Rahmi Turan: İkinci sınıf insanlık!

Rahmi Turan-2013-1“Görünen köy kılavuz istemez!” denir.
Artık, açık ve net bir şekilde görüyoruz.
Laik Cumhuriyet büyük bir saldırı altında…
91 yılın kazanımları bir bir yok ediliyor.
Laik ilkeler parçalanıyor.
9-10 yaşındaki kız çocukları tesettüre sokuluyor.
Milli Eğitim, medrese sistemine dönüştürülüyor.
Liseler imam-hatip okulları haline getiriliyor.
* * * *
Yıllarca onların çıkarlarına hizmet eden genteller (geri zekâlı enteller) ve “Yetmez ama evet” diye gericilerin değirmenine su taşıyanlar nerede?
Şimdi bakıyorum, onlar da pişman!
Bazılarını yakından tanıyorum. Evvelce bunları “Daha çok demokrasi getirecekler” diyerek şakşaklıyorlardı, şimdi zehir zemberek yazılarla yerden yere vuruyorlar!
Fakat ne çare? Atı alan Üsküdar’ı geçti!
* * * *
En çok, Atatürk’e saldıran, onu kötüleyen, karalayan kadınlara şaşırıyorum!
Atatürk onlara çağdaş haklar tanıdı, erkek tahakkümünden kurtardı, yasalar önünde eşitlik sağladı.
Onlar ise hâlâ erkek egemenliğinde yaşamayı, ezilmeyi, acı çekmeyi kısacası ikinci sınıf insan olmayı tercih ediyorlar!
Bir de “Biz bunu özgür irademizle yapıyoruz!” demezler mi?
Erkek baskısını, dayağı, hakareti ve esareti “Özgür irade” sanıyorlar!
Özgürlükten anladıkları bu… Tam bir bilinçsizlik!
“Gaflet ve dalâlet!”
Milli bayramlar, birlik ve bütünlüğümüzü temsil eder. Yurdunu, ulusunu seven her insana bayram mutluluk verir.
Ancak… Günümüzde bayramların da tadı kaçtı.
Bayram coşkusunun yerini kızgınlıklar, küskünlükler aldı.
Yüce Atatürk, Cumhuriyet’imize yapılacak saldırıları 87 yıl öncesinden haber vermişti.
Onun “Gençliğe hitabesi”ni bugün herkesin ders niteliğinde okuması gerekir.
* * * *
Atatürk diyor ki:
“Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zapt edilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.
Bütün bu şeraitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar, gaflet ve dalâlet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler…
…Millet, fakrü zaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir.
Ey Türk istikbalinin evlâdı!
İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen, Türk istiklâl ve cumhuriyetini kurtarmaktır!”
Yeminini çabuk unuttu!
İlk defa Çankaya Köşkü dışında yapılacak olan “29 Ekim Resepsiyonu” Karaman’daki maden kazası nedeniyle iptal edildi.
4 bin kişinin davet edildiği resepsiyon, Tayyip Bey’in “Beştepe” adını verdiği bölgede “kaçak inşa edilen” devasa binada yapılacaktı.
89 yıldan beri Atatürk Orman Çiftliği olarak anılan yere, neden “Beştepe” adı verilmişti…
Herhalde iktidarın Atatürk’e duyduğu alerjiden olsa gerek!
* * * *
Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı seçildikten sonra yaptığı “Balkon konuşması”nda toplumsal uzlaşma mesajı vererek “Bütün milleti kucaklayacağım ve herkesin Cumhurbaşkanı olacağım” demiş, Meclis’te de bu şekilde ant içmişti.
Fakat… Halka verdiği sözü ve Meclis’te ettiği yemini çabuk unuttu.
“Beştepe” denilen yere davet ettiği gazete ve televizyonlar arasında, iktidara muhalif yayın yapan hiçbir gazete ve televizyon yoktu.
Oysa Anayasa’ya göre Cumhurbaşkanı’nın “partisiz ve tarafsız” olması gerekir ve ayrıca, ülkede demokrasi olduğu iddia ediliyorsa muhalifler de olacaktır.
Birilerinin bunu Tayyip Bey’e anlatması gerekiyor!
Muhalefetsiz demokrasi olmaz!
Muhalefetin olmadığı rejimlere de demokrasi denilmez!
Te­bes­süm
Atatürk ve Yugoslav Kralı
Atatürk’ü İstanbul’da ziyaret eden Yugoslav Kralı Aleksandır şerefine bir yemek veriliyor. Sohbet sırasında Yugoslav Kralı:
“Size bir gerçeği itiraf etmek isterim.” diyor “1919’da İngilizler, İzmir ve Anadolu’nun işgalini Yunanlılardan önce bize teklif ettiler. Ben reddettim. Sizi tanıdıktan sonra kararımın doğruluğunu bir defa daha anladım.”
Yugoslav Kralı aslında bir teşekkür bekliyor ama Atatürk tebessüm ederek şöyle diyor:
“Geçmiş olsun majeste! İyi kurtulmuşsunuz!”

Gü­nün Sö­zü
Barışı korumak istiyorsan, hem güçlü, hem de savaşa hazır olacaksın!

Maden-kazası-2014-1

SÖZCÜ

Leave a Reply

Your email address will not be published.