Mustafa Mutlu: Eyvah… Osman Bey kâbusu geri dönüyor!

Mustafa Mutlu-1YAZARLAR-MHP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı kazanma ihtimali (yüzde 1 bile olsa) var mı?
Yok…
Buna karşın, bu büyük kenti AKP sultasından kurtarmak için diğer muhalefet partileriyle ittifak yapmayı reddetti.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı için eski Sağlık Bakanı Osman Durmuş’a sarıldı!
***
Peki; kimdir Osman Durmuş?
Hatırlayalım:
Tıp doktoru…
İki dönem milletvekili seçildi.
DSP-MHP-ANAP Koalisyn Hükümeti’nde Sağlık Bakanlığı yaptı.
1999′daki büyük Körfez Depremi sırasında bakanlık koltuğunda oturuyordu. Özellikle Ermenistan ile Yunanistan başta olmak üzere diğer ülkelerden gelen insani yardım ve yüzer hastane gibi teklifleri geri çevirdi. Kan yardımı önerilerini, “Millet uyuşmazlığı var” diyerek reddetti.
Şeftali yerken kendisini görüntüleyen muhabirlere, “Eğer benim şeftali yiyişimi görüntülerseniz, sizi Türk doktorlarına emanet ederim” bile dedi.
Avrupa’da yasaklanan bazı ilaçların Türkiye’de yasaklanıp yasaklanmayacağı kendisine sorulunca, “Ben yıllardır kullanıyorum. Bir şey olmuyor” diye son derece bilimsel (!) bir açıklamada bulundu.
Dünyada şarbonlu mektup vakaları artınca önce, “Mektupları böyle açarsanız şarbon bulaşmaz” diye yol (!) gösterdi; sonra da önlem alınmasını isteyenlere, “Ne yani, mektuplarınızı ben mi açayım?” diye çıkıştı.
Şarbon paniği artınca, “Keşke artık bir yerde şarbon çıksa da biz de var mı yok mu anlasak” dedi.
Uzmanlık alanı, genel cerrahi ya… Bolu’da Devlet Hastanesi’ni teftiş ederken rastladığı bir hastaya, “Hiçbir şeyin yok. Turp gibisin” dedi. Bir gün sonra adama kanser teşhisi konuldu.
Bakanlığı döneminde sağlık meslek liselerine giden kız öğrencilere “bekaret” zorunluluğu getirilmesi gündeme geldi.
***
Tüm bunları neden mi hatırlatıyorum?
Aradan on iki yıla yakın zaman geçti. Tanıyanlar unuttu; çocuklar büyüyüp adam oldu.
Devlet Bahçeli, işte bu “Osman Bey”i tekrar vitrine sürerek İstanbul’daki muhalefet oylarını bölmeyi hedefliyor!
MHP’li dostlar:
Genel Başkanınız bugüne kadar tüm kötü zamanlarında AKP’nin imdadına koştu.
Eleştiriyormuş gibi görünüp cankurtaranlık yaptı.
İpi gösterip ipten aldı.
***
Kısacası…
“Sağduyulu” davranmak size düşüyor!
Umarım olmayacak bir duaya amin deyip, İstanbul’u bir dört yıl daha bu zihniyete mahkum etmezsiniz!
Hele hele…
Osman Bey için!
İŞKENCE!
Anayasa Mahkemesi , Ergenekon sanığı CHP milletvekilleri Mustafa Balbay’ın ve Prof. Dr. Mehmet Haberal’in bireysel başvuralarını kabul etti, her ikisinin de “gereğinden fazla tutuklu kaldığına” hükmetti.
Haberal Hoca , bir süredir zaten serbest… Ancak bu karar, Mustafa için çom önemli!
İçeride geçireceği her dakikanın, Yüce Mahkeme tarafından tespit edilen haksızlığı ve mağduriyeti büyüteceği ortada…
Ancak İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, bunun farkında bile değilmiş gibi davranıp, Balbay’ın avukatlarının yaptığı tahliye talebini karara bağlamayı erteledi!
İlahi Hakim Beyler; adamı yeniden mi yargılayacaksınız ki bir türlü karar veremiyorsunuz?
Acıların en büyüğünü yıllardır yaşayan Mustafa’ya, anasına, babasına, karısına, çocuklarına, ablasına ve kardeşlerine ille de işkence mi yapmanız gerekiyor?
GÜNÜN SORUSU
İşçi Partisi Şişli Belediye Başkan Adayı Ümit Zileli ‘yle karşılaşınca, “Kazanacağına inanıyor musun?” dedim ve “Yürekten inanıyorum” yanıtını aldım. Soru kendime:
İnanmasa bu yarışa girer miydi?
‘Kavga’ değerlendirmesi…
İktidar, cemaatin elindeki kasetlerden ve belgelerden korktu, “Asla ertelemeyeceğiz” dediği dersaneleri kapatma tarihini iki yıl erteledi.
İyi de… İki taraf arasındaki sular duruldu mu?
Elbette durulmadı, durulmayacak da…
Çünkü “güven duygusu” bir kez zedelendi; eskilerin deyişle “cam” kırıldı!
Taraflar birbirlerine “kazık” atabileceklerini gösterdi.
***
Peki; cemaat, yıllardır keyfini sürdüğü “iktidar ortaklığı”ndan vazgeçip herhangi bir muhalefet partisini destekler mi?
Kesinlikle hayır!
O zaman ne olacak?
İktidar “Gezi eylemcilerini” yakalamak için başlattığı “cadı avı”nı bırakıp bir zamanlar kendi elleriyle devlet kadrolarına yerleştirdiği “cemaatçileri” avlamaya çalışacak… (Ki; gelen haberler, bu avın TRT’de başladığını gösteriyor.)
Cemaat de ABD’yi ve çok iyi ilişkiler içinde bulunduğu küresel lobileri etkileyip AKP’yi bitirmeye, yeni iktidarın ortağı olmaya uğraşacak…
***
“Hangisi kazanır?” diyorsanız…
Şimdiye kadar çarpışan iki testiden birinin sağlam kaldığı pek görülmedi!
GÜNÜN İSYANI!
F Tipi Cemaat ‘ten ve uluslararası lobilerden torpilli Elif Şafak’ın yeni romanı “Ustam ve Ben” henüz çıkmadan, tıpkı önceki romanlarında olduğu gibi “intihal (aşırma)” eleştirilerinin hedefi olmuş… İsyanım Şafak’ın talihsizliğine (!):
Bu yabancılar senin yıllar sonra yazacağın romanların konusunu bilip de nasıl hep senden önce davranıyorlar be kardeşim? Bu ne şanssızlık!

AYDINLIK

Leave a Reply

Your email address will not be published.