Emin Çölaşan: Korkunun ecele faydası yok

Emin Çölaşan-2YAZARLAR-Sevgili okuyucularım, yarıda bıraktırılan 17 Aralık operasyonları Türkiye’de her açıdan bir ilk oldu.
Binlerce, belki milyonlarca rüşvet ve yolsuzluğun öncüsü olan pislikler bu operasyonlar aşamasında tam dışarı fırlamışken, Tayyip’in bizzat devreye girip bastırmasıyla iş yarıda bırakıldı.
Olayda katkısı olan polisler, savcılar ve hakimler hain, paralel devletin ajanları ilan edildi.
Emniyet ve savcılıklarda sürgünler, görevden almalar başladı. İş bu kadarla da kalmadı.
Şimdi Danıştay ve HSYK’nın bazı yetkileri ellerinden alınacak.
Ey kısa süre öncesine kadar bu iktidarı öve öve bitiremeyen polisler… Şimdi sürgün edildiniz. Evde çoluk çocuk var, ağzınızı açamıyorsunuz. Size hak veriyorum ama daha neler olacak neler!..
Ey son furyada HSYK tarafından, dörtte biriniz de Bay Abdullah Gül tarafından Danıştay üyeliğine seçilenler…
Lütfen inkar etmeyin, bizim kadar sizler de biliyorsunuz… Oraya “Danıştay’ı kendi adamlarımızla ele geçiriyoruz” diye seçildiniz… Ve Danıştay Tayyip’in eline geçti. Seçilme nedeniniz sadece siyasi idi…
Ve sizler topluca, bütün gücünüzle, iktidarın dava konusu edilen uygulamalarına destek verdiniz. Her konuda, her kararda topluca ve aynı doğrultuda oy kullandınız. Bakın şu başınıza gelenlere!..
Sizi şimdi tu kaka ilan ettiler. Yasanız değişecek ve bazı yetkileriniz alınacak. Ne yaptıysanız Tayyip’i memnun edemediniz.
* * *
Ey AKP’nin arka bahçesi olan HSYK (Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu) üyeleri… Sizin durumunuz da aynı.
Sizleri de oraya Bay Abdullah Gül, aynı gerekçeyle seçti.
“Bizim adamımızdır.”
Yalan mı?.. Bakın, şimdi kabak sizin de başınızda patlıyor. Sizin de yetkileriniz tırpanlanacak, yasa değişecek ve yerinize belki başka birileri, sizlerden “daha sağlam” olduğu söylenen yandaşlar getirilecek.
Yargı bugün bu duruma düşürüldüyse, yargıyı iktidar esir aldıysa, bu sürece en büyük desteği sizler verdiniz.
Hoşlanmadığınız, size ters gelen kararlara imza atan hakim ve savcıları korkuttunuz, görevden aldınız, sürgün ettiniz, emekli olmaya zorladınız.
Yalan mı?..
Şimdi sıra size geldi. Tayyip zihniyetine canla başla hizmet veren hepinize!..
Polise, Danıştay’a, HSYK’ya…
İçinizden Fethullahçıları temizliyorlar, yerlerine Tayyipçiler çöreklenecek.
Demek ki korkunun ecele faydası yokmuş.
Şu yaşananlar sonrasında inşallah görmüş ve öğrenmişsinizdir.
Zekeriya Öz’ün başına gelen
Sevgili okuyucularım, Ergenekon savcısı Zekeriya Öz bu iktidarın övgüler düzdüğü adamdı. Ergenekon davasında onu kahraman ilan etmişlerdi.
Kahraman savcı Zekeriya’nın emriyle insanların evleri sabahın köründe basılır, insanlar onun karşısına götürülüp sorgulanır, tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edilir ve özel yetkili hakimler tarafından tutuklanırdı. Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ bile “Terörist-darbeci” olduğu gerekçesiyle böyle tutuklanıp müebbet almıştı.
Evleri ve işyerlerini bastıran, aramalar yaptıran, Başsavcılar dahil herkesin telefonlarını dinleten ve polise izleten savcı Zekeriya Öz o dönemde hem iktidarın, hem de Tayyip’in has adamı idi.
Zırhlı Mercedes makam aracını bile ona verdi.
* * *
Aradan yıllar geçti, Zekeriya Öz’ün adını ve imzasını bu kez 17 Aralık operasyonlarında gördük. Ancak durum şimdi 180 derece ters dönmüş, oklar Tayyip tayfasına yönelmişti.
Bu durumda Tayyip’in sinir sistemi, dengesini iyice yitirdi.
“Vay bee, benim adam zannedip altına makam aracımı verdiğim savcı benim Bakan’larıma, benim adamlarıma operasyon yaptıracak haaa!.. Ben onu çiğ çiğ yerim.”
* * *
Tayyip kürsülere çıktı, ismini vermeden onu suçlamaya başladı. Üç gün önceki son sözleri şöyleydi:
“Bir yargı mensubu nasıl oluyor da yılda 25-30 kez yurt dışına çıkıyor? Hadi kayak kaymaya, yüzmeye gittin ama 25-30 kez nereye? Masraflarını kim karşılıyor?”
Haberi dün iktidarın en büyük yandaşı olan Sabah gazetesi manşetten patlattı:
“Zekeriya Öz’ün Dubai sefası. Hükümete karşı yargı darbesinin beyinlerinden olan Savcı Öz, bir inşaat şirketinin parasıyla Dubai’de aile boyu bir hafta krallara layık tatil yaptı. Faturayı İstanbul Ataşehir merkezli bir
inşaat şirketi ödedi. Faturanın toplamı 31.588 dolar.”

