Cüneyt Arcayürek: Yalancının Mumu…

Cüneyt Arcayürek-2013-1Kurtulmaya çabaladıkça daha derine batıyor.
Bu yüz yılda, üstelik uluslararası iletişimin son derece ileri aşamada olduğu devirde; eski yıllardaki gibi yalanlarla kamuoyunu uzun süre uyutmanın artık olanaksız olduğunu da henüz kavrayamadı galiba…
Günlerdir Başbakan’la oğlumuz Bilal arasındaki para alışverişleriyle ilgili ses kayıtlarının yalan içerikli ve montaj eseri olduğunu ilan etti iktidar yanlıları.
Başlıcası da AKP’ye, RTE’ye kul kurban Star gazetesi.
Yayınladıkları habere göre ABD’nin iki saygın bilim kuruluşu ve adamları, baba-oğul arasındaki görüşmeyi incelediklerini ve bu ses kaydının montaj olduğunu saptayıp açıkladıklarını kamuoyuna duyurdu.
Hükümeti ve başkanını savunmakla görevli iktidar vekili Mehmet Metiner; Cüneyt Özdemir’in CNNTürk’teki programında kayıtların montaj olduğunu Amerikalı bir uzman şirketin saptadığını söyledi.
Cüneyt Özdemir, Amerikan şirketinin adını da söylemesini isteyince Metiner; şirketin adını söylemeye ne gerek var diye Özdemir’in haklı sorusunu geçiştirmek istedi.
Fakattt… Metiner’in Star’daki habere veya iktidar kanadından edindiği daha özel bilgilere dayanarak öne sürdüğü ses kayıtlarını, ABD’li uzman şirketin montaj diye kanıtladığı iddiası günlerdir Türkiye’yi sarsan olayı başka yönlere yönlendirecek nitelikte ve bu nedenle açıklama büyük ilgi odağı oldu.
Hele gazetenin haberine koşut kimi açıklamalara Başbakan’ın önceki gün Burdur ve Uşak’taki mitinglerde bu konuda söyledikleri eklenince…
Kayıtların montaj olduğu şüphesi ortadan kalkıyordu.
Öyle ya bu ülkenin Başbakan’ının elinde ses kayıtlarının montaj olduğunu kesinlikle kanıtlayan bilgi, belge yoksa; halkına, “Ses kayıtları montajdır” diye konuşmasında sık sık bunu vurgular mıydı?
Demokratik ülkelerde başbakanların yalanlara itibar ederek, gerçekmiş gibi olayları halkına söylemediği dikkate alınırsa… Yok hayır, TC Başbakanı RTE, kayıt montaj diyorsa montajdır kanısına kuşku yok itibar edilecekti, edildi de…
RTE’nin mitinglerde, kaydın CHP’nin Gülen’le el ele vererek hükümeti bu yoldan devirme girişimi diye tanımladığı sırada…
… Hadi Başbakan’ın diliyle söyleyeyim; ahhh benim canım okur kardeşlerim:
Amerikan şirketi John Marshall Media adlı firma Başbakan’ın oğluna ait olduğu öne sürülen ses kaydı için “montajdır” raporu verdiğine dair haberleri yalanladı.
ABD’li bilişim uzmanı Joshua Marpet; “Erdoğan’ın kayıtlarının muhtemelen gerçek olduğunu söyleyebilirim” dedi…
Uzman Marpet, “Görüşmenin üzerinde ayrıca oynandığı yönünde herhangi bir bulgu olmadığını” açıkladı. Görüşmelerde ses seviyelerinin (Teknoloji Bakanımızın aksine) tutarlı olduğunu belirtti.
***
Ya Başbakan’ın son meydan konuşmalarında kayıtların montaj olduğunun altını çizerek ana muhalefeti cemaatle birlik olup Türkiye’yi karıştırmakla suçlayan söylemlerini nereye koyacağız? Politikadır, olağandır diye bir yana mı atacağız yine?
Oysa Kılıçdaroğlu, internete düştüğü gün kayıtları üç uzmana incelettiğini ve uzmanların gerçek olduklarını söylediklerini açıklamıştı.
Fakat iktidar sözcüleri, ne ki Başbakan da, Kılıçdaroğlu’nu yalancılıkla suçladılar.
Hatta RTE, “Yalancının mumu yatsıya kadar yanarmış derler. Hayır, bunların yalanları yatsıdan çok evvel söndü” diye konuştu.
Oysa ABD’den gelen yalanlamalarla kimin gerçekleri, kimin ise yalanları konuştuğu yadsınamayacak biçimde ortaya çıktı.
***
Başbakan 17 Aralık’tan itibaren yaşananları istediği kadar ülkenin huzuru ve güvenliği için uygulamaya koyduğunu savunsun; içeride olduğu gibi dışımızda da gerçeklerin üstünü örtemediği ABD’nin yıllık İnsan Hakları raporuyla kanıtlandı.
Dışişleri Bakanı John Kerry’nin sunumu ile açıklanan raporda ilk kez Washington; “17 Aralık sonrası ortaya çıkanlara ‘skandal’ dedi” ve… “yolsuzluk konusu ilk kez Türkiye’nin en belirgin insan hakları ihlallerinden biri olarak” sayıldı.
ABD ilk kez RTE iktidarını yerden yere vuruyor.
Rapordaki içeride eleştiri konusu olan ama RTE’ye vız gelen saptamalar bu kez dost ve müttefik Amerika’dan, Beyaz Saray’dan geliyor…
ABD ilan ediyor: Türkiye’de hükümeti eleştirmek dava açılmasıyla sonuçlanıyor. Yargı sistemi politize… Keyfi gözaltılar devam ediyor. 17 Aralık yolsuzluk operasyonu ve sonrasındaki skandalda binlerce polis, savcı ile yargıcın yeri değiştirildi. Kolluk kuvvetleri ve yargı, yürütmenin etkisi altında…
Bu öğeleri çok açık ve net ifadelerle ABD dünya kamuoyuna duyuruyor.
İçerideki eleştirileri darbeydi, şantajdı diye örtmeye çalışan RTE…
… ABD’nin gerçekleri açıklayan raporunu da, hükümeti devirmeye yönelik ABD+CHP+ Gülen işbirliğinin marifeti diye değerlendirecek mi acaba?

Cumhuriyet

Leave a Reply

Your email address will not be published.