonra, kapınızın zilini eskisi gibi çalar sevdikleriniz yine sıklıkla,

Gönlünüzün istediği gibi korkusuzca gezip dolaşırsınız,

Ya da varsa, kar topu oynama hevesiniz, tertemiz bir çevrede

huzur içinde koşup oynarsınız. İçinizden buğulu gözlerle;

“Adım anılmaz oldu

Kapım çalınmaz oldu

Ömrümün sonbaharında…” Şarkısını söylemek yerine;

“Dünyaya geldik bir kere

Kavgayı bırak her gün bu şarkımı söyle

Sevdikçe güler her çehre

Amaçlar hep bir olsun

Kalpler birlikte…” Şarkısını çoşkuyla seslendirirsiniz hep birlikte.

*Koronavirüs salgını boyunca bizler için canları pahasına mücadele veren

Sağlık Çalışanlarına Minnet Borçluyuz…

Erhan Yurdayüksel

17.01.2021