Haberde şirketin ismi verilmiyor ama faturanın kopyası var.
Bu haber doğru mu yalan mı bilemem.
Haber doğruysa faturayı gazeteye ya parayı ödeyen şirket verdi, ya da Zekeriya Öz’ü Tayyip’in emriyle izleyen MİT.
Dün iktidarın ve yandaşların en gözde adamı olan, herkesi izleten ve dinleten Zekeriya Öz, demek ki iktidar tarafından da izlenmekte imiş!
Demek ki arkadaş!..
Polis, hakim veya savcı ol, hatta Danıştay ya da HSYK üyesi ol, hiç fark etmez. Hele en ufak bir açığın varsa, bu hükümetin hoşlanmayacağı bir iş yaptığın anda üzerine gelirler, seni duman ederler…
Çünkü büyük birader tarafından izleniyorsun.
* * *
Bazı Bakan’lar, yüksek bürokratlar, soyları sülaleleri ve çoluk çocukları, büyük işadamlarının özel jetleriyle yurt dışında beleş tatillere, hacca, umre gezilerine gittiler ama o hırsızların yaptığı hiç önemli değildir.
Ayakkabı kutularından paralar fışkırmış, oğlanın evinde para kasaları ve para sayma makineleri çıkmış, yolsuzluk ve rüşvet arşa yükselmiş, memleket soyuluyormuş, lağım patlamış…
Hiç önemli değildir!
Şimdi böyle bir ortamda hangi polis, savcı, hakim ya da MİT, Tayyipgillerin hoşlanmayacağı bir iş yapıp bu olanları açığa vurabilir?
* * *
Hatay’da silah ve patlayıcı dolu bir TIR yakalandı, savcı olaya el koydu, arama yapmaya kalkıştı. Hükümetten açıklamalar yapıldı:
“TIR MİT’e aittir ve aranması mümkün değildir. İçindeki malzeme devlet sırrıdır!”
Sonra bir başka açıklama:
“TIR’da Türkmenlere gıda yardımı vardır!”
Madem gıda yardımıdır, niye aratmadın kardeşim? Gıda yardımı nasıl olup da devlet sırrı olmuştur!
2009 yılında Bülent Arınç’a suikast yapılacak palavrasıyla Özel Kuvvetler Komutanlığının kozmik odalarına girdiler, günlerce arayıp devletin en gizli sırlarını adliye koridorlarına taşıdılar.
Balyoz davasında Yunanistan’a karşı hazırlanmış olan saldırı ve savunma planlarını mahkemede masalara yaymaktan utanmadılar.
Onlar devlet sırrı değildi ama TIR’ın yükü öyleydi!
Bu dosyaya bakan ve arama yapmasına izin verilmeyen savcı Özcan Şişman’ın görev yeri de dün değiştirildi.
Bir ülke böyle sorumsuzca yönetildiğinde, işte bunlar yaşanır.
SÖZCÜ

Leave a Reply

Your email address will not be published.