Efsane orman kutsal sayılıyor

Kütahya’nın Tavşanlı ilçesinde bulunan ve ”dünyadaki tek piramidal (piramit biçiminde) karaçam ormanı”, çevre dostlarının ve gen ormanı niteliğiyle de bilim insanlarının dikkatini çekiyor.
İlçe merkezine 30 kilometre uzaklıktaki Vakıfköy yakınında bulunan orman, 1993 yılında ”tabiat koruma alanı” olarak tescil edildi ve ”ehrami karaçam” ya da ”Mehmetçik ormanı” olarak anılıyor.
Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Ortaöğretim Sosyal Alanlar Eğitimi Bölümü Coğrafya Eğitimi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ülkü Eser Ünaldı, AA muhabirine, karaçamın alt türleri olan Anadolu karaçamı, ebe karaçamı, büyük kozalaklı karaçam ve ehrami karaçamın Türkiye’de mevcut olduğunu söyledi.
Vakıfköy yakınındaki ormanda araştırma yaptığını belirten Prof. Dr. Ünaldı, ender görülen üç türü barındıran bu ormanın doğal haline bırakılmasından öte çalışmalar yapılması gerektiğini bildirdi.
Doğal olarak korunan ormana statüsünden dolayı müdahale edilemediğini, ot istilası, kurumalar, kar yüzünden devrilmelerle ilgili çalışma yapılması gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Ünaldı, şunları kaydetti:
”Ehrami karaçamlar başta yöre halkı olmak üzere Türkiye ve dünyaya tanıtılmalıdır. Geniş kapsamlı bir iş birliğiyle tanıtım yapılabilir ve ortak projeler üretilebilir. Ehrami karaçamların hem yavaş büyüdüğü hem de kerestesi değerli olmadığından ekonomik bir değeri bulunmadığı düşünülebilir. Ancak estetik bir ağaç olduğu için park ve bahçe süslemelerinde kullanılarak ekonomik bir değer kazandırılabilir. Bu saha, ehrami karaçam, ebe karaçamı ve Anadolu karaçamının yan yana bulunması nedeniyle son derece önemlidir. Bu nedenle alana özgü envanter ve amenajman planı yapılmalı, saha kesin olarak korunmalı ve neslin devamını tehlikeye sokacak yangın ve benzeri olaylar için alınacak önlemler artırılmalıdır. Dikim yoluyla da doğal ortam desteklenmelidir.”
-Tarlalarını kullanamadıkları için göç etmişler-
Vakıfköy Muhtarı Himmet Uslu ise ehrami karaçam ağacının sakızının, kan gibi açık kırmızı olduğunu dile getirdi.
Ormanın dünyada eşinin bulunmadığını 1980’li yıllarda öğrendiklerini ifade eden Uslu, ”Otobüslerle bilim insanları ve orman yetkilileri geldi. Buraya hayran kaldılar. Fotoğraflar çektiler. Biz onlara efsanemizi anlatınca da gözleri yaşardı. Böyle bir efsanenin koruduğu ormanın bir hazine olduğunu söylediler. Sonra bu ağacın filizlendiği tarlalarımızı terk etmeye başladık. Sonunda çoğu aile, ilçe merkezine göç etti. Şu anda 7 hanede 20 civarında insan yaşıyor” dedi.
Köy İhtiyar Heyeti Üyesi, Tavşanlı Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Davut Efe de ehrami karaçamın, Kütahya’nın çini, seramik ve linyit kömüründen sonra en değerli varlığı olduğunu belirtti.
Tavşanlı Orman İşletme Müdürü Suat Göksel Gökçayır da ormanın Milli Parklar Genel Müdürlüğüne ait olduğu için doğal haliyle korumak dışında bir çalışma yapamadıklarını bildirdi.
Kurum ve kuruluşların iş birliğiyle alanın tanıtılması için projeler üretebileceğini anlatan Gökçayır, ”İki karaçam alt türünün yan yana olması, özellikle genetik alanında hayret uyandırıyor” diye konuştu.
-Ormanın özellikleri-
Piramidal karaçam, Orman Genel Müdürlüğünün internet sitesinde, ”uygun ortamlarda 25 metre boya ulaşabilen, silindir veya piramit görünüşlü, çok dallı bir ağaç” olarak tanımlanıyor.
Dalları eğri olup yukarı doğru yükseldiğinden ehrami serviye de benzeyen ağacın, iğne yapraklarının 5,5-12 santimetre arasında, asıl karaçam yapraklarından daha kısa olduğu belirtiliyor.
Dallarının parlak mavimsi yeşil renkte, kozalaklarının ortalama 54 milimetre uzunlukta olduğu, 685 hektarlık ormanın 293 hektar alanında ehrami karaçamlar yoğun olarak bulunuyor.
Burasının, ”nesli tehlikeye maruz kalan endemik ehrami karaçamların dünya üzerindeki tek doğal ve en yoğun yayılış alanı” olduğu kaydediliyor.
-Kutsal sayılıyor-
Yurt içi ve dışından çok sayıda bilim insanının inceleme yaptığı orman, halk arasında asırlardır anlatılagelen efsaneden ötürü adeta kutsal sayılıyor. Kozalağı yakılmayan, bir dalı bile kesilmeyen ağaçlarla ilgili efsane, ormanın asırlardır korunmasındaki en önemli etkenlerden biri olarak değerlendiriliyor.
Köylüler, ormandan ağaç kesenin ”Mazhar Osman’lık olacağına (delireceğine)”, ”bir daha uyuyamayacağına”, ”ailesinden birinin sara hastalığına yakalanacağına”, ”dertlerine şifa bulamayacağına”, ”titrek olacağına”, ”hayvanlarının telef olacağına”, ”evinin yanacağına”, ”iflah olmayacağına”, ”cenazesini toprağın bile kabul etmeyeceğine” inanıyor.
-Ormanla ilgili anlatılan efsane-
Köylülerin anlattığı efsaneye göre, 1071 yılındaki Malazgirt Savaşı sonrası Anadolu’nun batısına doğru ilerleyen Türk askerleri, Vakıfköy civarında 15-20 kişilik düşman askeriyle karşılaşır.
Düşmanı mağlup eden askerlerden biri ağır şekilde yaralanır ve çeşmenin yanına ulaştığında yere yığılır. Bir süre sonra arkadaşları tarafından son nefesini vermeden bulunan Türk askeri, elinde tuttuğu küçük çam filiziyle Kelime-i Şehadet getirerek şehit olur.
Şehidin avucundaki çam filizi, bir kabın içinde donan alçı gibi şekil alır. Arkadaşları, şehidin cenazesini çeşmenin yanında toprağa verip baş ucuna elindeki çam filizini dikerek yollarına devam eder.
O filiz, yukarı doğru dik şekilde yükselerek büyür ve zamanla çevresinde orman oluşur.

Leave a Reply

Your email address will not be published.