Cüneyt Arcayürek: Men Dakka Dukka!

Cüneyt Arcayürek-2013-1YAZARLAR-AKP iktidarı bu; dün öyle bugün böyle…
Dün, soruşturmanın gizliliğine aldırış etmiyordu.
Yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasıyla ilgili bilgiler medyaya yansıyınca; dün bu konuda suskun kuş olan Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ; bugün bu konuda bülbül…
Ergenekon soruşturmasının başladığı günleri belleği zayıf toplum unuttu diyelim.
Lakin siyaset adamı, üstelik o sırada iktidar koltuklarını ısıtanlar; soruşturmanın gizliğini emreden yasaları nasıl unutabilirler?
O günlerde savcı Zekeriya Öz’ün ve onunla birlikte çalışan savcıların şüpheli gördükleri kişilerin sorgulamaları tam metin yayımlanıyor. Eğri ya da doğru kimi belgeler hemen her gün medyada yer alıyor.
Hatta bu bilgi ve belgelerle şüpheliler yargısız infaz ediliyordu medyada ve tabii AKP iktidarı çevrelerinde.
AKP iktidarınca soruşturmanın gizliliğini ihlal edenleri saptamak için üstünkörü araştırmalar yapıldı; zamanın Adalet Bakanı bu konuda çok duyarlı olduklarını açıklamaktan öteye bir çaba göstermedi.
AKP, yasa gereği soruşturmanın gizliliğini bugün birden neden anımsadı?
Yolsuzluk ve rüşvet soruşturması başkalarının değil; doğrudan keskin bir bıçak gibi ak mı ak olmakla övünen AKP’nin göğsüne saplandı.
Kapanması olanaksız öyle bir yara açtı ki, Bekir Bozdağ, “Soruşturma gizlidir. Bu belgeler, ayakkabı kutularındaki milyon dolarlarla ilgili fotoğraflar nasıl yayımlanabilir” diye feryat ediyor. Suç duyurusunda bulunuyor…
***
Operasyon kirli imiş.
Pekâlâ ama üç bakanın oğullarıyla ilgili, bir bakanınızı doğrudan ilgilendiren rüşvet ve yolsuzluk olayları, milyon dolarları cukka edenler ak mı yani?
Bu soruşturma bir günde saptanıp ortaya çıkarılmadı.
Polis en az bir yıldır rüşvetin nasıl ve kimden alındığını teknik takiple saptıyor.
Her yerde gözü kulağı olan hükümetin ve kudretli Başbakan’ın bu çalışmalardan haberi yok!..
Dört bakanı doğrudan ilgilendiren soruşturma ve sonuçları hükümetten saklamak gereğini neden duydu polis ve savcılar?
Hükümetten soruşturmayı durdurmak ya da varılan sonuçları örtmek amacıyla önlemler alması olasılığı, savcıları ve polisi soruşturmayı üstlerinden gizleme zorunda bıraktı.
Emrindeki polis ve savcılar hükümete güvenmiyor!
Babası olsa gözünün yaşına bakmayacağını ve rüşvet alanı derhal adalete teslim edeceğini söyleyegelen Başbakan’dan da, İçişleri Bakanı’ndan gizlilik içinde yürütülüyor soruşturma ve…
…Başbakan da İçişleri Bakanı da savcılığın, üç bakanın oğullarının rüşvet ve yolsuzluk suçlamasıyla gözaltına alındığını o sabah gazete ve TV haberlerinden öğreniyor.
Ne hazin ve ibret verici bir tablo!
***
Emrindeki kolluk güçleriyle savcıların güvenini yitirmiş bir Başbakan’ın, adı geçen dört bakandan önce istifa etmesi gerekir; ama bu, Batı demokrasilerine özgü, yazılı olmayan bir kural.
Bizdeki RTE modeli ileri demokrasi bu kuralın tam aksini emrediyor.
Başbakan bir yana, adı oğulları nedeniyle yolsuzluk soruşturmasında geçen bakanların -tabii Başbakan’dan aldıkları emir gereğiekrana, istifa etmeyi düşünmediklerini, hatta soruşturmayı hafife aldıklarını gösteren gülen yüzleriyle görüntüleri yansıyor.
***
Önceki hükümetleri yolsuzlukların ve rüşvetin kaynağı diye sürekli suçluyor; oysa bugün hükümetinin bakanları yolsuzluk ve rüşvet suçlamalarıyla ilgili olarak yargı ve kamuoyu önünde.
Sık kullandığı “eden bulur” anlamındaki bir özdeyişle dünü ve bugünü özetleyelim:
Men dakka dukka Bay Başbakan, men dakka dukka!

Cumhuriyet

Leave a Reply

Your email address will not be published.